Feyzi Hepşenkal

Feyzi Hepşenkal

feyzihepsenkal@mynet.com

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

SUHULET ve sükûnet içinde yazmak için epey bekledim.
Yok.
Kızgınlığım geçmedi, öfkem dinmedi.
Ne var ki, kararsızım.
Sopayı önce Rumların kafasında mı kırmalı?
Yoksa doğrudan FIBA’ya mı saydırmalı?
Neticede Rumların cinsi de, cibilliyeti de malum.
Sen istediğin kadar onları insan yerine koy burada.
Boşuna.
Gelen misafiri gözünden sakınacağı yerde gözünü çıkarmaya çalışanla muhatap olmak bile zaten hata!
Onun için...
Kefereyi bir kalemde geçin!
* * *
Önce olanları hatırlayalım.
Taşlar, sopalar, sis bombaları Karşıyakalı basketbolcuların üzerine Salı gecesi yağdı.
22 Aralık Çarşamba sabahına kadar herkes teyakkuzdaydı.
Kafile aynı gün öğleden sonra İzmir’e ulaştı.
Devlet bakanları Egemen Bağış ve Faruk Özüak’ın takımı karşıladıktan sonra açıklama yaptı:
“Saldırganlar en ağır cezayı almalıdır. Ve biz, bu işin peşini bırakmayacağız...”
* * *
Cezayı kim verecek?
FIBA Avrupa...
Kimse kusura bakmasın, adamın makatına çomak soksan böyle zıplamaz!
Ama FIBA’cılar zıpladı.
Ulen...
Ne zaman toplandınız; neyi, nasıl araştırdınız; hangi görüntüyü izlediniz;
Kiminle, ne konuştunuz da; yine aynı gün, yani 22 Aralık’ta karar aldınız?
Karar da şu ha:
“Üç maç seyircisiz oynama.”
* * *
Bir hakkı teslim edeyim hemen.
Özellikle Devlet Bakanı Egemen Bağış, bu kez tam not aldı benden.
Yaşanan kepazeliğe karşı eylemi de, söylemi de çok iyiydi.
İyi de...
“Bu sportmenlik dışı eylem en sert şekilde cezalandırılmalıdır” şeklindeki sözleri daha havada uçuşurken, FIBA duvarına çarpıp, yere serildi.
Demek ki, sıra “takipçilikte” şimdi.
Egemen Bağış’ı bilmem ama ben iyi takipçiyimdir.
Kendisinin “Bu olayın bundan sonraki her aşamada takipçisi olacağımızı herkesin bilmesini istiyorum” sözünü asla unutmam.
Ve kimseye de unutturmam!

Kakofonik bir toplantı!
İZMİR ’İN ekâbiranı önünde salla, gitsin.
“İzmir burnu akmış, yüzü gözü pis çocuk gibi...”
“İzmir çözümün parçası değil...”
“İzmir dört tekerine fren takılmış araba gibi...”
“İzmir’den armoni değil, kakofoni çıkıyor...”
Hüseyin Çelik biraz olsun utandı mı acaba, çok merak ediyorum.
Çünkü kakafoninin dik âlâsını yaptığı halde, oradakiler kendisini efendice dinlediler. Yetmedi.
Üzerine bir de plaket verdiler!
Gösterdikleri nezaket ve zarafet nedeniyle ESİAD üyelerini yürekten kutluyorum.
Amma...
Koca memlekette konuşmacı olarak çağırmak için, başka birini bulamadılar mı acaba?
İşte bu sorunun da cevabını...
Çok merak ediyorum!

Al Rumları, vur FIBA’ya


Tek karelik acı!
BLOG
SELÇUK KARA: Sevgili Feyzi Bey, Balbay, Özkan ve diğerleri.. Yani hala kimsenin ne olduğunu tam anlayamadığı bir takım iddiaların sanıkları.. Acaba kahinlerin iddia ettikleri bu yeni dünya düzeninin kurbanı mı oluyorlar sizce?
METİN YİĞİTOĞLU: Takipçiliğinize ve uslubunuza bayılıyorum. “Maksat İddia olsun” yazınızda tekrar dile getirdiğimniz Arınç iddasının sürecini bizler de merak ediyoruz. En azından bir açıklama borçları yok mudur yetkililerin vatandaş hakkı adına..