Feyzi Hepşenkal

Feyzi Hepşenkal

feyzihepsenkal@mynet.com

Tüm Yazıları

Kimine göre “kara kutu”, kimi için “hayalet”, kimine göre de “Çok şey bilen” bir adamdı.
“Eğer” yaşasaydı...
“Mahkemede her şeyi anlatacaktı.”
Kâşif Kozinoğlu sekiz aylık tutukluğunun ardından tam da mahkemeye çıkacağı günlerin öncesine ölüverince, kuşkular da ayyuka çıktı.
Açıkçası:
Kalp krizi görünümü verilen ölümler, filmlerde de sıkça gördüğümüz gibi; örneğin yüksek dozda “potasyum” kullanılarak gerçekleştirilebiliyor.
Çünkü meret kokusuz.
Çünkü suda yüksek çözünürlüğe sahip.
Çünkü etkisi hızlı.
Yani ve acaba işin içinde buna benzer bir iş mi vardı?
* * *
Kozinoğlu’nun cenazesine katılan “Kubilay” filminin yönetmeni Faik Ahmet Akıncı demiş ki:
“Cezaevinin en sağlıklı adamı oydu bence. Spor yapan genç emekli olmuş biri. Tarafsız, objektif bir otopsi yapılması şartıyla gerçekler ortaya çıkacaktır tabii. Ama onu yaparlar mı bilmiyorum. Bilgi sahibi olmanın insan yaşamını tehlikeye soktuğu bir ülkedeyiz.”
* * *
Adli Tıp Uzmanı Prof. Nevzat Alkan ise gönderdiği mesajda aynı olayı gündeme getirerek, “Bu ölümü izleyen dönemde yaşanacak süreçlerde, ileride adli tip çalışanlarının töhmet altında kalmaması için tüm aşamaların titizlikle ve bilimsel kurallar gözetilerek gerçekleştirilmesi önem arz etmektedir. Bu noktada otopside bağımsız gözlemcinin yer alması, alınacakikinci bir toksikolojik analiz imkânının yaratılması önemlidir” diyor.
Ve Minnesota Otopsi Protokolü ve bu protokolü de kapsayan biçimde yayımlanan HSYK’nın “9 No’lu Genelgesi”ne dikkat çekiyor.
* * *
Sözü edilen “Minnesota Otopsi Protokolü” şu:
“Birleşmiş Milletler ‘Hukuk Dışı, Keyfi ve Yargısız İnfazların
Önlenmesine ve Soruşturulmasına’ İlişkin El Kılavuzu”
Ya “HSYK’nın 9 No’lu Genelgesi” ne?
Orada da “Ceset üzerinde maddi olarak ancak bir defa sağlıklı otopsi yapılabileceği, en küçük bir dikkatsizlik ya da kayıtsızlığın, bulguların cesetle birlikte mezara gömülmesi sonucunu doğuracağı tartışma götürmeyen bir gerçektir” denilerek; bir otopside uygulanacak kural ve esaslar sıralanıyor.
* * *
O zaman cevaplanması gereken iki soru var:
1- Kâşif Kozinoğlu’nun otopsisinde “bağımsız bir gözlemci” yer aldı mı?
2- İkinci bir “toksikolojik analiz” yapmaya yarayacak örnekler alındı mı?
Aslına bakarsanız. . .
Kamuoyunu heyecanlandıran hemen her olaydan sonra akılların karışması ve meselâ “bulguların cesetle birlikte mezara gömülmesi” kuşkusunun doğması, gerçekten çok acı.

Haberin Devamı

Tek karelik topçu!

Haberin Devamı
Ah şu acabalar

Hesap meselesi

Adnan Menderes Havalimanı’nın iç hatlar terminalini de, dış hatlar gibi TAV işletecek.
2032 yılına kadar geçerli bu kiralama için üç grup yarışmıştı.
Haberlere bakanlar TAV’ın “610 milyon Euro ve ilave KDV” ile en yüksek kira bedelini vererek ipi göğüslediğini okuyup, geçtiler.
Oysa bir de işin başlangıcı vardı.
Ne dersiniz, pazarlık hangi rakamlarla başlamıştı?
Limak-GMR’nin ilk teklifi 54 milyon, IC İçtaş Fraport’un 100 milyon, TAV Havalimanları Holding’in ise 350 milyon Euro olmuştu.
Tuhaf.
Üç tekliften ikisinin arasında tam 7 misli fark olması, gerçekten çok tuhaf!
Ve sonuç:
11 tur birebir süren pazarlığın finalinde Limak 216 milyon, İçtaş 551 milyon 177 bin 77, TAV 610 milyon Euro’ya çıkmış.
Limak ile TAV arasındaki fark bu kez de 3 misli neredeyse.
Biri hesabı yanlış yapmış olmalı da, acaba kim?