Yaratıcılık sıkıntısı çeken moda dünyası yine bir arşiv çalışması yapmış. Bu sefer de hatıralarımızda eski Hollywood yıldızlarının tarzı olarak yer etmiş, 40’lı yılların modasını geri getirmişler
Moda dünyasının ilhamını mütemadiyen geçmişten almasına alıştık. Şimdi de sıra 40’li yıllara geldi. Kadınların bu durumdan şikayetçi olacağını hiç sanmıyorum. Koleksiyonlarda bu dönemin yansımaları, elegan, feminen bir kadını ortaya çıkarıyor. Vücut hatlarını çok belli etmeyen ipek, desenli elbiseler, dökümlü gömlekler, diz civarı ve altında biten etekler 40’ların kadınlarını en iyi tasvir eden parçalar... Sokak modasının Kabe’lerinden Topshop’un Londra Oxford Street’teki mağazasını geziyorum. O her türlü acayipliği, aşırılığı kendine yakıştırmayı pek iyi beceren çılgın kızlardan bile ‘lady’ler yaratmayı becermişler. Puantiye naylon çoraplar, bağcıklı topuklu ayakkabılar, püsküllü loafer’lar mağazanın her köşesini istila etmiş. Bu kadar zarif bir kadının makyaj seçimleri de elegan oluyor, tabii. Temiz, allıklardan, bronzlaştırıcılardan arınmış, birbirinden güzel kırmızı tonlarında rujlarla renklenen,incecik eyeliner’larla masumlaşmış ifadelerin modası gelmiş. Hayvan hakları koruyucularının hoşuna gidecek bir gelişme; soğuk geceler için yapay kürk modellerine abanmışlar. Tilki kürkünü andıran, beyaz rengin de ilgi çekici biçimde baskın olduğu kürklerle kadınlar eski Hollywood yıldızları gibi görünecek. Diz altı etekler sadece kalem tarzında değil, çan modelinde de çalışılmış. Bir diğer göze çarpan detay, yapay ya da gerçek deri eteklerin hakimiyeti... Moda dünyasının bir dönemdir hor gördüğü örmelere de rağbet var; marifetli annelerin, onların yeniliklere açık, eli şiş tutabilen kızlarının kulağına küpe olsun. Pantolonlarda retro etkisi bir süredir başlamıştı zaten.
Kocaman çantaları bir yana bırakın
“40’ların pantolonları nasıl olur?” diyenlere cevabım, pilili, yüksek belli, bacakları hiçbir şekilde sarmayan modelleri tercih etmeleri. Aynı bağcıklı, eski filmlerin sekreter kıyafetlerini andıran bağcıklı ayakkabılar etekler gibi bu pantolonları da tamamlıyor. Aksesuar olarak en pahalı markalardan ikinci el satan mağazalara kadar, dikkati kutu formlu, ince askılı çantaların çokluğu dikkat çekiyor. “Bu kış modayı takip ederim” diyenlerimizin bir tonluk koca çantaları bir yana bırakmaktan başka şansı yok. “Bu küçük çantaya nasıl sığarım?” diye düşüneceksiniz; yanında bir de alışveriş çantası taşımaktan başka çare yok. Kumaş, kanvas, yapay deri uzun saplı hacimli çantalar hep yanınızda dolaştırdığınız türlü ıvır zıvırı sıkıştırmanıza yarayacak. Aksesuarlarla ilgili bir de eldivenlerin bolluğu dikkat çekiyor. Özellikle tarif ettiğim zarif 40’lar kadınına yakışacak, neredeyse dirseğe kadar uzanan deri eldivenler çok çok şık. Sadece siyah değil; koyu kahve, hatta mor renklilerini de beğeniyorum.
Annenizin gardırobuna bir göz atın
Bir dönemden esinlenen tarzı benimsemenin en zor yanı, o ‘look’u bugüne uyarlayabilmektedir. Yani kimse bir dönem filminde oynuyor gibi gözükmek istemez, öyle değil mi? Bence ‘40’ların modasına dair her detayı gardırobunuza katmanız mümkün. Sonuçta bugüne dair saç modeliniz sizi ilk bakışta ‘a la 2012’ kadını yapacak. Seneye bu moda geçerse bu kılıkları ne yapacağım diye de endişelenmeyin. Miu Miu örneğinde olduğu gibi geçtiğimiz iki yıldan bu yana ‘40’lar modası sözü ediliyordu. Görünen o ki gelecek sezonlarda da bu moda sürecek. Bir de uzun zamandır yapmadığım bir hatırlatmada bulunacağım. Annenizin gardırobuna bir göz atın. Hatta anneannenizinkine de... Bir terzi maharetiyle üzerine göre yaptırabileceğiniz parçalar bulabilirsiniz. Hiç olmadı, tekrar çok moda olan klipsli küpelere denk gelirsiniz. İyisi mi siz annenizin gardırobunun gerilerinde kalmış parçalara alıcı gözüyle bir bakın. Belki de bu kış en çok giyeceğiniz parça orada yatıyor olabilir.