Havaların soğuması ile birlikte hareket, su tüketimi, meyve tüketimi azaldı. Ayrıca karanlıkda uyanmak, mevsim geçişleri çoğumuzda halsizlik, yorgunluk, kabızlık, şişlik gibi sorunlara neden oluyor. Probiyotik besinler, gıda takviyelerinin yanında günlük lif miktarını arttırmak kabızlık, şişlik gibi problemlere karşı en etkili çözüm.
Ülkemize Hindistan'dan gelen karnyarık otu olarak bilinen psyllium lif açısından en etkili besinlerden. Hap, kapsül, toz, tohum gibi pek çok etkisi olan bu mucizevi besin adeta müshil etkisi görerek kronik kabızlık, ishal, şişlik yaşayan kişiler için kurtarıcı özellikte.
Psylliumu diğer besinlerden ayıran özelliği çözünür lif olması, barsakda suyun, karbonhidratın yavaş emilimini sağlaması.
Psyllium üzerine yapılan çalışmalar öncelikle bardak florasını düzenleme etkisini incelemiş. Fakat daha sonra karbonhidrat içeren besinlerin emilimini azalttığı ve böylece kan şekerlerinin daha regüle seyretmesini sağladığı görülmüş. Tip 2 diyabetliler üzerinde yapılan bir çalışma günde 3 kez 5 gram psyllium alan diyabetlillerin kan şekerlerinde %29 luk bir düşüş olduğu görülmüş. Uzun süre diyabeti olan hastalarda gastoparezi dediğimiz sindirim güçlüğü
1-7 Ekim "Emzirme Haftası" nda her sene olduğu gibi bu sene de Unicef ve Dünya Sağlık Örgütü ilk 6 ay sadece anne sütü tüketimine dikkat çekiyor. Peki gerçekten bu kadar önemli mi anne sütü?
Öncelikle anne sütünün içeriğinden biraz bahsedelim. Anne sütü bebeğin 6 ay boyunca tüm besin ihtiyaçlatını karşılayacak karbonhidrat, yağ, protein, su, vitamin ve minerallerin tamamını içeriyor. Bunun yannıda anne sütünü formül mamalardan ayıran en önemli özelliği bebeğin bağışıklık sistemi için önemli olan antijenleri içermesi. Anne sütünün içeriği çoğu zaman annenin beslenmesinden etkilenmese de vitamin içeriği bir miktar annenin beslenmesinden etkileniyor. Özellikle omega-3 annenin beslenmesinden etkilenen en önemli bileşenlerden.
Günümüde kadınlar estetik kaygılar , çalışma koşulları gibi nedenlerle bebeğini emzirmekten uzaklaşıyor. Süt izninin yetersiz olması, iş yerlerinde emzire odalarının bulunmaması çalışma hayatındaki kadınları emzirmeden uzaklaştıran en önemli faktölerden. Son dönemde Unicef emzirme dostu iş yerleri,hastane kavramını oluşturmaya başladı. Bu da ilk 6 ay gibi çok özel bir zamanda anne ile bebek arasındaki bağın güçlendirilmesini sağlayacak ve anneleri
Son dönemlerin en çok konuşulan besinlerinden birisi de probiyotikler. Ev yapımı mı, hazır mı içsem? Çocuğuma içirebilir miyim? Hamileyim tüketebilir miyim gibi pek çok soru var aklımızda.
Probiyotik latincede "yaşam için" anlamına gelmekte. Probiyotikler aslında barsaklarımızda yaşan dost bakteriler. Doğum anı ile birlikte barsak floramız oluşuyor ve 2-3 yaşına kadar tamamlanıyor. Yaşadığımız çevre, doğum şekli, tükettiğimiz besinlerin etkisi oluşan barsak floramız yaşamımızın sonuna kadar ufak değişiklikler dışında aynı kalmakta. Bu nedenle yaşamın ilk 2-3 yılı yaşadığımız çevre ve beslenme şeklimiz çok önemli.
Çalışmalar normal doğum ile bebeğim doğum anında probiyotik bakteriler ile karşılaştığını ve bunun da sağlıklı barsak florası için son derece önemli olduğunu belirtiyor. Sezeryan doğum ile doğan bebeklerde ise anne sütü çok çok önemli. Bağışıklığın güçlenmesi için emzirmek şart. Aynı zamanda bebek mamalarına da probiyotikler eklenerek bebeklerin beslenmesi probiyotik açısından desteklenmiş oluyor.
19. yy'ın ikinci yarısında mikrop-hastalık ilişkisinin ortaya çıkması ile hijyen,sanitasyon gibi kavramlar ortaya çıktı. İnsanlar daha steril, lif oranı düşük besinler