Güzel Kardeşim Yüklenme Bize!

18 Ağustos 2019

Geçtiğimiz 2 ay isyan bayraklarını çektiğim bir dönem oldu. Ay tutulmasıydı, Güneş tutulmasıydı, Merkür retrosuydu, Satürn daha da retrosuydu, sıcaklardı, hormonlardı, işlerdi vs, son 2 ayım kişisel olarak bayağı zor geçti. Biraz daha içime kapandığım, biraz daha sağlık sorunları ile baş etmeye çalıştığım, biraz daha az konuştuğum, biraz daha düşüncelerle boğuştuğum, biraz daha mutluluğa ihtiyaç duyduğum, biraz daha kırılgan olduğum bir dönemdi…

Şimdi suyun yüzeyi gözükmüş olsa da, henüz orada değilim.

Şüphesiz insanlar hassas dönemlerindeyken daha alıngan ve tepkisel olurlar. Bir şekilde sinyalleri veriyorlardır aslında ama işte çevredekiler kendi hayat kaoslarından burunlarını kaldıramadıkları için pek ilgi göstermezler. Diğerleri -ve aslında çoğu- ilgilenmemeyi tercih ederler. Çünkü hayatlarında negatif bir şey olsun istemezler. Çoğu insan da zor zamanlarda nasıl destek olunur bilemez, empati eksikliği çekenler de azımsanacak sayıda değil. Hepsine elbette ki kabul.

Hayatınızın zor bir döneminde olsanız da olmasanız da, bir yoga eğitmeni olarak yargılayıcı işaret parmağı daima üzerinizde. 2 x 2 = 4 kadar aşikâr. Söylediğiniz sözler en ince gramına kadar tartılıyor,

Yazının Devamı

Yeni Nesil Yoga

17 Haziran 2019

Son 15-20 yılda yoga tarzları mantar gibi çoğaldı. Onlarca yeni nesil yoga türedi. Kimileri sırf “element uydurmak” için, kimileri ise gerçek bir ihtiyaca cevap vermeyi amaçlıyor. Yoga’nın kendini yenilemesi, gözden geçirmesi, ve hatta düzeltilmesi olmayacak şeyler değil. 20 yıl önce Yoga eğitiminde öğrendiğim bazı “gerçekler” bugün tıp dünyası tarafından afaroz edildi. Bunlar elbette işin çok detayında olan değişiklikler ancak tıbbî bakış açısının değişkenliği ne derece Yoga’da bir arayış içinde olunmasını gerektiriyor çok emin değilim.

Yeni tıbbi yönlendirmeler çerçevesinde mevcut Yoga pratiğimizi şekillendirebiliriz ama bunun haricindeki uğraşlar bana “Yoga” gibi gelmiyor. Belki bu icatlara “yeni nesil kültür fizik” veya “Yoga’dan esinlenen fiziksel hareketler” diyebiliriz.

Bir gün oturdum üşenmedim, internetten bulabildiğim tüm yeni nesil Yoga tarzlarını listeledim. Eminim unuttuklarım çok vardır, ancak bulduğu başlıca çiçeği burnunda Yoga tarzlarını paylaşmak istiyorum:

Tavana asılı bir kumaştan destek alarak ve havada bazı yoga pozları gerçekleştirmeye yönelik Areal Yoga;

Bir ashtanga-vinyasa karışımı olan ve kişiyi hedefe daha hızlı getirmeyi amaçlayan Roket

Yazının Devamı

Hindistan'ın Karanlık Yüzü

30 Nisan 2019

Uzun süredir bu blogda Hindistan’la ilgili yazıyorum. Çok sevdiğimden sürekli övüyorum oraları. Şöyle güzel, böyle güzel…. Sonra fark ettim ki belki biraz fazla toz pembe bir resim çizmişim. Hindistan’daki deneyimlerimi aktarırken, aslında yaşadığım zorluklardan hiç mi hiç bahsetmemişim. Ve onlardan öyle çok var ki!

Bu yazımda Hindistan’ın daha karanlık yüzünü paylaşmak istiyorum. Elbette kendi penceremden. Gerçekten de her gidişimde beni çok zorlayan durumlar oldu. Geri dönmeme ramak kaldı demeyeceğim, hiçbir zaman biletimi erkene almadım, ama fena yıldığım zamanlar olmadı desem yalan olur. Çünkü Hindistan, her şeyiyle çok zorlayıcı bir ülke.

İletişim: Hintlilerle anlaşmak mümkün değil. Hiç uğraşmayın, kesin bilgi. MÜM-KÜN DE-ĞİL! En ufak bir şeyi anlatmak, küçücük bir bilgiyi edinmek için inanılmaz çaba sarf ediyorsunuz. Sorunun yarısı, sokaktaki Hintlinin ingilizcesinin iyi olmamasından kaynaklanıyor. Esnaf, turizm acentesi, otobüs terminali, gar, havaalanı ve postanelerdeki personel de buna dahil. Sorunun diğer yarısı ise çok farklı bir zihin yapısına sahip olmaları. Son derece basit bir sorununuzu çözecek “zihindaş” bulamayabilirsiniz. Dilinizde tüy biter

Yazının Devamı

Yogada Ezber Bozmak

23 Nisan 2019

Yoganın beş bin yıldır var olan bir öğreti olması ister istemez bu yaşam bilimine geleneksel bir perspektifle bakmamızı gerektiriyor. Klasik yaklaşıma göre yoga uygulayıcısı, binlerce yıldır orijnaline olabildiği kadar yakın bir yoga tarzı benimsemek zorunda. Temel duruşlar sayılıdır ve yapılış şekilleri milimetresine kadar belirlenmiştir. Klasik yogayı takip eden biri, yeni yoga tarzlarına mesafeli duracaktır. Bunun bir sebebi binlerce yıldır etkileri ıspatlanmış duruşlardan uzaklaşmanın anlamlı olmayacağı düşüncesidir. Sahiden, Amerika’yı yeniden keşfetmeye gerek var mı?

Oldukça geleneksel eğitimden geçmiş biri olarak yeni yoga tarzlarına itiraz etmem beklenebilir belki, ama öyle değil. Yeniliklerin, sürekli bildik ve güvenli sularda dolanan zihinlerimiz için şahane birer beyin jimnastiği olduğuna inanıyorum. Konfor alanından çıkma cesaretini gösteren zihin gelişebilir ancak. Ayrıca, herhangi bir tarzda uzun süre kaldığınızda ve başka hiçbir pratiğiniz yoksa, illa ki körelirsiniz ve git gide zihninizle birlikte bedeniniz de geriler. Bu kaçınılmazdır. Zihni ve bedeni ara sıra şaşırtmak iyidir.

Yeni yoga tarzlarının yanı sıra, yoganın uygulandığı yerler de fazlasıyla

Yazının Devamı

Neden Hep Hindistan?

4 Mart 2019

Annem neden her sene Hindistan’a gittiğimi anlamıyor. “Dünyada o kadar görülecek yer varken, neden durup durup yine Hindistan’a gidiyorsun kızım?” diye soruyor.

Haklı.

Zaman ve maddi kaynaklar kısıtlıyken, insan neden her seferinde farklı bir yer keşfetmesin ki? Dünyada yüzlerce muhteşem yer ve toplum varken…

Hindistan’a bu seferki seyahatimde, 20 (yazıyla yirmi!) keredir bu topraklara gelen İsviçre’li bir çiftle tanıştım. Tam 20! Hiç de sıkılmışa benzemiyorlardı. Sanırım Hindistan bir aşk veya nefret hikâyesi. Benimkisi ilk görüşte aşk olmuştu. Vallahi kesin bilgi.

Yogayı özellikle eğitmen seviyesinde uygulayan herkesin, Hindistan uğrak kapısı oluyor ister istemez. Senede illa ki bir defa gidiliyor, tek başına veya öğrencilerle. Hindistan’da mesafeler öyle büyük ve ulaşım o denli zahmetli ki, her gidişte mecburen uzun kalınıyor. En az on beş gün kalmadan Hindistan’la ilgili gerçek bir tat almak mümkün değil.

Yoga sevdalıları olarak, kimimiz hijyen eksikliğinden biraz olsun uzaklaşmak için beş yıldızlı otellerde konaklarken, kimimiz son derece mütevazı aşramlarda, yani oranın dergâhlarında kalıyoruz (ilginizi çekiyorsa, aşram hayatını anlattığım eski yazıma göz

Yazının Devamı

Bali'de Bir Yoga Kampı

12 Şubat 2019

Bali deyince aklınıza ne geliyor bilmiyorum ama benim aklıma balayı gibi şeyler geliyor…du on gün öncesine kadar! Balayı konsepti artık fazla klişeleşmiş olsa dahi bana göre Bali’ye ancak sevgiliyle gidilirdi. Başka türlü olamazdı, ııı-ıııh mümkün değildi. Ama oraları bugüne kadar bana sevgiliyle hiç kısmet olmadı. Ötelememeye karar verdiğim birçok şey gibi, Bali’yi keşfetmeyi de bilinmez bir geleceğe bırakmayacaktım. İşte tam da o dönemde tesadüfen – ama hiçbir şey tesadüf değil bunu biliyoruz artık değil mi- Faruk Kurtuluş’un Bali’de düzenlediği yoga kampı çıktı karşıma. Fazlaca düşünmeden uçak biletimi aldım.

Uzun ve yorucu sayılabilecek bir yolculuktan sonra nihayet Bali’ye vardım. İstanbul’un soğuk Şubat ayından Bali’nin sıcak iklimine geçerken, üzerimdeki kışlık deriyi yol boyunca teker teker soydum. Denpasar havaalanına indiğimde T-shirt ve parmak arası terlikleydim. Dönüşüm, dışta başlamıştı bile.

Faruk Kurtuluş’un Bali’de gerçekleştirdiği yoga kampı özelinde, benzer etkinliklerden neler bekleyebileceğinizi bu yazıda paylaşmaya çalışacağım.

Yoga Kampına Kimler Katılabilir?

Eğitmen Faruk Kurtuluş ve eskiden derslerime gelen bir öğrencim haricinde, Bali Yoga

Yazının Devamı

Ayurveda da Ne Kuzum?

22 Kasım 2018

Gelin yamacıma, anlatayım.

Ayurveda’nın kök anlamı, hayat (Ayu) ve bilim/bigelik (Veda) sözcüklerinin bileşimidir. Yani, hayat bilimi, hayat bilgeliği diyebiliriz.

Ayurveda bir hayat felsefesidir. Sadece hangi otu yediğiniz, hangi baharatı kullandığınızla değil, hayatınızı nasıl şekillendirdiğinizle ve mutluluğunuzla ilgilenir.

Ayurveda’ya göre “sağlıklı insan” tanımı şöyle: “Doshaları dengede olan, iştahı (sindirimi) iyi olan, dokuları normal biçimde işleyen, atıkları dengeli olan ve bilinci, zihni ve duyuları mutluluk/coşkunluk (vecd) içinde olan; ve kendini tanıyan ve merkezinde olan kişiye, sağlıklı insan denir.” (Sushruta Samhita 15.38)

Gördüğünüz gibi Ayurveda’ya göre sağlıklı olmak, sadece hastalıksız yaşamaktan çok daha ötedir.

Örnek vermek gerekirse, Ayurveda’nın odak noktaları arasında aşağıdaki konuları sayabiliriz:

Ne yiyip ne içtiğimiz;

Hangi aralıklarla ve ne kadar besin ve sıvı tükettiğimiz;

Yazının Devamı

Ayurveda Uzmanına “Doktor” Demeyin!

31 Ekim 2018

Geçtiğimiz günlerde, bir senedir katıldığım ve tabiri caiz ise delileeeerrr gibi çalıştığım Ayurveda kursumdan mezun oldum. Oldukça zorlu, emek ve zaman gerektiren bir deneyimdi. Hocam Ulli Allmendinger bu kadim öğretiyi benimle paylaştığı için şükran duyuyor ve kendimi şanslı hissediyorum.

Mezun olduğumu duyan bir doktor arkadaşım beni tebrik etti. Sözleri, yürekten destekleyiciydi. Tıp eğitimi görmüş bir bilim insanının Ayurveda’yı övmesi, ve Batı tıbbının bu sonsuz kaynaktan mahrum kalmış olmasını dile getirmesi, benim için çok kıymetliydi.

Ayurveda, başlangıcı tam olarak bilinmeyen ancak 5000 yıl kadar öncesine dayandığı ispatlanmış bir yaşam öğretisidir. Bu öğretinin içinde elbette şifa da var, ancak şifa Ayurveda’nın sadece bir bölümü. Doğum yeri Hindistan olan Ayurveda’nın kök anlamı, hayat (Ayu) ve bilim/bilgelik (Veda) sözcüklerinin bileşimidir. Yani, hayat bilimi, hayat bilgeliği diyebiliriz.

Tıp eğitimi almış kişilerin Ayurveda gibi geleneksel şifa yöntemleri içeren pratiklere çok sıcak bakmadıklarını biliyoruz. Aslında çok da haklılar. Zira bu gibi öğretileri sömüren, tıp alanına alternatif bir çözüm gibi gösteren binlerce şarlatan var. Ve maalesef bu

Yazının Devamı