Yoganın beş bin yıldır var olan bir öğreti olması ister istemez bu yaşam bilimine geleneksel bir perspektifle bakmamızı gerektiriyor. Klasik yaklaşıma göre yoga uygulayıcısı, binlerce yıldır orijnaline olabildiği kadar yakın bir yoga tarzı benimsemek zorunda. Temel duruşlar sayılıdır ve yapılış şekilleri milimetresine kadar belirlenmiştir. Klasik yogayı takip eden biri, yeni yoga tarzlarına mesafeli duracaktır. Bunun bir sebebi binlerce yıldır etkileri ıspatlanmış duruşlardan uzaklaşmanın anlamlı olmayacağı düşüncesidir. Sahiden, Amerika’yı yeniden keşfetmeye gerek var mı?
Oldukça geleneksel eğitimden geçmiş biri olarak yeni yoga tarzlarına itiraz etmem beklenebilir belki, ama öyle değil. Yeniliklerin, sürekli bildik ve güvenli sularda dolanan zihinlerimiz için şahane birer beyin jimnastiği olduğuna inanıyorum. Konfor alanından çıkma cesaretini gösteren zihin gelişebilir ancak. Ayrıca, herhangi bir tarzda uzun süre kaldığınızda ve başka hiçbir pratiğiniz yoksa, illa ki körelirsiniz ve git gide zihninizle birlikte bedeniniz de geriler. Bu kaçınılmazdır. Zihni ve bedeni ara sıra şaşırtmak iyidir.
Yeni yoga tarzlarının yanı sıra, yoganın uygulandığı yerler de fazlasıyla çeşitlendi. Artık yoga sadece kapalı stüdyolarda veya parklarda değil, suda (SUP Yoga), karda (Snowga), gece kulüplerinde (Glow Flow Yoga), hatta şişme stüdyolarda (HotPod Yoga) bile, hayalimizi zorlayan zeminlerde artık mümkün.
Alışveriş merkezlerinde Yoga yaptırıldığını ilk duyduğumda çok şaşırmıştım. Bana göre yoga ya kapalı bir mekânda, ya da yeşil bir alanda yapılmalıydı. Bir süre yadırgadıktan sonra fikrimi 180 derece değiştirdim. Yoga, aslında tam da AVM’lerde yapılmalıydı. Alışveriş merkezi gibi tüketime yönelik, insan nüfusunun yoğun olduğu ve gürültülü denebilecek bir ortamın kalbinde, yoga insanlara ihtiyaç duydukları oksijeni sağlayabilirdi. Tıpkı stüdyodaki veya parktaki gibi, bir AVM’nin içinde de yoga insanlara ulaşabilmeli ve dış etkenlerden bağımsız bir sükûnetin mümkün olabileceğinin capcanlı kanıtı olmalıydı. Artık yoga sadece sakin mekânlarda değil, fazlasıyla hareketli olarak görülebilecek yerlerde de dinginlik sunabimeli.
Birkaç senedir gerekliliğine tam inandığım bu yeni mekânlarda yoga yaptırıyorum. Bir AVM’nin çatısında, veya bodrum katında, veya avlusunda, oraya gelen herkesi yoga ile tanıştırmak ve birlikte yoga yapmak kadar anlamlı bir şey olamaz. Bu çerçevede birçok alışveriş merkezinde yoga dersleri verdim, teyzelerle, amcalarla, çocuklarla, gençlerle, istisnasız herkesle bilgilerimi paylaşma şansına sahip oldum.
İşte tam da bu sebeplerle, bu ayın sonunda Antalya’da bir alışveriş merkezinde yapılacak olan “Green City Sağlıklı Yaşam ve Mutluluk Festivali”nden davet aldığımda hiç tereddüt etmeden kabul ettim. Terracity’de 27 ve 28 Nisan tarihinde gerçekleşecek olan festivalde ben de “Hareketli Meditasyon” uygulaması yaptırtacağım. Bu festival sadece bir AVM’de gerçekleşmesi açısından ezber bozmuyor. Aynı zamanda tüm program tematik bir akış etrafında hazırlanmış: “Hareket”. Hareket aracılığıyla ve harekete rağmen, sağlık, mutluluk ve iyilik hali, hem konuşmalarla hem de pratik uygulamalarla anlatılacak. Festivalde, son dönemin gözde egzersizi Budokon (Animal Mouvement)’tan tutun farklı yoga tarzlarına kadar, canlı konserlerden mutfakta sağlığa kadar, bilişim dünyasındaki ruhumuza iyi gelen ilham kaynaklarından meditatif danslara kadar, pek çok atölye ve uygulamada “sürekli hareket halindeyken yogik bir duruş sergilemek mümkün mü?” sorusuna cevap aranacak. Terracity alışveriş merkezi de bu festivale ev sahipliği sunarak, hareketin eksik olmadığı bir mekânda dinginliği bulabilmenin yollarını birlikte araştırmamızı sağlayacak.
Ben de festivalde, mekâna ve konsepte uygun olarak, ezber bozan bir yoga yaptırma niyetindeyim. Meditasyonun sadece klasik anlamda oturarak değil, hareket ve dansın etrafında da gerçekleştirilebileceğini göstermeye çalışacağım. Özellikle sevgili Antalya’lılar, selamlaşmak, tanışmak, sohbet etmek, yeni uygulamalar deneyimlemek ve birlikte öğrenmek isterseniz 27 Nisan Cumartesi günü saat 13:30’da Terra City’deki “Hareketli Meditasyon” dersimde buluşalım.
NAMASTE.
ARYA Esra E. Karaosmanoğlu
“Acemi Yogi”
Instagram: acemiyogi
23 Nisan 2019