Gelir Vergisi Kanunu’nun vergi tarifesini düzenleyen ve 2005 yılında yürürlükte olan 103. maddesinde, ücret gelirlerinin vergilendirilmesinde, bu tarifedeki vergi oranlarının beş puan indirilmek suretiyle hesaplanacağı hükme bağlanmıştı. 2005’te ücretliler için indirimli tarife uygulanmıştı. Yani her bir gelir dilimine tekabül eden vergi oranı genel orandan beş puan düşüktü.
1 Ocak 2006’de yürürlüğe giren 5479 Sayılı Kanunla beş puan indirimli tarife uygulanacağına ilişkin hüküm kaldırıldı. Yani 2006 yılından itibaren tek tarife esasına geçildi. Bu nedenle 2009 yılı gelirlerinin (ücretler dahil) vergilendirilmesinde, 50 bin lirayı geçen tutarlar için yüzde 35 oranı uygulanmaktadır.
Anayasa Mahkemesi, Gelir Vergisi Kanunu’nun 5479 sayılı Kanun’la 103. maddesinde yer alan 40 bin YTL’den fazlasının 40 bin YTL’si için 9.190 YTL, ifadesinden sonra gelen “fazlası yüzde 35 oranında” ibaresini “ücret gelirleri” yönünden iptal etti.
İptal kararı yürürlüğe girmeden önce yeni düzenleme yapılırsa, örneğin ücretler için en üst gelir dilimine ilişkin vergi oranı 5 puan veya daha düşük bir oranda indirilirse, indirimin gerçekleştiği tarihten itibaren elde edilecek ücretler için düşük oran
İndirimli kurumlar vergisine yönelik yasal düzenleme 28.02.2009 tarihinde yürürlüğe giren 5838 sayılı Kanun’la yapıldı. Uygulamaya geçiş için Bakanlar Kurulu’nun yatırıma katkı oranı ve uygulanacak indirimli kurumlar vergisi oranını belirlemesi gerekmekteydi. Bu oranlar teşvikler açısından oluşturulan dört bölge itibariyle ayrı ayrı belirlenmiş bulunuyor. Bakanlar Kurulu Kararı’nın yayımlanmasıyla birlikte uygulama başlayacak. Sadece kurumların yararlanabileceği bu imkân şu şekilde uygulanacak :
Yeni yapılacak yatırıma ilişkin olarak yatırımcı adına düzenlenecek teşvik belgesinde yatırımın bulunduğu bölgeye göre “katkı oranı” ve “indirimli kurumlar vergisi oranı” yazılacak.
Yapılacak yatırım tutarı ile yatırıma katkı tutarı oranının çarpılması suretiyle yatırıma katkı tutarı belirlenecek. Bu yatırımların tamamlanıp faaliyete geçirilmesinden sonra yatırımlardan elde edilecek kazançlar üzerinden hesaplanacak kurumlar vergisinin indirimli oranının uygulanması nedeniyle ödenmeyen kısmı (yani sağlanan vergi avantajı) bu katkı tutarına
Geçen yıl elde edilen kira gelirleri için 1 Mart 2009’da başlayan beyan süresi 25 Mart’ta sona eriyor. Konut kira gelirlerinin 2 bin 400 TL’si vergiden istisna... Bu tutarı aşmayan beyanname vermeyecek
2008’de elde edilen gelirlerin beyan süresi 1 Mart 2009’da başladı. Beyanname vermek zorunda olanlar bunları 25 Mart akşamına kadar vermek zorundalar. Kira geliri olanların da beyannamelerini bu tarihe kadar vermeleri gerekiyor.
Kira geliri ne zaman elde edilmiş sayılır?
Kira gelirinde tahsil esası geçerlidir. Tahsil edilememiş kiralar elde edilmiş sayılmaz. Buna göre 2008 yılında, gerek önceki yıllara gerekse 2008 yılına ilişkin tahsil edilmiş kiralar bu yılın geliri sayılarak vergilendirilir. Gelecek yıllara ilişkin olarak peşin tahsil edilmiş kiralar 2008 yılında elde edilmiş sayılmaz, bunlar ilgili olduğu yıllarda beyana konu edilir.
Konut istisnası
Konut kira gelirlerinin 2.400 YTL’si 2008 yılında vergiden istisna edilmiştir. Konuta birden fazla kişi ortaksa her ortak ayrı ayrı istisnadan yararlanır. Her şahsın bir kez istisna uygulama hakkı vardır. İstisna haddinin üstünde konut kira geliri olduğu halde bunu beyan etmeyenler veya eksik beyan edenler istisnadan
Maliye, Doğan Yayın Holding’in (DYH) Doğan TV hisselerinin yüzde 25’inin Axel Springer’e satışı ile ilgili olarak cezalı vergi tarhiyatı yaptı. Tarhiyatın büyük kısmı holdingin yapmış olduğu iştirak hissesi satışına ilişkin olduğu için bugün sadece bu konuyu irdeleyeceğim. Ancak bu vesileyle söylemeliyim ki diğer tarhiyatlar da hatalı.
Uygulamayı kısaca özetlemek istiyorum. DYH, 2007’de yaptığı iştirak satış işleminde 5520 sayılı Kurumlar Vergisi Kanunu’nun 5/1-e maddesinde düzenlenmiş olan istisnadan yararlanmış. Buna göre kurumların aktifinde 2 yıldan uzun bir süre ile yer almış iştirak hisselerinin satışından doğan kazancın yüzde 75’i, satış bedelinin satışı izleyen ikinci yılın sonuna kadar tahsil edilmesi şartıyla kurumlar vergisinden müstesna, kalan yüzde 25 vergiye tabi.
İstisna edilen kazancın pasifte bir fon hesabına alınması gerekiyor. Bu fon izleyen beşinci yılın sonuna kadar sermeyeye ilave dışında başkaca bir amaç için kullanılamıyor.
Olayda istisna şartlarının sağlanıp sağlanmadığına baktığımızda, satış ister 2006’da, isterse 2007’de yapılmış sayılsın şartların sağlandığını görüyoruz. Satılan hisse senetleri 2 yıldan uzun süre elde tutulmuş ve satış kazancı
Pırlanta KDV’den 1 Ağustos 2004 tarihinde istisna edildi. O tarihten beri pırlanta KDV’si tartışılıyor. Konuyu bir vergici gözüyle değerlendirmek istiyorum.
Mal ve hizmet satışlarında iki tür tüketim vergisi, dolaylı vergi alınır. Bunlardan birincisi, tüm mal ve hizmetlerden alınan KDV’dir. İkincisi ise bazı mal ve hizmetler üzerinden alınan ÖTV’dir. Türkiye’de ÖTV, 1 Ağustos 2002 tarihinde yürürlüğe girmiş ve kısa sürede en önemli vergilerden birisi haline gelmiştir.
ÖTV, kanuna ekli 4 listede yazılı mallardan alınıyor. Birinci listede petrol ve türevleri, ikinci listede taşıtlar, üçüncü listede alkollü içecekler ve tütün mamulleri var.
Dördüncü listede ise kamuoyunda lüks mallar olarak nitelenen havyar ve havyar ürünleri, parfüm, deodorant, makyaj malzemeleri, güneş kremi, saç spreyleri, traş sabunu, kürk, inci, elmas, kıymetli taşlar, klima, buzdolabı, çamaşır makinası, elektrik süpürgesi, traş makinası, cep telefonu, silah gibi mallar yer alıyor.
Net bir avantaj var
Dördüncü listede yer alan mallar, ÖTV yürürlüğe girmeden önce yüzde 26 oranında KDV’ye tabi idi, ÖTV gelince KDV oranı bu mallarda yüzde 18’e indi. Başlangıçta ÖTV oranı tüm mallar için yüzde 6.7 olarak
Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanunda ve Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkında 5766 sayılı Kanunla otomobil satışlarında alınan Özel Tüketim Vergisi (ÖTV) için asgari vergi getirildi.
Yapılan düzenlemeye göre, otomobil satışlarında ödenmesi gereken ÖTV, bayinin alış bedeli üzerinden aracın tabi olduğu orana göre hesaplanan vergiden az olamayacak. Satıcının yaptığı yüzde 10’a kadar olan indirimler dikkate alınacak.
Otomobil satışlarında ithalatçı veya imalatçı aşamasında değil, bayi satış aşamasında, bayinin satış bedeli üzerinden ÖTV tahsil ediliyor. Vergi otomobilin motor gücüne göre değişiyor. Geçerli oranlar şöyle:
Motor silindir 1600 cm3’ü geçmeyenler yüzde 37
Motor silindir 1600 cm3’ü geçen fakat 2000 cm3’ü geçmeyenler yüzde 60
Motor silindir 2000 cm3’ü geçenler yüzde 84
Yaygın olarak yüzde 37 oranında ÖTV tahsil ediliyor.
Vergi Konseyi iki yıldan uzun bir süredir üzerinde çalıştığı Gelir Vergisi Kanunu’nun Yeniden Yapılandırılması ve Yeniden Yazılması Projesi’nde sona yaklaştı. Hazırladığı Gelir Vergisi Kanunu Tasarı Taslağı’nı Sapanca’da Maliye Bakanı Kemal Unakıtan ve bürokratlarına sundu. Taslak metnin bugünlerde bakanlığa sunulması bekleniyor. Taslakta yer alan önerilerin önemli bir kısmının bakanlıkça benimsendiği, bir kısmının ise değerlendirildiği belirtiliyor. Metne son şeklini bakanlık vereceği için konseyin bazı önerilerinin kabul görmemesi, bazılarının ise değiştirilmesi olasılığı bulunuyor.
Küçük esnafa istisna
Önerilerden birini küçük esnafın vergi istisnası oluşturuyor. Mevcut Gelir Vergisi Kanunu’na göre bir kısım küçük ticaret ve sanat erbabı esnaf gelir vergisinden muaf.
Bunlar bir işyeri açmadan çalışan kalaycı, lehimci, musluk tamircisi, hallaç, çilingir, ayakkabı tamircisi, ayakkabı boyacısı, berber, nalbant, fotoğrafçı, odun ve kömür kırıcısı, hamal gibi