Wes Anderson imzalı bir animasyonun standart ölçülerde olam(a)yacağı kesindir. Anderson’un nevi şahsına münhasır yaratıcılığı, masal anlatıcılığı devreye girdiğinde hep beklenmeyen şeyler ortaya çıkmıştır.
Geçmişteki yapımlarından “Tenenbaum Ailesi”, “Yükselen Ay Krallığı”, “Budapeşte Oteli” filmlerini anımsadığımızda onun titizlikle ördüğü kadrajlarda renk, obje ve kostümlere verdiği önem karakterlerinin zamansız dünyalarını tamamlar. Zamansız, masalsı anlatımı yetişkinliğin nostalji dünyasını ve çocuksuluğun hayalciliğini kapsar. Hızlı kurgusu ve detaylarla dolu kadrajları seyirciden üstün bir odaklanma talep eder.
Köpek Adası Yönetmen: Wes Anderson
Bu kez “Köpek Adası” ayni talepte bulunuyor. Animasyon evreninde çok farklı bir yerde duruyor. Yaratıcılık her kadrajda o kadar zengin ki seyirci neyi takip edeceğini şaşırıyor. Kendi adıma ikinci kez izlerken birçok yeni detayı yakalayacağıma inanıyorum.
***
“Köpek Adası” oldukça politik bir hikaye anlatıyor. Faşizmin ve diktatörlüğün hüküm sürdüğü Japonya’da köpeklerde ortaya çıkan hastalık sonrası vali Kobayashi köpekleri açıklardaki bir çöp adasına toplatır. Burada ölüme terk edilen köpeklerin hayatı adaya köpeği Spots’u aramaya gelen Atari sayesinde değişir.
Anderson ve ekibinin zekice yazdığı senaryo diktatörlük, mülteci sorunu, fikir düşmanlığı, direniş ve sisteme karşı örgütlenme üzerine insan-köpek ilişkisi üzerinden göndermelerini yapıyor. Stop-Motion tekniğini uygularken, animasyon tarihinin farklı dönemlerinden esintilerle dolu kadrajları.
Disney ve Pixar’da olduğu gibi gülen köpekler veya efektlerin rengarenk dünyası yok. Köpekler gülmüyor, gözleriyle her şeyi anlatıyorlar, insan figürleriyse Miyazaki’nin filmlerinden fırlamış gibi. Naif, detaysız çizilmiş suratlar, 70’lerin video grafiklerini andıran çizgiler, koyu renkler...
Japon kültürüne güzelleme olan filmde diyalogların bir bölümü çeviri olmadan Japonca.
Berlin Festivali’nde en iyi yönetmen ödülünü animasyonla kazanan ilk yönetmen olan Wes Anderson, sinemaya ne kadar farklı bir gözle baktığını bir kez daha kanıtlıyor. Çocuklardan çok büyüklere hitap eden animasyonun Alexander Desplat imzalı müzik kuşağı ayrı bir yazı konusu.