Cuma günü başlayan Filmekimi filmlerinin ilk 2 gününü bitirdik. Son 3 günü yine kaçırılmayacak filmlerle dolu. Kaçıranlara bir kez daha yazıyorum; üzülmeyin bu filmler BAŞKA SİNEMA çerçevesinde KARACA’da Kasım, Aralık ve Ocak aylarında gösterime girecek.
22 Ekim Pazar ise hangisini eleyeceğimi şaşırdığım bir gün, en fazla beklenen 3 film arka arkaya sıralanıyor.
KUTSAL GEYİĞİN ÖLÜMÜ: Son yılların en heyecen veren yönetmenlerinden Yorgos Lanthimos’un son filminde Collin Farrel ve Nicole Kidman üst sınıf bir cerrah ailesinin bireylerini canlandırıyor.
KARE: İsveçli yönetmen Ruben Östlund, izleyeni güldürdüğü kadar rahatsız da eden özgün filmleriyle olay yaratmaya devam ediyor.
KARDAKİ İZLER: İnsan ya da hayvan, her şeyin av, herkesin tedirgin olduğu sert, tavizsiz bir dünyada geçen çağdaş bir western başyapıtı Kardaki İzler. “Sicario”, “Hell or High Water / İki Eli Kanda” filmlerinin senaryo yazarı Taylor Sheridan’ın yönettiği “Kardaki İzler” , Wyoming’de karlarla kaplı Rüzgârlı Irmak Kızılderili Koruma Bölgesinde geçiyor.
***
23 Ekim Pazartesi için not defterimdeki filmler:
VELAYET: 74. Venedik Film Festivali’nde Andrew Haigh, Abdellatif Kechiche ve Martin McDonagh gibi yönetmenlerin arasından sıyrılarak En İyi Yönetmen ödülünü kazanan ve ardından Toronto Film Festivali’nde boy gösteren Xavier Legrand, ilk uzun metraj filmiyle dikkatleri üstüne çekerek oldukça iyi bir başlangıç yapıyor. “Velayet”, basit bir hikayeye sahip olsa bile, aile içi şiddet konusunu sert biçimde işlemeyi başarıyor.
Merakla beklediğim THELMA Norveç’in Oscar adayı seçilen filmi. Uluslararası prömiyerini Toronto Film Festivalinde yaptı.Norveç’in önemli yönetmenlerinden Joachim Trier, bu kez gerçeklikten biraz da olsa uzaklaşıyor. Aşık olunca doğaüstü güçlere kavuşan bir genç kızın hikâyesini beyazperdeye aktarıyor.
Wim Wenders’in son filmi DERİN SULAR ilgimi çekiyor. Wenders her zaman izlediğim yönetmenlerden oldu. Her ne kadar yeteneğini birkaç film dışında yeterince sergilememiş olsa da. Alicia Wikander ve James McAvoy başrollerde. Normandiya’da birbirine âşık olup tehlikeli görevler peşinde ülkeden ülkeye seyahat etmek zorunda kalan, ancak kader ve şartlar yüzünden bir türlü kavuşamayan bir hidrolik mühendisi ve bir biyo-matematikçi arasındaki romantik hikâyeyi anlatıyor.
***
24 Ekim Salı, son gün ve yine kaçırılmayacak 4 film var:
DENİZ KIYISINDAKİ EV- Yönetmen, senarist, yapımcı Robert Guédiguia’nın son filminde ölüm döşeğinde son günlerini yaşayan yaşlı bir adam ve kendisine eşlik eden çocuklarının içinde olduğu bir öykü anlatıyor. Marsilya’da deniz kenarındaki villaya aniden sahilden gelen bir grup yabancı tüm huzuru bozar.
LUCY Hollywood’un büyük emekçilerinden Harry Dean Stanton’un son filmi olması nedeniyle kaçırılmayacaklar arasında. Geçtiğimiz aylarda 91 yaşında hayata gözlerini yuman Stanton filmde ileri yaşlarda bir aydınlanma yolculuğuna çıkan Lucy adlı karaktere can veriyor.
PARAMPARÇA ise gözbebeğimiz Fatih Akın’ın son filmi. Başroldeki Diana Kruger’in Cannes’da en iyi kadın oyuncu seçildiği film, bir intikam öyküsü ve Almanya’nın Oscarlardaki adayı.
BENİ ADINLA ÇAĞIR: Bu yılın en fazla ses getiren filmlerinden, İtalyan yönetmen Luca Guadagnino, James Ivory ile birlikte Andre Acima’nın çok sevilen romanını beyazperdeye uyarlarken bütün maharetlerini benzersiz bir sinema duygusuyla bir araya getiriyor. Her saniyesi üstün bir sinema aşkıyla örülmüş, dile getirmeye çalıştığı tüm duyguları izleyiciye geçirmeyi başaran muhteşem bir film. Oscar adayları arasında.