Cannes Film Festivali başladı. Önce jüriye bakalım. Başkan Pedro Almadovar, yönetmen kadrosunda Paolo Sorrentino, Park Chan-wook, Mare Ade var. Oyuncu olarak Will Smith Jessica Chastain, Fan Binbing, Agnes Jaoui ve müzisyen Gabriel Yared yer alıyor.
Altın Palmiye yarışması yönetmenlerin tam bir gövde gösterisi şeklinde geçecek. Kimler yok ki...
Michael Haneke “Happy End”, Sofia Coppola “The Beguiled”, Noah Baumbach “The Meyerowitz Stories”, Todd Haynes “Wonderstruck”, François Ozon “L’Amant Double”, Michel Hazanavicius “Le Redoutable”, Yorgos Lantimos “The Killing of a Sacred Deer”, Lynn Ramsay “You were Never Really Here”, Fatih Akın “Aus Dem Nichts”
***
En merakla beklediklerimin başında Haneke’nin yeni filmi geliyor. “Happy End” ile mülteci krizine burjuva bir ailenin bakış açısını sunuyor.
Kadroda ikonik oyuncularından İsabelle Hupert var. 2011’de çok satan bir romandan uyarlanan “Wonderstrucks” ise Todd Haynes’ın yeni filmi.
Sağır iki çocuğun 50 yıllık yaşamını büyülü gerçekçiliğe yakın bir sinema-tografiyle anlatıyor.
Julianne Moore, Michelle Williams kadroda fakat filmin yıldızları, her iki çocuk oyuncu olmuş. Sofia Coppola uzun süren sessizlikten sonra “The Beguiled” ile tekrar festivalde.
Başrollerde Kirsten Dunst ve Nicole Kidman’ın olduğu film, aynı adlı 1971 yapımı Don Siegel/Clint Eastwood filminin yeniden çevirimi.
Amerikan iç savaşı yıllarında, güneyde bir kız yurduna yaralı bir kuzeyli askerin sığınmasıyla gelişen olayları öykülüyor.
Fatih Akın, “Aus Dem Nichts”de bombalı terör saldırısına oğlunu ve kocasını kurban vermiş Katja Şekerci’nin uğradığı haksızlıklar karşısında çıktığı intikam yolculuğunu anlatıyor. Başrolde Diana Kruger var.
***
Netflix’in Cannes’da yarışan ilk filmi: Okja. Güney Kore’de başlayan bir hikayede dev bir hayvan Okja ve yakın dostu kız çocuğu Mija’nın Amerika’da dev bir kapitalist şirkete karşı mücadelesini anlatıyor.
Başrollerde Tilda Swnton, Jack Gyllenhall ve Paul Dano var.
Sinemada gösterilmeyecek bir filmin festivale kabul edilmesi sert tartışmalara yol açtı. Rusya’nın yozlaşmasını filmlerinde incelikle işleyen Andrey Zyantgintsev ise “Leviathan”dan sonra “Loveless” ile de aynı sularda seyrediyor.
Proletarya ne güzel birleşmiş
Alman vatandaşı Karl Marx yazdığı Komünizm Manifestosu ve Kapital ile insanlık tarihinin en önemli sosyal değişimlerinin teorisini yarattı. Onun fikirleri insanlığın makus talihini değiştirmese de idealin ne olduğunu ortaya koydu.
Film, 25 yaşındaki Karl Marx’ın düşüncelerinin tomurcuklandığı 1843 yılından açılıyor. Yazılarını yayımlayan Ren gazetesi kapatılır, gazeteciler tutuklanır. Yoksulluk sınırındaki yaşamını karısı Vicky ile Paris’e taşır. Buradaki ikameti de uzun sürmez, sınır dışı edilir. Friedrich Engels ile kader birliğine dönüşecek dostluğun temelleri burada atılır. İplik fabrikası sahibi babasının yanında çalışan Engels, işçilere yapılan sömürünün farkındadır. Onların acılarını dertlerini yansıtan yazılar yazmaktadır.
***
Belgeselden gelme yönetmen Raoul Peck komünizmin doğuş öyküsünü, temel tartışmaların ışığında, sağlam bir metin ile yansıtıyor. Olayın heyecanını da gittikçe artan bir dozda seyirciye hissettiriyor. Bakunin, Proudhon gibi dönemin anarşist düşünürleri de öyküyü tamamlıyor.
İşçi hayatındaki yoksulluk özenli bir dönem çalışmasıyla karşımıza geliyor. Keşke film komünizm tarihini anlatan bir üçleme olarak düşünülseydi. Bertolucci’nin “1900” ikilemesi gibi. Proletarya burjuvazi savaşları insanoğlu var oldukça sürecek.
August Diehl, Marx’ı inandırıcı bir performansla canlandırıyor. Farklı karakter, aynı düşünce insanı Engels’te Stephan Konarske, nüansları gayet iyi veriyor. Filmden çıkarabileceğimiz mesaj, 1840’lı yılların işçi sömürüsü, çocuk işçiler, baskıların kapitalizmde daha da artarak sürdüğüdür.
Thomas Pketty “21. Yüzyılda Kapital”i boşuna yazmadı. Komünizmin, neden ve nasıl çıktığına bu filmle tanıklık edin.
Özay Şendir
Öğretmenlik ve sosyal statü
24 Kasım 2024
Didem Özel Tümer
Dışişleri Bakanı Hakan Fidan’dan ABD’ye YPG mesajı: Sineye çekmeyeceğiz
24 Kasım 2024
Abbas Güçlü
Öğretmenler neden mutsuz?
24 Kasım 2024
Zeynep Aktaş
Her şey faizlere kilitlendi
24 Kasım 2024
Ali Eyüboğlu
Aşkın Nur Yengi: ‘‘Rekabet derdimiz yoktu’’
24 Kasım 2024