SODİMER Başkanı Prof. Dr. Levent Eraslan “Ülkelerin dijital telif konusundaki yasal değişiklikleri, geleneksel basın ve medya kuruluşlarının geleceklerini şekillendirmeleri alanında önemlidir” diyor.
Geçtiğimiz günlerde Google Kanada merkezli basın ve medya kuruluşlarına 74 milyon Amerikan doları ödeme yapmayı kabul ettiği açıklanmıştı. Çevrim İçi Haberler Yasası (C-18) kapsamında dijital platformların haber içeriği üreticilerine telif ödemesi zorunlu kılınmıştı. Benzer yasalar Avrupa Birliği ülkeleri ve Avustralya’da da yürürlükte. İnternetin ilk çıktığı günden beri tartışma konusu olan dijital telif hakları nihayet koruma altına alınıyor. Son olarak İspanya’da El Pais ve El Mundo gibi ileri gelen 83 yayın organını temsil eden İspanyol Medya Birliği (AMI) Meta’ya reklam pazarında haksız avantaj sağladığı için dava açtı.
Ülkemizde de Dijital Telif Yasası gündemdeyken dünyada bu konu hakkındaki düzenlemeleri Sosyal Medya ve Dijital Güvenlik Eğitim Araştırma Merkezi (SODİMER) Başkanı Prof. Dr. Levent Eraslan’a sorduk. Aynı zamanda Küresel Gazeteciler Konseyi Danışma Kurulu Başkanı Eraslan’ın görüşleri şu şekilde:
Kanada, Google ile “Çevrim İçi Haberler Yasası” kapsamında, ülkeye her yıl yaklaşık 74 milyon dolar ödeme yapması için anlaştı. Kapsama alanı ve detayları nelerdir?
Kanada’da 1 Temmuz 2023 tarihinde yürürlüğe giren bu yasanın bazı kriterleri var. Öncelikle bir yıl boyunca sürekli yayın yapılması, Kanadalı bir editör tarafından bir süreçten geçmesi ve Kanadalı bir izleyici kitlesi olması gerekiyor. Burada özellikle Kanadalı medya kuruluşlarının platformlarda haberleri kullanıldığında, bu kuruluşların reklam gelirlerinin bir kısmını ödemekle yükümlü olacaklar. Ödeme miktarı taraflar arasındaki anlaşmaya göre oluşacak. Eğer bir anlaşma süreci oluşmazsa da bağımsız bir tahkim kurulu bunu gösterecek.
Dijital telif yasası kapsamında hangi ülkelerde ne gibi yaptırımlar uygulanıyor?
Dijital telif yasası dünyada henüz yaygınlaşmadı ancak Kanada, Fransa, İspanya, İngiltere, Almanya gibi ülkelerde çok ince şekilde değerlendirilmekte. Telif olarak kullanılan haberdeki geçen metin sayısı, kullanılan resim ya da önbellekte verilen bilgiler değerlendirmeye alınmakta. Bu konuda en hassas ve en ince çalışan ülke Almanya. Almanya’nın dijital telif yasası çok önemli bir farkındalık yaratmakta. Yaptırımlar ülkeden ülkeye değişiklik arz etmekte ama genel olarak idari para cezaları, eserin erişime kapatılması şeklinde saymak mümkün.
Geleneksel basın ve medya kuruluşları için bu gelişmeler ne ifade ediyor?
Öncelikle bunu çok önemli ve olumlu olarak değerlendiriyorum. Dijital haber platformlarından elde edilen gelirler, yerel medya kuruşlarının ayakta kalmalarına neden olacaktır. Bu gelişmeler dijital haber platformlarının gelirlerini olumsuz etkileyecektir onu da söyleyeyim. Çünkü dijital haber platformları aynı zamanda telif ödeyecekleri için ayrı bir bütçe ayırmak zorunda kalacaklar. Sonuç olarak bahsi geçen ülkelerdeki yasal değişiklikler, geleneksel basın ve medya kuruluşlarının geleceklerini şekillendirmeleri alanında önemli. Elbette en dikkat çekici özellik ekonomik girdi olacaktır. Telif haklarının belirli bir metrik ile hesaplanması ve desteklenmesi ile özellikle yerel medya kuruluşlarının görünürlüklerinin artması sağlanacaktır.
SODİMER Başkanı Prof. Dr. Levent Eraslan
“Tünelin ucunda ışık belirdi”
Bu adımlar yazılı ve görsel medyanın sürdürülebilirliği için ne ifade ediyor?
20. Yüzyılın ortalarından itibaren basının reklam gelirleri pastasındaki dilimi küçülüyor. Önce radyo ve televizyon, daha sonraları da internet ve sosyal medya sebebiyle düşüş yaşayan gelirler yazılı ve görsel medyayı zor duruma soktu. Dijital telif haklarının yeni yasal düzenlemelerle güvence altına alınması geleneksel medya için yeniden bir şaha kalkışın başlangıcı olabilir. Geçtiğimiz hafta ABD’de dünyanın en köklü gazetelerinden The Washington Post çalışanları 24 saatlik bir greve gitti. Jeff Bezos’un sahibi olduğu gazete her yıl artan bir zarar tablosuna sahip ve küçülmeye gidiyor. Teknolojiyle beraber okuma alışkanlıkları ve içeriklerin yayınlandığı platformlar elbette devamlı değişime uğrayacaktır ancak demokrasilerde devletin dördüncü erki konumunda bulunan medyanın varlığının korunması elzem niteliğinde. Bu yeni gelişmelerle tünelin ucunda en azından bir ışık belirdi.