Maria, “Yunanistan’da beni birazcık tanırlar” dediğinde pek anlamamıştım. Birlikte gittiğimiz Yunan adaları seyahatinde Sakız Adası’nda çarşı ortasında hayranları etrafımızı çevirip beni çemberin dışına itince, Rodos’ta restorancının biri zorla kolumuzdan tutup masaya çekip bir şeyler ikram edince idrak edebildim o “birazcığın” anlamını. Çünkü Maria son beş yıldır Yunanistan televizyonlarında yayınlanan “İstanbul’dan Anadolu’ya” adlı programı hazırlayıp sunuyor. Ve bu programla da bir şekilde suyun öte tarafında yaşayanların bam teline öyle bir dokunuyor ki program başladı mı bazıları atalarının geldiği toprakları, bazıları da hep merak içinde izledikleri Anadolu’yu tanıyabilmek için ekran başına kilitleniyor.
Maria Ekmekçioğlu’nu Küçükyalı’da Maria’nın Bahçesi olarak açıp, Etiler’de Maria’s olarak devam ettirdiği restoranlarıyla tanıyoruz. Onun hikayesi bilinenden daha heyecanlı, mazisi görünenden daha derin. Kandilli’de doğan Maria’nın aile ağacının kökleri 1713 senesine Safranbolu’da fırıncılık yapan dedesine dayanıyor. Eğitimi için gittiği Selanik’te 13 yıl kalıyor, evleniyor; üç oğlu, iki de pastanesi oluyor. Ekmekçioğlu, yeni çıkardığı “Maria ile Yunanistan” adlı kitabında Dedeağaç’tan Sakız Adası’na, Atina’dan Girit’e favori adresleri eşliğinde size rehberlik ediyor. İşte kitaptan sizin için seçtiklerimiz:
Selanik 30 köfteden biri size uyar
Güne şehrin tepesinde yer alan Panorama bölgesinde; Paradosiako, Mitrpopoleos veya Gianni’de kremalı, otlu, peynirli ya da kıymalı poğaça yiyerek başlayın. Yanında da mutlaka kakaolu süt için. Öğlen saatlerinde hafif bir yemek için Modiano Pasajı’nda Mirovolos Smirni veya Bazagiazi lokantasına gidin. Buralarda buyurdi, karides sahanaki, midopilafo, dolmadakia ve balık tarama yiyin mutlaka. Akşam saatlerinde Buzuki ve rebetiko dinlemek isteyenler ufak ve şirin bir mekan olan Prigipesa’ya (Filikis Etetriassk, no:5) gitmeli. Yemeğini buzuki eşliğinde yemek isteyenlere önerim merkezde Ladadika bölgesindeki Palataki ve Uranio Tokso... Salaş meyhane için Athonos Meydanı’ndakiler ve Venizelu Caddesi’ndeki Prosfigikis Agoras... Sahile yakın Valaoritu caddesindeki Keftedes Sti Vogiatsikou’da 30 çeşit köfteden en az biri mutlaka damak tadınıza uyacaktır. Gece eğlencesinin finalini ise Olimbu Caddesi’ndeki işkembeci Tsaruhas’da yapabilirsiniz.
Atina Meşhur bir simit fırını
Plaka, şehrin en tarihi yerleşim yerlerinden. Burada özellikle giros
(döner), suvlaki ve meze servis eden onlarca lokanta var. Sirkülasyon fazla olduğu için de yemekler her daim taze. Mitropoleos Caddesi’ndeki Athinaikon lokantasında asma yaprağında peynir, kerevit kroket, musakka, kuzu kritharoto pişman olmayacaklarınızdan... Monastiraki’den Psiri’ye ilerlerken karşınıza çıkacak Platia İroon günün her saati keyifli köşelerden biri. Burada mutlaka arkadaşımın yeri olan Tis Nansi’ye uğrayıp leziz pastalarını bir kahve eşliğinde tüketin. Buranın aşağı köşesindeki ToKuluri fırını şehrin en meşhur simit fırınıdır.
İki önemli etkinlik
21-24 Eylül arasında Sultanahmet Meydanı’nda düzenlenecek olan Gastronomist 2017, dünyanın geleneksel mutfaklarını İstanbul’a taşıyacak bir etkinlik. Kültür ve Turizm Bakanlığı ve Fatih Belediyesi’nin katkılarıyla düzenlenecek etkinlikte Çin, İspanya, İtalya gibi konuk ülkelerden geleneksel reçete sunumları, sokak lezzetleri, tadım atölyeleri ve paneller yer alacak. 4 gün boyunca Sultanahmet Meydanı ve Topkapı Sarayı 2. Avlu’da uluslararası geleneksel şefler gastroshowlar yapacak. Bunlar arasında benim heyecanla beklediğim ise ünlü İtalyan kasap Dario Cecchini, Cüneyt Asan ve ünlü Brezilyalı et ustası Andre Lima de Luca’nın birlikte yapacağı şov.
İstanbul Coffee Festival, 21-24 Eylül arasında KüçükÇiftlik Park’ta düzenleniyor. Festivalin bu yılki mottosu “Kahvenin Yaşam Döngüsü“. Onlarca kahve firmasının yanında festivalde tadım ve ikramlar, baristalardan gösteriler, akustik konserler, özel tasarım ürünler, workshop ve seminerler, sanat sergisi gibi etkinlikler yer alacak. Festival biletlerine dsmticket.com’dan ulaşılabilir.