Sosyalleşilen bahçeleri, şehirdeki tek Gürcü kilisesi, kültür katmanlarının iç içe geçtiği kendine has yapısı ve tabii lezzetleri ile eskinin gözdesi Bomonti yeniden yükselişte...
Büyük şehirde özlem duyduğumuz mahalle kültürünü ve küçük esnaflığı yaşatan semtlere ilgi malum. Cihangir, Moda derken şimdi sıra Kurtuluş-Bomonti hattında. Asırlık binalar arasında yükselen rezidanslar, eskilerin yanında semte tazelik getiren şık mekanlarla kaderi değişen Bomonti son zamanların yükselen yıldızı.
Semtin tarihine lezzetli bir dokunuş
Geçtiğimiz günlerde Alancha Restorant’ın şefi Deniz Temel’in hazırladığı “Kendine Has” adlı menüyle semtin tarihini, dokusunu ve zenginliğini damaklarımızda hissettik. Menünün ilk bölümü semtin isminin doğuş hikayesine ithafen minik bir bahçe sunumu içinde geldi. 19. yüzyılın son yıllarında İsviçreli Bomonti kardeşlerin kurduğu bira fabrikasından sonra normalde Feriköy’e dahil olan bölge Bomonti olarak adlandırılmaya başlamış. Kardeşler, talep üzerine fabrikanın karşısındaki bahçeyi kiralayarak burada biralarını satmaya başlamışlar. Kısa sürede bahçelerin sayısı da artmış. Piknik sepetleriyle gelen aileler bu bahçelerde sosyalleşir olmuş. Bahçe görseli içinde gelen tadımlıklardan en dikkat çeken akabi yaya böreğinin yorumlaması idi. Ermeni kültüründe büyükanne “yaya” diye çağrılırmış. Bu börek ise adını evin büyükanneleri tarafından hazırlanmasından dolayı almış. Kıymalı ve peynirlisi yapılan börek Deniz şefin ellerinde Boşnak kuru etiyle lezzetlenmişti. İkinci bölümde sunulanlardan içli köfte ise semtin yenilenmesine rağmen köklerini kaybetmemesine vurgu yapmak üzere hazırlanmıştı. Anadolu’nun en özel yemeklerinden olan içli köfte kıymalı harç yerine dana yanak ile doldurulup bitter çikolatalı bir sos ile servis edildi. Bu ilham veren yemekten yola çıkarak gelin Bomonti’nin kendine has lezzet hazinelerine bir göz atalım:
Bomontiada mekanları: Delimonti, yerel malzemeler satıyor; yöresel yemekler hazırlıyor ve taş fırın yemekleri nefis. Kiva, etnik mezelerin de yer aldığı modern meyhane. Klimanjero, Mustafa Otar’ın mevsimlik yaratıcı tabaklar hazırladığı fine dining restoran. Popülist’te, bol kalorili nefis paylaşımlık yemekler menünün iddialıları. Monochrome ise keyifli bir kahveci.
Yılmaz Tandır Evi: Mekanın sahibi Erzincanlı. Tüm malzemelerin oradan geldiği nefis bir kahvaltı servisi mevcut. Tandır her daim yanıyor. Hafta sonları Erzincan usulü keşkek de var.
Meat&Meat: Pek çok restorana ve mahalleliye satış yapan Kasap Dursun’un hemen karşısında açtığı oldukça makul fiyatlı, iyi et servis eden mekanı.
Çukur Ciğercisi: Üç öğün kelle paça çorbasının bulunduğu minicik dükkanda hem Arnavut hem de Edirne usulü kızarmış yaprak ciğer servis edilirken sakatatlar çiğ olarak da satılıyor.
HAFTANIN TAVSİYESİ
Eski tadında ürünler
Doğal veya organik ürün satan siteler çoğaldı. Biri son zamanlarda ilgi çekenlerden: eskitadinda.com. Sadece atalık tohumlar kullanılmış ürünlere yer veriyorlar. Ekmek, erişte ve tarhanaları karakılçık, bezosta ve köse atalık buğday tohumlarının taş değirmende öğütülmesiyle elde ettikleri unla hazırlıyorlar. Özel üretim keçiboynuzu pekmezi, geleneksel usulde yapılmış sade yağ bulabileceklerinizden birkaçı.
HAFTANIN LEZZETİ
Lakerda
Osmanlı mutfağından miras, mutfak kültürümüzün en özgün lezzetlerinden biri olan lakerdanın yapımı ustalık ister, meşakkatlidir. En iyisi torikten yapılır. Karadeniz ve Boğaz sularının iyiden iyiye soğuduğu, toriklerin en yağlı ve sert olduğu aralık-ocak ayları lakerda yapımı için de en uygun zamandır. Lakerdanın iyisinin tuzu hissedilmez, rengi pembe, eti diridir. Esaslı yapılmışını bulmak da maalesef pek kolay değildir. Yıllardır hiç bozmadığı kalitesiyle müdavim kitlesini memnun etmeye devam eden Yeniköy Yelken Restorant’ın lakerdası son zamanlarda yediğimin en iyisi olarak damak hafızama kazındı.