Gastronomide dünyanın en prestijli eğitim kurumlarından biri olan Le Cordon Bleu şefleri 2018 trendlerini açıkladı...
Yeme içme sadece Türkiye’de değil, dünyada yükselen değer. Doğal olarak da sektöre ilgi alaka maksimumda. Fakat şunu unutmamak lazım ki sadece açılan yeni mekanları takip ederek, aşçılığa merak salıp işini gücünü bırakarak yada yiyip içtiğimizi sosyal medyada paylaşarak ne kendimizi geliştirebilir ne de gastronomik değerlerimizi yüceltebiliriz. Sadece ilgili bir tüketici olarak bile yapacak çok şeyimiz var. Ürün bilincimizi artırarak, işini adil yapan üreticileri, özellikle de küçük çaplı olanları desteklemekten başlayabiliriz mesela.
Dünyadaki gelişmeleri ve kanaat önderlerini takip etmek de gündemi yakalamak adına mühim. Özyeğin Üniversitesi bünyesindeki Le Cordon Bleu İstanbul, 2018’e ilham verici ve lezzetli bir başlangıç yapmak adına “Gastronomi Trendleri Buluşması”nın ikincisini geçtiğimiz günlerde Fransız eğitmen şefleri ve mezunları ile Fransız Sarayı’nda gerçekleştirdi. Bakalım bu yıl bizi neler bekliyor?
2018’de neler olacak?
Sürdürülebilirlik önde
ChrIstIna Huang
(Paris Zaoka Restoran kurucu şefi)
- “Carte blanche” yani “özgürce istediğini yapmak” anlamına gelen bu terim; restoranlarda “Boş menü” şeklinde yeni anlam buluyor. Yükselen bu trendde, şefler basılı bir menüye bağlı kalmadan, günlük ürünlerle farklı tabaklar sunacaklar .
- Şeflerin, sadece mutfaktaki israfı önlemekle değil, yemekleri ihtiyaç sahiplerine ulaştıran kurumlarla yapacakları işbirlikleri, dünyanın refahı için önemli adımlar olacak.
- Sürdürülebilirlik çerçevesinde şefler ürünlerin kökünden yapraklarına ya da kafasından kuyruğuna kadar, daha az alışılmış kısımlarından da yaratıcı tabaklar geliştirerek ondan mümkün olduğunca fazla faydalanmaya yöneliyorlar.
Yenilikçi mutfaklara devam
ErIch Ruppen (Yönetici, eğitmen şef)
- Kentsel yaşam tarzının yarattığı zorluk ve endişeler ve bu yaşam tarzından çıkan sağlık sorunları, insanları beslenmede doğala yönlendirmeye devam edecek.
- Dünyayı gezip, farklı ülke mutfaklarından beslenen yeni nesil şefler aldıkları ilhamlarla yenilikçi mutfaklar yaratmaya devam edecek. Kültürlerarası, avangart yaklaşımlar keyifli sonuçlar çıkaracak.
Açık mutfak talep ediliyor
PIerre Dutaret
(Restoran danışmanı, şef)
- Müşteri, pazarlamada gücünü artırıyor. İnternet ve akıllı telefon uygulamaları ile iletişim daha etkin ve daha kişisel hale geliyor.
- Müşteriler adil, kaliteli ve takip edilebilir ürünleri ve fast-food segmentinde bile açık mutfağı talep ediyorlar.
- Avrupa’da büyük şehirlerde, Uzakdoğu mutfakları baharat, ot zenginliği ve lezzetin yanı sıra sağlıklı algılanarak daha fazla tercih ediliyor. İtalyan ve İspanyol mutfağı popülaritesini sürdürürken Fransız mutfağı özellikle teknik anlamda referans olmaya devam edecek.
Haftanın tavsiyesi
Hardalınızı kendiniz yapın
6 çorba kaşığı hardal tohumunu irice öğütüp yarım su bardağı hardal tozu ve 2 çay kaşığı tuz ile bir kaba alın. 3 çorba kaşığı sirke ve yarım bardak ılık su ekleyip homojen hale gelene kadar karıştırın. Cam kavanozda 12 saat buzdolabında dinlendirdikten sonra servis edin. Farklı türde tohumlar ve sirke çeşitleri kullanarak damak tadınıza göre değişik lezzetler yaratabilirsiniz.
Haftanın lezzeti
Vapurlu yağ
Anadolu’da en yüksek hacimli satış yapan zeytinyağı. Markasından çok logosu tanınıyor. Kristal olarak değil, vapurlu yağ olarak biliniyor. Çünkü etikette kocaman bir vapur görseli var. 1860’lı yıllarda Micaleff ailesi Malta’dan İzmir’e bir vapurla gelir. 1938’de zeytinyağı üretimine başlayan Micaleffler, 1945’de Türkiye’nin ilk zeytinyağı markalarından birini yaratırlar. Dedelerini bu bereketli topraklara taşıyan vapuru da unutmaz, onu markalarının logosuna taşırlar. Ürünlerinin berraklığına ve saflığına yakışacağını düşünerek de adını Kristal koyarlar. Şu anda şirketin başında aileden Christopher Dologh var. Marka şimdilerde hikayesini Vapurlu Lezzetler olarak sunarken, ürün gamındaki yağ çeşitlerinin farklı yemeklerde kullanımına dikkat çekiyor.