Prof.Dr. Ercüment Yentür
1983 yılında İstanbul Üniversitesi, Cerrahpaşa Tıp Fakültesi’ne girdi. 1989’da İstanbul Üniversitesi, Cerrahpaşa Tıp Fakültesi, Anesteziyoloji ve Reanimasyon Anabilim Dalı, Tıpta Uzmanlık, 1997 yılında İstanbul Üniversitesi, Cerrahpaşa Tıp Fakültesi, Anesteziyoloji ve Reanimasyon Anabilim Dalı, Anesteziyoloji ve Reanimasyon Doçenti, 2006 yılında İstanbul Üniversitesi, Cerrahpaşa Tıp Fakültesi, Anesteziyoloji ve Reanimasyon Anabilim Dalı, Anesteziyoloji ve Reanimasyon Profesörü, 2012 yılında İstanbul Üniversitesi, Cerrahpaşa Tıp Fakültesi, Anesteziyoloji ve Reanimasyon Anabilim Dalı, Yoğun Bakım Yandal Uzmanlığı yaptı.
“Jean Chastre, and Jean-Yves Fagon. Ventilator-associated Pneumonia. Am J Respir Crit Care Med Vol 165. pp 867-903, 2002. Yazarların afiliasyonu: Service de Reanimation Medicale, Groupe Hospitalier Pitie-Salpêtriere; and Service de Reanimation Medicale, Hôpital EuropÈen Georges-Pompidou, Paris, France.
Yukarıda tırnak içinde yer alan makalenin Fransız yazarlarının çalıştığı birimlerin altı özellikle çizilmiştir. Fransa’da Yoğun bakım Ünitesinin adı ‘REANİMASYON’dur. Ülkemizde de hala bir çok yoğun bakım ünitesi REANİMASYON adını taşımaktadır. Sovyetler Birliği’nde Yoğun Bakım Bilimi “REANİMATOLOJİ” olarak adlandırılmaktadır.*
Türk Hekimliği önceleri Fransız daha sonra da Anglo Sakson terminoloji baskınlığı ile yürümekte olduğundan, var olan terminolojik uyumsuzluk önemli bir haksızlığın gerekçesi yapılmıştır.
Türkiye’de 1950’li yıllardan başlayarak günümüze kadar Anestezi ve Reanimasyon ihtisası yapanlar çok zor koşullarda yoğun bakım ünitelerini kurdular, yönettiler ve birçok kritik hastayı yaşattılar. Birçok büyük ameliyatın yapılabilmesini bu sayede sağladılar. Birçok yoğun bakım hekimi yetiştirdiler. Bugün ise Anesteziyoloji ve Reanimasyon uzmanları Yoğun Bakım Uzmanı olarak kabul edilmiyorlar.
2002’de yasayla başladı
2002 yılında Yoğun Bakım Yan Dal Uzmanlığının kurulması ile Reanimasyon Uzmanlarının kazanılmış hakları ellerinden alındı. Yan Dal Uzmanlığının yaşadığımız döneme uygun ve gerekli olduğuna kuşku yoktur. Bilimin sınırları, uygulamaları her geçen gün genişlemekte, kullanılan teknoloji çok hızlı ilerlemektedir. Bu doğrultuda adım atılması gereksinimden doğmuştur. Bu adımın atılmasını tetikleyen ihtiyaç bugünün olmadığı ve bugünü yaratanların da olmayabileceği yanılsamasını içerebilir mi? Yapılanlar Yoğun Bakımın ülkemizde 2002’de bu yasa ile başladığını düşünenlerin varlığını akla getirmektedir. Bu bilimin ülkemizdeki öncüleri olan Prof.Dr. Sadi Sunların, Prof.Dr. Cemalettin Öner’lerin ve onların yanında yetişen hocalarımızın, meslek büyüklerimizin emekleri yok sayılabilir mi? Bugün ülkemizde ileri düzeyde Yoğun Bakım Üniteleri vardır. Öncüleri Haydarpaşa Numune Hastanesinde, İstanbul ve Cerrahpaşa Tıp Fakültelerinde, 50-60 yıl öncesinde kurulan ve giderek tüm ülkeye yayılan bu ünitelerin kurucuları Anestezistlerdir. İnkar edilemez, yok sayılamaz, görmezden gelinemez. Dünyadaki örneklerine uygundurlar ve yoğun bakım biliminin çağdaş gereklerine uygun bakım ve tedaviler uygulamaktadırlar.
Vatandaşa zarar veriyor
Yoğun Bakım Uzmanlık haklarının bu hekim grubunun elinden alınması en büyük zararı bu ülke insanlarına verir. Türkiye’de Yoğun Bakım Ünitelerinin, Reanimasyon Servislerinin çok büyük bir çoğunluğunda hekimlik yapanlar, idareciler Anesteziyoloji ve Reanimasyon Uzmanlarıdırlar. Görmezden gelinemeyecek kadar çokturlar. Kazanılmış hakları ellerinden alınmaya çalışılan bu uzmanların küçük bir bölümüne Doçentlik sınavı için gerekenden daha fazla (yan dalda akademisyenliği tanımlayabilecek) kriter talep ederek Yoğun Bakım Yan Dal Uzmanı ünvanı verilmiştir. Büyük bölümü ise koşulları sağlamadığı gerekçesi ile zaten taşıdıkları (günün yürürlükte olan mevzuatına uygun olarak kazanmış oldukları) ünvanı kullanamayacaklardır.
26.4.2011/27916 sayılı resmi gazetede yayınlanan 6225 sayılı kanunun ilgili maddelerinde: Yoğun bakım yan dal belgesi alabileceklerle ilgili şartlar yeniden belirlenmiş ve önceden eğitimine başlamış veya bir uzmanlık eğitimi kontenjanına yerleşmiş olanların haklarının saklı olduğu saptaması yapılmıştır. 6.9.1962 tarih ve 6/821 sayılı uzmanlık tüzüğüne göre değerlendirildiğinde, bu kanunun yayınlandığı tarihten önce Anesteziyoloji ve Reanimasyon Uzmanı olanların yoğun bakım yan dal uzmanlığı hak ve yetkisi korunmuş ancak hak sahiplerinin belgelendirilmesine yönelik bir girişim yapılmamıştır.
Diğer yandan TUK’un 14.11.2012/321, 6.2.2014/420 sayılı kararlarında ana dal ile kazanılmış hakların korunduğu belirtilmekte ancak bunun bir hak kazandırmaktan ziyade mevcut yoğun bakım işlevlerinin yürütülmesinde oluşabilecek tıkanmaları aşmaya yönelik bir ara yol olarak kullanılmaya çalışıldığı anlaşılmaktadır.
‘Bulunan eşek topaldır’
Hakları alınan, yanlıştan dönmeye çalışırken de eşeği önce kaybedilip sonra buldurularak sevindirilmeye çalışılan gariban durumuna düşürülmüşlerdir. Ama buldurulan eşek kaybedilen değildir. Bulunan eşek topaldır.
Yoğun Bakım Uzmanlığı kazanılmış hakları olan meslektaşlarımızın haklarının iadesi, mağduriyetlerin giderilmesi, ülkemizdeki yoğun bakım hizmet sunumunun ve yoğun bakım yan dal uzmanlık eğitiminin devamlılığı açısından gereklidir. ‘Türkiye Sağlık Enstitüleri Başkanlığı Kurulması ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmündeki Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı’nın’ 21. Maddesi bu gerekliliklere yanıt verecek şekilde düzenlenmelidir.
*R. N. LEBEDEVA, Reanimation. The Great Soviet Encyclopedia, 3rd Edition (1970-1979). İ 2010 The Gale Group