Düşünenlerin Düşüncesi

Düşünenlerin Düşüncesi

dusunce@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

Zafer İŞERİ - Avukat Arabulucu TBB İstanbul Delegesi

Devletlerin hükmi şahsiyetleri vardır. İnsan gibi haklar edinip sorumluluk altına girebilirler. Belli taahhütlerde bulunabilirler. Bu doğrultuda başka şahıs ya da devletlerle sözleşmeler imzalayabilirler. Mevcut sözleşmelere katılabilirler. Halen Milletler Cemiyeti, Birleşmiş Milletler, Uluslararası Çalışma Örgütü, UNESCO, Karadeniz Ekonomik İş Birliği Örgütü, Ekonomik İş Birliği Teşkilatı, Avrupa Konseyi, Dünya Fikri Mülkiyet Örgütü ve benzeri binlerce organizasyon kapsamında karşılıklı sözleşmeler ve bağlı sorumluluklar devam etmektedir.

Haberin Devamı

Anayasamız, devletimizin uluslararası mecradaki itibarını ön planda tutarak, usulüne göre yürürlüğe konulmuş milletlerarası antlaşmaları kanunlarımız ile aynı kuvvette kabul etmiştir. Dahası, milletlerarası sözleşmelerin içeriği Anayasamıza aykırı olsa dahi, bunlar hakkında Anayasa’ya aykırılık iddiası ile Anayasa Mahkemesi’ne başvurulamayacağı belirtilmiştir. Temel hak ve özgürlüklere ilişkin bir milletlerarası sözleşme hükmünün ülkemiz kanunları aksine düzenleme içermesi halinde dahi, sözleşme maddesinin kabul edilip uygulanacağı Anayasamızda düzenlemiştir.

Devletimizin taraf olduğu bir sözleşme, ancak Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin bu uluslararası anlaşmayı uygun görüp kabul ettiğine dair onayı ile yürürlüğe girecektir. Yasama organı bunu bir onaylama kanunu çıkartarak icra eder. Türk kanunlarına değişiklik getiren her türlü antlaşmalar için koşulsuz yasama organının onayı gerekmektedir. Sadece ekonomik, ticari veya teknik ilişkileri düzenleyen ve süresi bir yılı aşmayan sözleşmeler şayet hazinemize yük getirmiyor, kişileri doğrudan ilgilendirmiyor ya da Türklerin yabancı ülkelerdeki mülkiyet haklarına halel getirmiyorsa istisnai olarak meclisin onaylama kanunu olmadan, sadece resmi gazetede yayımlanma ile yürürlüğe konabilir. Bu halde dahi sözleşmeyi imzalayan yürütme organı tarafından yayımlarından başlayarak iki ay içinde Türkiye Büyük Millet Meclisi’ne bilgilendirme yapılması gerekir. Ekonomik, ticari veya özel kişilerin haklarını ilgilendiren antlaşmalar resmi gazetede yayımlanmadan yürürlüğe konulamaz.

Haberin Devamı

Milletlerarası bir antlaşmaya dayanan uygulama antlaşmaları ile kanunun verdiği yetkiye dayanılarak yapılan ekonomik, ticari, teknik veya idari antlaşmaların Türkiye Büyük Millet Meclisi’nce uygun bulunması zorunluğu yoktur. Bunlar yasama organının yetki kanunu ile yürütmeye görev tevdi ettiği durumlarda, Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin onayı olmadan yürürlüğe konulabilir.

Milletlerarası anlaşmaları uygun bulma yetkisi, Anayasamızın, yasama organımız olan Türkiye Büyük Millet Meclisi’ne tanımladığı görevlerden biridir. Anayasamızın 104 ve devamı maddeleri ise yürütme organının görevlerini, yetkilerini düzenlemektedir. Milletlerarası anlaşmaları onaylamak ve yayımlamak devletin başı, Cumhurbaşkanı’nın sorumluluğudur. Bunun haricinde yasama organı ile ilgili de, yürütme alanı ile ilgili de kararnameleri imzalamak yetkisini elinde bulundurur.

Anayasamız, önceden bir kanunla düzenlenmemiş olmak ve Anayasa’nın ilgili maddelerinde kanunla düzenleme şartı bulunmamak kaydıyla ekonomik ve sosyal haklarla ilgili olarak Cumhurbaşkanı’na özgürce kararname düzenleme yetkisi vermektedir. Ancak Cumhurbaşkanlığı kararnamelerine siyasi haklar ve ödevler ile temel haklar, kişi hakları ve ödevleri bakımından sınırlamalar getirilmiştir. Anayasa’ya göre, temel hak ve hürriyetler ancak kanunla sınırlanabilir. Temel hak ve özgürlükleri sınırlama mahiyetinde yasal değişiklikleri de kararname ile gerçekleştirilemeyecektir.

Haberin Devamı

Cumhurbaşkanlığı kararnamelerinin Anayasa’ya şekil ve esas bakımlarından uygunluğunu Anayasa Mahkemesi denetler. Çıkarılan kararnamelerin kanuna açıkça aykırı olmaları halinde ise kanunların geçerli olacağı değerlendirilir. Cumhurbaşkanlığı kararnameleri iptal davası veya itiraz yoluyla yargı denetimine tâbi tutulabilir. Cumhurbaşkanlığı kararnamelerinin veya bazı hükümlerinin Anayasa’ya aykırılığı iddiasıyla Anayasa Mahkemesi’nde iptal davası açmaya yetkili kişi ve organlar Cumhurbaşkanı, Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde en fazla üyeye sahip iki siyasi parti grubu ile TBMM üye tamsayısının en az beşte biri tutarındaki üyeleri olarak sayılmıştır. Cumhurbaşkanlığı kararnameleriyle veya bunların belli madde ve hükümlerinin esas ve şekil bakımından Anayasa’ya aykırılığı iddiasıyla doğrudan doğruya iptal davası açma yetkisi, bunların Resmî Gazetede yayımlanmalarından başlayarak altmış gün sonra düşer.

Bir davaya bakmakta olan mahkeme, uygulanacak bir kanun veya Cumhurbaşkanlığı kararnamesi hükümlerini Anayasa’ya aykırı görürse veya taraflardan birinin ileri sürdüğü aykırılık iddiasının ciddi olduğu kanısına varırsa, Anayasa Mahkemesi’nin bu konuda vereceği karara kadar davayı geri bırakarak tarafların talebi üzerine veya kendiliklerinden Anayasa’ya aykırı olduğu düşünülen Cumhurbaşkanlığı kararnamesi hükümlerini Anayasa Mahkemesi’ne itiraz yoluyla götürebilirler.

İdarenin her türlü eylem ve işleminden dolayı yargı denetimine tabi olduğu da bir başka Anayasal düzenlemedir. Cumhurbaşkanlığı, onama kanunu ile yasa hükmüne dönüşen temel hak ve hürriyetlerle ilgili sözleşmenin iptali için kararname çıkartarak makamına yetki vermiştir. Kararname, yasal süresi içerisinde ilgili yetki yönünden Anayasa Mahkemesi’ne götürülmemiştir. Ancak iptal işlemi ile birlikte pek çok STK Danıştay’da iptal davası açmıştır. Danıştay’ın ‘Anayasa’ya aykırılık’ incelemesi için başvuruda bulunup bulunmayacağını zaman gösterecektir. Sözleşmenin muhatabı Avrupa Konseyi ise, devletin başı tarafından genel sekreterliğine iletilen fesih iradesini işleme alarak, 3 aylık sürenin neticesinde 1 Temmuz’da sonuç tesis edecektir.

Uluslararası sözleşmelerin hukukumuzdaki yeri

Zafer İŞERİ - Avukat Arabulucu TBB İstanbul Delegesi