Düşünenlerin Düşüncesi

Düşünenlerin Düşüncesi

dusunce@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

Av. Gönenç Gürkaynak

Av. Gönenç Gürkaynak Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi’nden 1997 yılında mezun olduktan sonra Harvard Üniversitesi Hukuk Fakültesi’ndeki yüksek lisans eğitimini 2001 yılında tamamlamıştır. İstanbul Barosu, New York Barosu, Belçika Barosu, Amerika Birleşik Devletleri Barosu ve İngiltere ve Galler barolarında da kabul edilmiş ve avukatlık mesleğini bu yargı çevrelerinde de icra etmiş olan Gürkaynak, İstanbul’da internet hukuku ve internette ifade hürriyeti alanlarında da avukatlık mesleğini icra ederken aynı zamanda Ankara’da Bilkent Üniversitesi Hukuk Fakültesi’nde ve İstanbul’da Bilgi Üniversitesi Hukuk Fakültesi’nde de öğretim görevlisi olarak çalışmaktadır.

Haberin Devamı

Gezi Parkı eylemleri sürmekteyken, 15 Haziran 2013 tarihinde, yine Milliyet’in Düşünenlerin Düşüncesi köşesinden, internetin toplumların “baş belası olduğu” görüşüne yönelen kamu politikasının sinyallerinin artmakta olduğunun altını çizerek, bu yönelimin temel özgürlükleri tehdit edebileceğini belirtmiştim ve uyarılarımı sıralamıştım. O yazımdaki önerilerin tam aksini yol haritası edinen bir süreç sonucunda, 5651 Sayılı Kanun’da fevkalade dramatik değişiklikler teklif edilmiştir. Bu değişiklikler, Türkiye’de zaten çağının gerisinde olan internet mevzuatını ve İnternet hukukunu hepten kontrole ve yasaklamaya odaklı hale getirerek internet hukuksuzluğu ve ifade hürriyetsizliği yönünden Çin ve İran gibi ülkelerin usulleriyle kucaklaşmamızı sağlayacaktır.
5651 Sayılı Kanun’da teklif edilen düzenleme ile devletin internete daha kolay, hızlı ve sonuç doğurucu şekilde el atabilmesi, bunun yargısal süreçlerinin ise geri plana alınması hedeflenmektedir. Herkesin ulaşımına açık olan şeffaflık raporlarının açıkça ortaya koyduğu üzere, Türkiye, 2013 yılı Ocak ve Haziran ayları arasında, İnternet’teki içeriklerle alakalı hırçınlıkta en yakın rakibi olan ülkenin (Hindistan) dört katı içerik kaldırma talebinde bulunmuştur. Bu içerik kaldırma talebi yoğunluğu, tüm dünyada hassasiyet gösterilerek içerik kaldırılması talep edilen toplamın yaklaşık yarısı kadardır. Dünyanın internet polisliğini ve içeriklerle mücadele şampiyonluğunu üstlendiğimiz yetmezmiş gibi, şimdi bir de bunu daha sert ve denetimsiz yapabilmek için torba kanunlarla yaka paça ve yangından mal kaçırır gibi mevzuatlar hazırlanmaktadır. Teklif edilen değişiklikler, internet ortamını daha da hissedilir bir demir yumruk ile yönetme adına yasalaşma sürecindedir.

Şalter devlet elinde
Ciddi hacimle akmaya devam eden kısıtlayıcı irade, özgürlüklere de yer açmayı öğrenmeye çalışacak ve neden tüm dünyada kendisinin en tahammülsüz ve hoşgörüsüz madalyalarıyla dolaştığını araştıracak yerde, kontrole dair yeni oyuncaklar yaratma derdindedir. Zaten ne kadar hacimli aktığı belli olan kısıtlayıcı iradeye kişilerin İnternet üzerinden içeriklere ve bilgiye erişim hakkını temelinden ve doğrudan kesme imkânı tanınmaktadır. Artık bir şalter vardır ve o şalter yargısal süreçler öncesinde devlet elinde bulunacaktır. Bu şalteri eline alan idare de tüm dünyanın yarısı kadar içerik hassasiyetine ve 1.3 milyar kişilik nüfuslu olup demokrasi yahut refah abidesi olmayan Hindistan’ın dört katı kadar içerik kaldırtma hevesine sahip bir idaredir.
Şeffaflıktan uzak ve itiraz imkanı bulunmayan sansür mekanizmalarına geçit veren bu mevzuatın erdeminin ne olduğu, hangi üstün kamusal faydaya nasıl hizmet edeceği, çökerteceği toplumsal refah kanatlarının getirisini daha da aşacak hangi kolektif menfaate nasıl yöneleceği meçhuldür, zira tartışılamamıştır.
Tasarı, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi tarafından 2012 yılının sonunda Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin 10. maddesine aykırı bulunan 5651 Sayılı Kanun’un demokratik toplum gereklerine uyarlanacağı beklentisini hiçbir maddesi ile karşılamamakta, aksi yönde ciddi bir etki yaratmaktadır.

Özgürlük algısı
Artık içerik sağlayıcılar ve yer sağlayıcılar baypas edilerek idaredeki denetim mercilerince kendiliğinden sonuç doğurulacağı ve şu ana kadar tutulabilen istatistikler artık tutulamayacağı için, devletin ketum kayıtlarına inecek olan istatistikler sayesinde “Artık dünyaya rezil olmuyoruz” kutlaması yapmamız da herhalde bizden beklenecektir.
Düzenleyici etki analizine ve doğal muhataplarınca katılıma konu olmamış mevzuat değişiklikleri, Türkiye’deki internet kullanımının genel özgürlük alanını da İnterneti kullanan bireyin kullanım anındaki özgürlük algısını da temelden etkileyecek çapta oldukları halde, şıpın işi önerilmekte ve yasalaştırılmaktadır.

Ciddi bir engel
En şoke edici görüşler, görüntüler ve durumlar da dahil olmak üzere, baş tacı edilmesi gereken temel özgürlüklerle aydınlanıp genişleyen bir evrene açılmakta olan gençlerin kendilerine ait bu yürüyüşü ve tamamlanma macerasını bir üst kuşaklarının mevcudu korumacı yasaklama ezberlerine emanet etmelerini beklemek hem onları hafife almak hem de Türkiye insanının geleceğine egemen olacak düşünce ve duygu gelişimine ciddi bir engel çıkartmak olur.
Bu alanda her mevzuat denemesi geniş katılımlı mutabakata ve demlenmiş duru düşünceye muhtaçtır.