Zafer İşeri - dusunce@milliyet.com.tr / Nafaka, kişinin yaşamını idame ettirmek ve temel ihtiyaçlarını (barınma, eğitim, kültür, ulaşım v.b.) karşılamak üzere kanuni bir yükümlülük olarak, belirli aralıklarla hükmedilen paradır. Türk Medeni Kanunu’nda düzenlenen nafaka, boşanma yüzünden yoksulluğa düşecek taraf, kusuru daha ağır olmamak koşuluyla geçimi için diğer taraftan mali gücü oranında nafaka isteyebilir, şeklinde düzenlenmiştir. Nafaka boşanma davası ile birlikte istenebileceği gibi boşanma davası olmaksızın da istenebilir. Mevzuata göre boşanma davasında tarafların nafaka isteminde kusur şartı vardır, eşlerden birinin nafaka alması için kusurunun diğer tarafa oranla az olması ya da diğer taraf ile kusurunun eşit olması gerekmektedir.
Tedbir nafakası
Türk hukuk sistemimizde dört çeşit nafaka vardır, bunlar: tedbir, iştirak, yoksulluk ve yardım nafakalarıdır. Tedbir nafakası, boşanma veya ayrılık davası açılınca mahkeme tarafından, davanın süresi boyunca gerekli olan, özellikle eşlerin barınmasına, geçimine, eşlerin mallarının yönetimine ve çocukların bakım ve korunmasına ilişkin geçici önlemleri re’sen (kendiliğinden) aldığı nafaka türüdür. Tedbir nafakası taraflardan birinin, boşanma davası nedeniyle zor duruma düştüğü ya da düşebileceği hallerde gündeme gelmektedir. Görüldüğü üzere tedbir nafakasında talebe gerek yoktur, aynı zamanda tedbir nafakasında kusur da dikkate alınmaz. Boşanma veya ayrılık davası süresi boyunca, maddi olarak zor duruma düşecek eşin kusuru, diğer eşin kusurundan ağır olsa dahi tedbir nafakasından faydalanabilecektir. Bunun nedeni, henüz boşanma ya da ayrılık davası sonuçlanmadığı için eşlerin evlilik birliği devam etmektedir şeklinde yorumlanmasıdır. Boşanma davası sırasında takdir edilen tedbir nafakası kararın kesinleşmesiyle birlikte sona ermektedir.
İştirak nafakası
Bir diğer nafaka türü olan iştirak nafakası, boşanma davası devam ederken veya boşanma davasının kesinleşmesi ile ödenen nafaka türüdür. Velayetin kullanılması kendisine verilmeyen eş, çocuğun bakım ve eğitim giderlerine gücü oranında katılmak zorundadır. Bu durum hakkaniyet çerçevesinde değerlendirilir ise çocuğa ait bakım ve eğitim giderleri tek bir eşe ait olmayacaktır. Bilindiği üzere velayet çocuğun reşit olması ile sona ereceğinden iştirak nafakası da kendiliğinden sona erecektir. Çocuğun reşit olduktan sonra iştirak nafakasından faydalandığı istisnai bir durum vardır, eğer çocuğun eğitim hayatı devam ediyor ise çocuk nafaka almaya devam edecektir. Bu durumda iştirak nafakasını veli değil ayırt etme gücüne sahip çocuk, eğer çocuk ayırt etme gücüne sahip değilse çocuk için atanan kayyım talep edebilecektir. İştirak nafakası amaç itibariyle çocukların korunmasına yönelik bir nafaka çeşididir. Mahkemenin amacı çocukların haklarını göz önünde bulundurmaktır. Bu konuda talep olmasa dahi mahkeme iştirak nafakasının ödemesine dair karar verebilir. Özetle iştirak nafakasına hükmolunması için talebin varlık şartına gerek yoktur. İştirak nafakasını ödeyen taraf açısından değerlendirme yapar isek iştirak nafakası tarafların eş olmasından değil anne ve baba olmasından kaynaklı bir yükümlülüktür. Bu nedenle boşanmaya sebebiyet veren olaylarda kimin kusurlu olduğuna bakılmaz, kusur araştırılması yapılmaz. İştirak nafakasını ödemekle yükümlü olan taraf, ödeme yapmaz ise icra takibi yoluna başvurulabilir. Nafaka borçlusuna ödeme emri gönderilir, kendisine tebliğ edilen icra emrine rağmen ödemeyi gerçekleştirmez ise takip kesinleşir. Borçlu yani nafaka yükümlüsü hakkında haciz işlemleri başlatılır. Sonuç olarak, iştirak nafakasının varlığı çocukların bakım, barınma, eğitim gibi giderlerini karşılamak için varlığı şart olan bir nafaka çeşididir.
Yoksulluk nafakası
Tedbir ve iştirak nafakasının haricinde bir diğer nafaka türü olan yoksulluk nafakası, boşanma yüzünden yoksulluğa düşecek tarafın kusuru daha ağır olmamak koşuluyla geçimi için diğer taraftan mali gücü oranında süresiz olarak isteyebildiği nafaka türüdür. Kusur bakımdan, nafaka yükümlüsünün (nafaka ödemekle yükümlü olan kişi) kusuru aranmaz. Yoksulluk nafakası isteyebilmenin ilk şartı boşanmadan kaynaklı yoksulluğa düşmedir. Nafaka alacaklısı, nafaka almak istiyorsa talepte bulunmak zorundadır. Mahkeme re’sen (kendiliğinden) yoksulluk nafakası veremez. Yoksulluk nafakası hem boşanma davası devam ederken hem de boşanma kesinleştikten sonra talep edilebilir. Ancak boşanmanın kesinleşmesinden sonraki 1 (bir) yıl içinde de açılabilir. Yoksulluk nafakasına süresiz olarak hükmedilir ancak nafaka alan tarafın ölmesi, evlenmesi, evlilik olmaksızın başka birisiyle hayat sürmesi ve yoksulluğun ortadan kalktığı hallerin varlığında mahkeme kararı ile nafaka ödemesi ortadan kaldırılabilir.
Yardım nafakası
Türk Medeni Kanunu’nda düzenlenen dördüncü nafaka çeşidi yardım nafakasıdır. Yardım nafakası, yardım edilmediği takdirde yoksulluğa düşecek olan üstsoyuna, altsoyuna ve kardeşlerine verilen nafaka çeşididir. Bu nafakanın temelinde yardımlaşma vardır. Yardım nafakasını talep ederken kanun tanımıyla “mirasçılık sıra” şekli kullanılır. Nafaka talep ederken birinci sırada yardım talep edeninin altsoyu vardır. Altsoy kişinin çocuğu, torunu, torunun çocuğudur. Yardım talep ederken öncelikle bu kişilere dava açılacaktır. İkinci sırada yardım talep edenin altsoyu yoksa anne ve babasına karşı dava açmalıdır. Üçüncü sırada kardeşler bulunmaktadır, dördüncü sırada büyük anne ve büyük baba, beşinci sırada büyük anne ve büyük babalarının anne ve babalarına karşı dava açılabilmektedir. Dikkat çekilmesi gereken nokta, bir alt sırada dava açılacak kişi varken üst sıradan bir kişiye dava açılamaz. Altsoy ve üstsoydan yardım nafakası talebinde bulunurken özel bir şart aranmazken kardeşlerden yardım talep edilirken bir şarta bağlılık vardır. Kardeşlerden nafaka talep ederken kardeşlerin refah içerisinde olup olmadıklarına bakılır. Kardeş refah içerisinde değilse yardım talebinde bulunulamaz. Kardeşin refah içerisinde olup olmadığını ise hakim tespit edecektir.
Özay Şendir
Öğretmenlik ve sosyal statü
24 Kasım 2024
Didem Özel Tümer
Dışişleri Bakanı Hakan Fidan’dan ABD’ye YPG mesajı: Sineye çekmeyeceğiz
24 Kasım 2024
Abbas Güçlü
Öğretmenler neden mutsuz?
24 Kasım 2024
Zeynep Aktaş
Her şey faizlere kilitlendi
24 Kasım 2024
Ali Eyüboğlu
Aşkın Nur Yengi: ‘‘Rekabet derdimiz yoktu’’
24 Kasım 2024