Bilim ve teknolojinin üretimdeki etkisinin hızla artması ekonomiyi şimdiden çok büyük ölçüde yeniden şekillendirmeye başladı. OECD ülkelerinde bilgiye dayalı faaliyetlerin GSYH içindeki payı bugünden yüzde 50’yi buluyor. Bilginin üretimde doğrudan kullanılmaya başlaması, temel bilimlerin ekonomik faaliyetlerde önemli bir faktör haline gelmesi çığır açıcı bir gelişmeyi simgeliyor.
Yeni boyutlar
Birkaç temel somut gelişmeye bakacak olursak: Bugün saniyede katrilyonlarca işlem yapabilen bilgisayarlar var. Bulut teknolojisinin de etkisiyle bilişsel bilimler, insan-makine ilişkisinde yeni boyutlar açıyor. Bu gelişmeler aynı zamanda bir taraftan insanlığın problem çözme kapasitesini yeni bir aşamaya taşıyor. Diğer taraftan, internet ve çok işlevli akıllı telefonlar Afrika dahil dünyada büyük ölçüde kesintisiz bir ağ oluşturuyor ve yeni çalışma ve iş olanakları yaratıyor. Yeni malzeme bilimindeki gelişmeler sanayinin tamamını etkileyecek potansiyele sahip. Biyoteknoloji daha şimdiden sağlık alanında çok büyük ilerlemeler sağladı. 10-15 yıllık bir süre içinde hücre modellemesinin tamamlanmasıyla birkaç önemli hastalığa çare bulunması da bekleniyor. Mikroelektronikte baş döndürücü gelişmeler var. Üç boyutlu baskı makineleriyle birçok ürünü tasarlayıp küçük ölçekte üretme olanağı ortaya çıktı. Nanoteknolojide, belirli ilaçları hedeflenen hücrelere tek tek salgılayabilen robotlar yapıldı. Bilimkurguyu çağrıştıran gelişmeler gerçek oluyor.
Güçlenen kontrol
Bu sürecin en önemli bir yönü, insanın maddeyi bütün hareket ve biçimleriyle kavrayıp kontrol edebilme yeteneğine giderek daha çok yaklaşması. Bu ilerleme insana olağanüstü bir potansiyel sağlıyor ve aynı zamanda büyük bir sorumluluk yüklüyor. Bilgi Ekonomisi salt teknik özelliklere indirgenemez. Ekonomik faaliyet ve ilişkiler düzeyinde de bir dönüşümdür. Kaldı ki, Bilgi Ekonomisi ekonomik alanla da sınırlı değildir. Özündeki sosyal bileşen Bilgi Ekonomisi’nin kopmaz bir parçasıdır. Bu yalnız bilimsel, teknolojik ve ekonomik faaliyetlerin insan kaynaklı olmasından değil, şu nedenlerden de kaynaklanıyor:
Üç önemli neden
Birincisi, Bilgi Ekonomisi sürecinde okul öncesinden öğrenmeyi öğrenme ve kapasite geliştirme boyutları çok daha fazla öne çıkmak zorundadır. Çünkü, yazılım ve algoritmalardaki gelişmelerle robotların ve otomasyonun hızla yaygınlaşacağı, karmaşık zihinsel faaliyetlerin bir bölümünü de bunların üstleneceği bir süreç başlıyor. Yapay zekâ yoluyla sıçramalar yaratmaya yönelen Bilişim ve İletişim Teknolojilerine erişim açısından da benzeri bir durum söz konusu. Sağlıkta da.
İkincisi, teknolojik gelişmenin zengin olanaklarından yararlanırken insana ve doğaya yönelik tehlikelerin de sıkı bir biçimde denetim altında olması ve önlenmesi gerekiyor. Yeni teknolojiler bu alanda da yeni olanaklar sağlıyor.
Üçüncüsü, bilgi yoğun ekonomik faaliyetlerin egemen olmaya başladığı bir gelişme sürecinde yönetim yapılarının saydam, katılımcı, sermaye mülkiyetinin daha yaygın ve gelir dağılımının daha eşitlikçi olması bugüne kadar olduğundan daha çok önem taşıyor.
Özetle, muazzam potansiyelinin vaat ettiği gelişmeyi sağlayabilmesi için Bilgi Ekonomisi’nin, özündeki sosyal bileşeninin gerektirdiği politikalarla birlikte geliştirilmesi gerekiyor.
Temel unsurlar
Bu olgular ışığında ihtiyaç duyulan yaklaşımın temel unsurları şunlar olmak gerekir: a) Bilim ve teknolojinin bu potansiyelinin, kamunun da etkin desteğiyle en ileri ölçülerde geliştirilmesi. b) Bu gelişmenin aynı zamanda geleneksel sektörlerin çoğunu ve KOBİ’leri de kapsaması. c) Genelde istihdam kapasitelerini güçlendirecek nitelikler de içermesi. d) Bu dönüşümün doğum aşamasından başlayarak fırsat eşitliğini öne koyan bir sosyal ilerlemeye dayalı olması. e) Bu süreçte, özgür düşünce ve yaratıcılığı destekleyen bir eğitime odaklanılması. f) İlkokul çağına girerken bilgisayar kodlaması eğitiminin başlamasını içermesi. g) Kültürü kapsaması. h) Sağlığı geliştirmesi. ı) Çevre ve iklim alanlarında sorumlu tutumlar benimsemesi. j) Kurallılığı temel alması. k) Ekonomi politikalarında bilgi yoğun, dinamik ve adil bir biçimde regüle edilmiş bir piyasa ekonomisinin genel çerçevesi içinde kritik alanlarda bu ilkelerle uyumlu tercihlerin egemen olması ve bu niteliklerde bir gelişme ortamı oluşturması.
En can alıcı nokta
Bu unsurların bütünü Sosyal Bilgi Ekonomisi’ni oluşturuyor.
Sosyal Bilgi Ekonomisi “Bilgi Ekonomisi aynı zamanda sosyal olsun” gibi kısıtlı bir düşünceden kaynaklanmıyor. Çok daha geniş boyutlu. En can alıcı boyutu da çağımızın bilgisinin ve bilgiye dayalı dinamiklerinin topluma yaygınlaştırılması yani topluma mal edilmesi hedefidir.
Sosyal Bilgi Ekonomisinin içerdiği sosyal politika boyutu ve anlayışı Amartya Sen’in, insanların kapasitelerinin geliştirilmesine ve bu kapasitelerini özgürce kullanmalarına olanak sağlanması ilkesiyle de örtüşmektedir.
Türkiye’mizde, bugün bunun sağlanması için vazgeçilmez olan koşullar arasında bilgi yoğun üretime odaklı, Türkiye’yi uluslararası değer zincirlerinde etkin bir yere taşıyacak ekonomik ve sosyal dönüşüm adımlarının yanı sıra, şunlara da ihtiyaç vardır: Özgür ve yaratıcı insan düşüncesinin önünün açık olması; bilimsel düşüncenin etkin kılınması; çağdışı yasakların kalkması; hukuk devletinin bütün unsurlarıyla var olması; ileri eğitimden yoksun kalmanın maliyetinin çok yüksek olduğu bir çağda yaygın yüksek yetenek inşasına olanak veren bir eğitim sisteminin ve ortamın oluşturulması; siyaset ve kamu yönetiminin bu nitelikte bir eğitim sisteminin kurulmasını engelleyen, yetenekleri körelten zihinsel ve kurumsal engellerinin aşılmasını sağlayacak yepyeni bir yaklaşımın benimsenmesi ve köklü bir yeniden yapılandırmanın gerçekleştirilmesi. Aynı zamanda tüm bu ve diğer kritik alanlarda AB’ye üyelik sürecinin gerektirdiği kıstasların hayata geçirilmesi de öncelikli bir hedeftir.
Temel amacımız
Sonuç olarak: Sosyal Bilgi Ekonomisi çağımız koşullarında Türkiye’de herkes için giderek dünya standartlarında birinci sınıf özgürlük, refah ve gelişme sağlamanın umut verici ve en etkili yoludur. Temel amacımız da budur.