Prof. Dr. Cengiz Kuday - Savaşlarda sokak savaşları denildiğinde II. Dünya Savaşı’nın bir dönüm noktası kabul edilen Stalingrad sokak savaşları gelir.
Daha önceki günlerde yine II. Dünya Savaşı’nda Leningrad-Kiev ve Sivastopol’da sokak savaşları olmuş hatta Leningrad; bugünkü adı ile St.Petersburg’da 700 bin sivil açlıktan ölmüştü.
Stalingrad şehir savaşı II. Dünya Savaşı’nın kaderini değiştiren bir savaş olarak değerlendirilmiştir.
Savaş sırasında doğrudan siviller de hedef alınmış ve çeşitli silahlar kullanılmış; hava saldırıları da düzenlenmiştir.
Bu savaş tüm dünyadaki savaş tarihleri arasında en kanlı olan ve en büyük olan savaşları arasında yer edinmiştir.
Savaş 23 Ağustos 1942 günü ile 2 Şubat 1943 günü arasında gerçekleşmiştir.
Almanların bu savaşta yenilmeleri o güne kadar Alman ordularının yenilmezlik etiketini değiştirmiştir.
Bu savaş bir milyondan fazla insanın ölümüne yol açtı.
İnsanlar yalnız savaştan değil dondurucu soğuk ve hastalıklardan da hayatını kaybetti.
Alman kuvvetlerinin Rusya karşısında doğu cephesinde kaybetmeleri sonucu Sovyet askeri birlikleri 23 Nisan 1945’te girdikleri Berlin’de sokak sokak savaşarak ilerlediler. Bu savaş iki hafta sürdü.
Bu savaşlarla ilgi belgelerin gizliliği savaşın bitiminin 75. Yılında Rus Savunma Bakanlığı tarafında kaldırıldı.
Bu iki haftalık Berlin sokak savaşında 1.2 milyon kayıp verilmiştir.
Alman kuvvetlerinin çok zayıflamasına rağmen sivil (çocuklar dahil) 650-700.000 kişi ile savunma yaptığı söylenir.
Dünya tarihinin gördüğü en kanlı 3. savaştır, fakat asıl trajedi savaştan sonra başlamış 100 bine yakın kadın Sovyetlerce tecavüze uğramış, yaklaşık 10 bini ölmüş veya intihar etmiştir.
Bu savaşı çok kişi bilmez veya görmezden gelmiştir.
Sonuç itibari ile sokak savaşları her iki taraf için de acıdır.
Kışkırtmalar, vaatler ve kahramanlık, hamaset duyguları ile kazanma şansının düşük olduğu bir savaşa masum insanları sokmak kimin yararına olur.
Ukraynalı ölecekmiş, siviller zor durumda kalacakmış, ülke parçalanacakmış vs.
Tüm bunların kimsenin bir müddet sonra umurunda olmadığını geçtiğim zaman dilimleri içinde Suriye’de, Filistin’de, Balkanlar’da (bilhassa Kosova-Bosna Hersek’teki olaylardan sonra bunları Batı ülkelerinin hafızalarında ne kadar yer tuttuğunu biliyoruz.
Onlar için bugün savaş alanlarında perişan aileler, kadınlar, çocuklar gözyaşı fotoğrafları yalnız bir fark var.
Son olaylarda kurbanlar sarışın-mavi gözlü.
Bu sarışın mavi gözlü kişilerin daha önce komşu coğrafyalarda yaşayan ve iltica eden topluluklardan önemli bir farkı var. Bu sarışın mavi gözlü halkın erkekleri yurtlarında şehirlerinde kalıp ülkeleri için savaşmayı göze almış kişiler.
Bu fark onları tekrar özgün ve umarım ailelerine kavuşturacak güç olur.
Bu kararlılıklarını 2013-2014 yılları arasında 93 gün süren direnişleri ve mevcut Rus yanlısı iktidara karşı gösterdiler yüzlerce yaralı ve ölüm pahasına.
Tanrı yardımcıları olsun.