BÜLENT AKARCALI - Seçim sonuçları içerisinde en hayırlı nokta, HDP’nin boyunun ölçüsünü almış olmasıdır. Yıllardır ülkenin bütünlüğüne karşıtlıkla, kaba ve küstah davranışlarla, çok sayıda oy alacaklarına inanmanın verdiği şımarıklıkla, siyaset sahnesindeydiler. Kürt kökenli vatandaşlarımızın büyük çoğunluğunun sağduyulu davranışıyla oyunları bozuldu ve Demirtaş’ın “Siyaseti bırakıyorum” mesajı ise çözülmenin başlangıcını işaret eder oldu. Hür Dava Partisi’nin, TBMM’de edilen yemine sadık davranışı bu çöküntüyü hızlandırabilir.
TBMM
Başta Mevlut Çavuşoğlu, Hulusi Akar, Süleyman Soylu, Mehmet Muş gibi deneyimli bakanların milletvekili olarak Meclis’e girmeleri, yeni dönemde kamuoyunu daha etkin bir TBMM görebileceği beklentisine sokabilir. Deneyim ve birikimleri nedeniyle bu isimleri TBMM komisyonlarının müstakbel başkanları olarak görebiliriz. Özellikle Çavuşoğlu’nun Dışişleri ve Akar’ın Milli Savunma Komisyonu Başkanı olmaları halinde, dış politika oluşturmada TBMM çok daha etkin olabilecektir. Süleyman Soylu’nun İçişleri Komisyon Başkanı olması terörle mücadelede TBMM’nin daha ağırlıklı rol almasını sağlayabilir. TBMM web sitesinin uluslararası komisyonlar listesinde dış ilişkilerimizle ilgili tam 15 komisyon bulunmaktadır. Bunlara ilaveten çok sayıda ülkeyle; Türkiye- Azerbaycan, Türkiye-İngiltere, Almanya vesaire gibi dostluk grupları vardır.
Ancak ne uluslararası komisyonlar ne de dostluk grupları arasında, ciddi ve sürekli bir koordinasyon, bilgi akışı, raporlama gibi bir ilişki pek sağlanamamıştır. Diplomatik birikim, bilgi ve deneyimiyle Sayın Çavuşoğlu’nun Dışişleri Komisyonu’nun başına geçmesiyle ciddi bir ihtiyaç olan söz konusu koordinasyonun gerçekleştirilmesi, komisyon başkanlarının her resmi toplantıdan sonra Dışişleri Komisyonu’na rapor sunmaları parlamenter bazda dış politikada ihtiyacımız olan etkin rolü oynamamıza imkan verecektir.
Savunma bakanlığı döneminde dış politikada çok aktif olan Akar’ın başta NATO Komisyonu olmak üzere, Suriye, Irak, Mavi Vatan, Kıbrıs konuları yanında hızla gelişen savunma sanayimize TBMM’nin gereken desteği vermesinde ciddi katkıları olacağına inanmaktayım.
Dışişleri
Bakan Hakan Fidan, MİT’e kazandırılan yeni kişilik nedeniyle zaten yoğun bir şekilde dış politikanın içindeydi. Dolayısıyla kendisine yabancı gelecek bir ortama atanmış değildir. Bence, bu kuruma en büyük önemli katkısı dışişleri bakanlığı ve mensuplarına şiddetle ihtiyaç duydukları istihbarat derinliğini sağlaması olacaktır. İki asırdır dünya diplomasisinde liderliğini koruyan İngiltere’ye baktığımızda, bu ülkenin istihbarat teşkilatını dışişleri bakanlığı bünyesinde yürüterek diplomaside ciddi başarılar elde ettiğini görmekteyiz. Klasik bir istihbarat elemanı yanında meslekten gelen bir diplomatın bilgiye erişmesi, yorumu ve değerlendirmesi bambaşkadır.
Nitekim İngiltere’nin eski Ankara Büyükelçisi’yle ondan daha önceki dönemde Fransız büyükelçisinin ülkelerinin istihbarat teşkilatlarının başlarına getirilmeleri tesadüfi değildir. Her ikisinin de Ankara görevlerinden sonra bu mevkilere atanmaları da Türkiye’nin dünya diplomasisi ve istihbarat alanında öneminin bu ülkeler tarafından ne kadar önemsendiğinin de ayrı bir kanıtıdır.