Bülent Akarcalı - dusunce@milliyet.com.tr
Sayın Başkan, G20’lerin toplantısı için İtalya’ya gelebilseydim size teşekkürlerim bizzat iletecek idim.
Gelemeyince bu mektubu kaleme aldım.
Ne teşekkürü diyeceksiniz?
Şahsınız, ABD Temsilciler Meclisi ve Senatosu’nun ve diğer bir kısım sivil ve askeri Amerikan yetkililerinin, size destek veren ABD medyası ve akademik dünyanın, sürekli Türkiye aleyhinde beyanları, uyguladığınız yaptırım politikaları, ülkenin içişlerine karışma ve de karıştırma yaklaşımlarınız, daha seçilmeden Başkan olunca bu iktidarı değiştirmek için Türk Muhalefetiyle işbirliği yapacağınız gibi açıklamalar sayesinde komşumuz Türkiye ile daha yakın ve sağlam bağlar kurma, dostluk ilişkilerimizi geliştirme fırsat ve olanaklarını bize sağlamanızın teşekkürüdür.
Bu hizmetinizin karşılığını nasıl ödeyeceğimizi bilemiyorum. Türkiye’nin ABD’den uzaklaşıp Rusya’ya yaklaşması için elinizden geleni yapıyorsunuz demek dahi yetersiz kalır! Zira tüm politikalarınız askeri, ekonomik ve finansal şantajlar üzerine dayalı.
Gücünüzün, Türkiye’ye yeteceğini mi sanıyorsunuz?
Müttefikimiz dediğiniz ama NATO üyesi Türkiye’nin kendi ve de NATO savunması için gereken uçakları vermek için Meclisine ve Senatosuna söz geçirmeye muktedir olamayan, vatandaşı oldukları ABD’nin çıkarlarını değil de etnik kökenlerinin ve Türkiye’ye olan düşmanlıklarının güdüsüyle hareket eden bir avuç lobinin esiri bir Devletin Başkanı olmanıza bakarak Rusya’ya ve Çin’e meydan okumaya kalkmanıza ben ve Şi Cinping’in de gülümseyip geçtiğimizi, iyi mizah konusu olduğunuzu zat-ı alilerinize bu vesileyle belirtmek isterim.
Tüm kötülükler Batı’dan geldi ve gelmeye devam ediyor
Batı Dünyası Türkiye ve Rusya’yı birbirine düşman göstermeyi çok sever. Ama tarihe bakınca Rusya ve Türkiye’ye de en büyük kötülükleri Batı Dünyası yapmıştır. Fransızlar, Napolyon ile Moskova kadar gelip her tarafı yakıp yıkıp yüz binlerce soydaşımı katledip sonra hak ettikleri yenilgiye uğrayıp çekip gitmişlerdi. Almanlar ise tarihin görmediği bir vahşet ve katliamlarla 20 milyon vatandaşımızı katlettiler.
İngilizlere kanan Yunanlılar Batı Anadolu’yu işgal etmiş, onlar da bölgenin yarısını yakıp yakmış ve yüz binin üzerinde insan katlettikten sonra hak ettikleri yenilgi sonucu kaçıp gitmişlerdi. Şimdi de siz kalkıp ABD olarak, geçmişten ders alamayan Yunanlıları kışkırtıp Türkiye sınırına binlerce tank, zırhlı araç yığıp, Lozan anlaşmasına aykırı bir şekilde Yunan Adalarına deniz üsleri kurmaya hazırlanıyorsunuz.
Rusya ve Türkiye düşman ülkeler değildir
Buna karşın, Rusya Sovyet döneminde genç Türk Cumhuriyetinin siyasi, diplomatik ve ekonomik en büyük destekçisi olmuştur. Bugün İstanbul’da bulunan Türk Cumhuriyetini temsil eden en önemli anıtında iki Rus generalinin heykeli vardır. Türklerin’de en büyük şairinin mezarı da Moskova’dadır.
Binlerce Türk firması uzun yıllardır Rusya’nın kalkınmasına hizmet etmektedir, yüz binin üzerinde Rus-Türk evliği vardır, milyonlarca vatandaşım her yıl Türkiye’de tatillerini, kendi evlerindeymiş gibi hissetme rahatlığıyla, geçirmektedir. 25 milyar dolarlık Nükleer santral yatırımının inşaatı hızla ilerlemektedir. Yüzlerce Türk uzman santrali işletmek için Moskova’da eğitildi ve eğitilmektedir.
Son teknolojiye haiz bu santral bittiğinde Hem Türkiye’nin hem de Rusya’nın gururu ama en önemlisi iki ülke arasında gerçek dostluğun sembolü olacaktır.
ABD’nin Türkiye’de bu yatırımın onda birine dahi yaklaşacak bir yatırımı yoktur. Söyleyin lütfen ABD’nin kendi yararına kurduğu askeri üsleri dışında, Türkiye’de önemli ve kalıcı hangi eseri var? Türk ekonomisine, siyasi, sosyal ve kültürel hayatına hangi ciddi katkınız var?
S-400’ler itirazının haklılığına ve samimiyetinize inanmıyorum. Bu sistem etkinleştiğinde kime karşı kullanılacaktır? Tabii ki Türkiye’ye saldıracak olana. Türkiye’de NATO üyesi olduğuna göre, teoride S 400’lerin NATO dışı ülkelere karşı kullanılma amaçlı olduğu açıktır.
ABD askeri yetkililerinin S-400’ler sayesinde F-35 savaş uçaklarınızın özellik ve bilgilerini elde edebileceğimiz iddiası da geçersizdir. İddia doğru olsaydı Suriye’de bulunan S-400’lerimiz İsrail’in Suriye hava sahası üzerinde uçurduğu F 35’lerin bilgilerini çoktan ele geçirmiş olurduk. Gerçekler bu kadar net ve açıkken karşı çıkmanızı ancak gizli bir ajandaya sahip olmanızla açıklayabiliriz?
Yoksa siz, esas düşmanınız olarak Türkiye’mi belirlediniz ve bu amaçla da hayranı olduğunuz Yunanistan üzerinden oluşturmaya başladığınız Türkiye‘yi kuşatma politikanızla, S-400’lerin ABD ye karşı kullanılmasından mı çekiniyorsunuz?
Çözümcü değil yaptırımcısınız
Ayrıca, ABD’nin sorunlara yaklaşım ve çözüm yöntemlerinin bencil ve yanlış olduğunu belirtmek isterim. En ufak bir çıkar çatışmasında gücünüze güvenerek dost müttefik fark etmeden yaptırım yollarına başvuruyorsunuz, Türkiye’ye karşı yaptığınız gibi.
Bizim Türkiye ile çatışan noktalarımız yok mu? Tabii ki var. Ama biz Türkiye’yi bir komşu ve dost ülke olarak kabul ettiğimiz için en çetrefil konularda bile, birbirimizi itham etmeden oturup tartışıp bir sonuca varmaya çalışıyoruz. Geçmişte bir uçağımızın düşürülmesini, bir Büyükelçimizin ülkenizde koruma altına aldığınız bir terör örgütü mensubu tarafından öldürülmesi gibi son derece nazik ve hassas sorunları dahi karşılıklı anlayışla çözdük.
Siz ise, Türkiye’ye daha çok demokrasi getireceğiz iddiası ile içişlerine karışacağınızı açıkça ilan ederken, bu ülkede yüzlerce sivil, asker ve polisi katlederek, Türkiye Büyük Milet Meclisini bombalayan bir terör örgütünün merkezini ülkenizde barındırıp, açıkça terör suçu işlemiş mensuplarını koruyorsunuz.
Hiç olmazsa, Kara denizin filozoflarından Sinoplu Diyojen’in Büyük İskender’e “Gölge Etme” dediği gibi, buralara gölge etmeyin yeter. Bölgede her türlü kalıcı istikrarının sağlanması için size, politikalarınıza ve ABD’ye ihtiyacı yoktur. Türkiye ve Rusya bölgenin istikrarını koruyacak en etkili ülkelerdir.
(*) Rusya’dan Sevgilerle,
From Russia With Love 1963 James BOND filmi
