Zafer İŞERİ / Avukat Arabulucu TBB İstanbul Delegesi
Bilinen en eski tarihli insan hakları metinlerinde dahi yer bulabilmiş, kişi özgürlüğü ve güvenliği hakkı, devletin bireylerin özgürlüğüne keyfî olarak müdahale etmemesini güvence altına alan temel bir haktır.
Özgürlük hakkı; kişilerin, dört tarafı çevrili, sınırları belli, dar bir mekânda, belli bir zaman boyunca, rızası olmaksızın tutulmaya zorlanmamasını güvence altına alan haktır. Kişi özgürlüğü insanların fiziki özgürlükleridir. Bir kişinin bir yerden başka bir yere hareket edebilme serbestileridir. Bu imkânın elinden alındığı her durum “özgürlükten yoksun bırakma” kabul edilecektir. Kişi özgürlüğü ve güvenliği hakkı kişinin özgürlüğünden yoksun bırakılması anında ihlal edilmiş olur.
Bu temel hakkın muhatabı devlettir. İnsan Hakları Mahkemesi’nin son dönemde Türkiye aleyhine verdiği ihlal kararlarına bakıldığında ilk sırada kişi özgürlüğü ve güvenliği hakkının yer aldığı görülmektedir. Anayasa’mız 19’uncu maddesi de herkesin, kişi hürriyeti ve güvenliğine sahip olduğunu belirtmektedir. Anayasa hükümleri, yasama, yürütme ve yargı organlarını, idare makamlarını ve diğer kuruluş ve kişileri bağlayan temel hukuk kurallarıdır. Yasalarımıza göre mahkeme kararı, bir küçüğün gözetim altında ıslahı, toplum için tehlike teşkil eden bir akıl hastası, uyuşturucu madde veya alkol tutkunu, bir serseri veya hastalık yayabilecek bir kişinin bir müessesede tedavi zorunluluğu, sınır dışı etme istisnaları dışında kimsenin hürriyetinden yoksun bırakılamaz. Bir kişinin tutuklanabilmesi için dahi suçluluğu hakkında kuvvetli belirti bulunmakla yetinilmeyip, ancak kaçmalarını, delillerin yok edilmesini önlemek maksadıyla özgürlük kısıtlanabilir. Kişi makul bir sürede yargılanma veya yargılama sürerken salıverilme hakkına sahiptir. Orantısız, uzun süren tutukluluk halleri Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi hükümlerinin ihlali manasına gelmektedir.
Uluslararası insan hakları hukuku belgeleri yönünden ise İnsan Hakları Evrensel Bildirgesi (md. 3 ve 9) ve Birleşmiş Milletler Medeni ve Siyasal Haklar Sözleşmesi (BM MSHS) (md. 9) İnsan Hakları Avrupa Sözleşmesi’nin (İHAS) (md.5) özgürlük ve güvenlik hakkını düzenlemiştir. Her ne sebeple olursa olsun, hürriyeti kısıtlanan kişi, kısa sürede durumu hakkında karar verilmesini ve bu kısıtlamanın kanuna aykırılığı halinde hemen serbest bırakılmasını sağlamak amacıyla yetkili bir yargı merciine başvurma hakkına sahiptir. Özgürlük ve Güvenlik Hakkına aykırı şekilde gözaltına alınan, veya tutulmaktan mağdur olan herkes, icrası mümkün bir tazminat alma hakkına sahiptir. Özgürlüğü kısıtlanan kişiye karşı bu muamelenin haksız olması ya da yanlış uygulanması durumunda uğradıkları zararlar, tazminat hukukunun genel prensiplerine göre, devlet tarafından ödenecektir.
Cumhuriyeti’nin yasama, yürütme ve yargı erklerini oluşturan temel organları, bu hakka saygı göstermek zorundadırlar. Yani yasama erki, yasa çıkartırken; yürütme erki, yasayı uygularken; yargı erki de karar verirken kişilerin özgürlüklerine keyfî müdahalede bulunmamalıdır.
Anayasal bir hakkın ihlali durumunda herkes, kamu gücünün usulsüz uygulamalarına karşı mağdur edildiği iddiasıyla Anayasa Mahkemesi’ne başvurabilir. Bu hak, sivil kişiler kadar asker kişilere de veya vatandaşlar kadar yabancılara da uygulanır. Çocuklar, akıl hastaları veya ayırt etme gücüne sahip olmayanlar dahil, her gerçek kişi, koşulları bulunduğu ölçüde bu hakkın kullanıcısıdır.