Düşünenlerin Düşüncesi

Düşünenlerin Düşüncesi

dusunce@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

Hikmet Sami Türk

3 Yangınla mücadele

Ormanların öteden beri karşı karşıya bulunduğu çok önemli bir tehlike vardır: Orman yangınları. Özellikle yaz ayları, ormanlar için yangın mevsimi gibidir. Yangın tehlikesinin önlenmesi, Orman Kanunu’nun hâlen yürürlükte olan 68-69 ve 74-75. maddelerinde, “Orman yangınlarının söndürülmesi” başlığı altında düzenlenmiştir. Bu maddelerden ikisi şöyledir:

“Orman idaresi, orman yangınlarını söndürmek maksadıyla her türlü hizmeti yapar ve yaptırır.” (m. 61/I).

“Orman idaresi, yangınları önlemek maksadıyla en çok beş yılda tahakkuk ettirilecek bir plân ve program dahilinde yangın emniyet ve yangın kule ve kulübeleri yapmak ve bunları idare merkezlerine telli ve telsiz telefonla bağlamakla mükellef olduğu gibi; yangın tehlikesinin fazla olduğu mıntıkalarda yangın mevsimine münhasır olmak üzere lüzum gördüğü yerlerde ve yeterli miktarda yangın söndürme alet ve malzemesini havi motorlu vasıtalarla teçhiz ve takviye edilmiş yangın ekipleri bulundurur. (Ek: 24.5.2000 tarih ve 4569 sayılı Kanun m. 1) Orman yangınlarını önleme ve orman yangınlarıyla mücadele harcamaları için Orman Genel Müdürlüğü Katma Bütçesine yeterli miktarda ödenek konur.” (m. 75).

Haberin Devamı

4. İklim değişikliği

Orman Kanunu’na göre; dikkat ve özen yükümlülüğüne aykırı olarak orman yangınına sebebiyet vermek; kasten orman yakmak, başka bir deyişle kundaklama yoluyla, kasıtlı olarak orman yangını çıkarmak suçtur. (m. 110/III-V).

Bunun yanında son yıllarda küresel ısınmayla gerçekleşen iklim değişikliği de 42o, 45o C’ye kadar yükselen sıcaklıklarda ormanlarda kolaylıkla tutuşmaya elverişli bir ortam yaratabilmektedir. Bu açıdan bakıldığında Türkiye, Yunanistan ve ABD Kalifornia’daki eş zamanlı olarak aynı veya yakın enlemler üzerinde bulunan ormanlardaki son yangınların küresel ısınmanın oluşturduğu ortamda çıkmış olması, güçlü bir olasılıktır. O nedenle ormanlarda yangınları önleyici fizikî düzenlemeler yapılması yanında, genel olarak modern yaşamın sağladığı kolaylıkların küresel ısınmayı engelleyecek önlemlerle dengelenmesi artık olmazsa olmaz bir koşul hâline gelmiştir. Buysa, dünya ölçeğinde
bir iş birliğini gerektirmektedir.

Haberin Devamı

Böyle bir iş birliği amacıyla uzun zaman Birleşmiş Milletler (BM) öncülüğünde yapılan çalışmalar sonucunda 2015 yılında Paris’te aralarında Türkiye de bulunan 197 üye ülke tarafından  “United Nations Framework Convention on Climate Change” (Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği Hakkında Çerçeve Anlaşması) imzalanmıştır. İklim değişikliğine yol açan emisyonlar için birtakım sınırlandırmalar getiren ve imzalandığı yerin adıyla “Paris Anlaşması” olarak anılan bu sözleşme, 2016 yılında yürürlüğe girmiştir. Getirdiği sınırlandırmalar nedeniyle Başkan Donald Trump yönetiminde 2020’de sözleşmeden çekilen ABD, 2021 yılında Başkan Joe Biden yönetiminde yeniden sözleşmeye kat

Sözleşmeyi 22 Nisan 2016 tarihinde imzalayan Türkiye ise, henüz onaylama için gerekli işlemleri (Anayasa’nın 90/I. maddesi uyarınca TBMM’nin onaylamayı bir kanunla uygun bulması ve 104/XI. maddesi uyarınca Cumhurbaşkanının sözleşmeyi onaylaması ve yayımlaması) yapmamıştır. Türkiye, sözleşmeyi imzalayıp henüz onaylamayan 6 devlet (Eritre, İran, Irak, Libya, Türkiye ve Yemen) arasında bulunmaktadır. Bu konuda Türkiye’nin BM fonundan malî destek ve teknoloji transferi istemlerinin karşılanması, bu işlemleri kolaylaştıracaktır. Her durumda Türkiye’nin sanayide, ulaşımda ve her türlü üretimde karbondioksit ve sera gazı emisyonuyla küresel ısınma ve iklim değişikliğine yol açabilecek bir duruma meydan vermemesi, hiçbir şekilde dünyayı felâkete sürükleyebilecek bir uygulama içinde yer almaması gerekir.

Haberin Devamı

Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği Hakkında Çerçeve Sözleşmesi, daha fazla gecikmeden Anayasa’nın öngördüğü usul çerçevesinde onaylanmalıdır. Bu, ormanların korunması, küresel ısınmanın ve iklim değişikliğinin önlenmesi kadar çağdaş dünya standartlarına uyum sağlamanın da gereğidir. 

-BİTTİ-

Orman yangınları-2