ALİ EM / Yüksek Seçim Kurulu Önceki Başkanı - Küresel ısınma sonucu oluşan kuraklığın yarattığı en önemli sorunun su olduğu görülür. Birleşmiş Milletler Genel Kurulu, su kullanımının önemini tüm insanların bilmesini ve her yıl bu bilmenin önemini hatırlamaları için 1993 yılında “22 MART ” tarihini “DÜNYA SU GÜNÜ” olarak ilan etmiştir. Böylesine önemli bir konu, kariyer alanımın dışında olmasına karşın, insanların yaşamları için suya duyulan ihtiyaç ve önem gözetilerek, genel bilgi birikimimle su hakkındaki düşüncelerimi yazılı olarak kamuoyuyla paylaşmanın, ortak bilgilenme açısından faydalı olacağını düşünüyorum.
Su, tüm canlıların özellikle insanların varlıklarını sürdürebilmeleri için olmazsa olmazı olan, mavi renge sahip, kokusu olmayan kimyasal birleşiktir. Yeryüzünde su; katı, sıvı ve gaz halinde bulunur. İnsanlar için suyun önemi büyüktür.
İnsan vücudu yüzde itibarıyla büyük oranda sudan oluşur ve yaşam sürecinde değişim göstererek varlığını hissettir. Örneğin; yeni doğan bir çocuğun ağırlığının dörtte üçüne yakını su olup, çocukluk, gençlik ve yaşlılık dönemlerinde bu oran azalarak yüzde elliye kadar düşerek devam eder. Bir insan günlük olarak iki-üç litre suya ihtiyaç duyar. Vücudun gün içinde kaybettiği suyun geri kazanımının ancak suyun kendisinin alımı ile olanaklıdır. Gıdalardan ve başka sıvılardan alınanlarla susuzluğun, suyun derecesinde giderilmesi mümkün değildir. Günlük içilen çay, kahve ve diğer içecekler idrar sökücü özellik taşıdıklarından susuzluğu gidermedikleri gibi, vücudun su kaybına neden oldukları bilinir. Bu nedenle suyun yerine ikameleri söz konusu olamaz.
Dünyanın üçte ikisinden biraz fazlasını kaplayan su, küresel ısınmanın etkisiyle canlıların su ihtiyacı günden güne artmakta, mevcut suların büyük çoğunluğu denizlerde olup, tuzlu olması nedeniyle içme su olarak kullanılamadığı gibi endüstriyel veya sulama suyu olarak kullanılmamaktadır. Tatlı su oranı mevcut su varlığının yüzde üçe yakını olup, insanlar içme su ihtiyaçlarını bu orandaki sulardan karşılamaktadırlar.
DEVAMI YARIN