Av. Zafer İşeri
Halihazırda yasalarımız sahipli hayvanı bir “mal” olarak kabul ediyor. Bir başkasının kasıtlı olarak sahipli bir hayvana zarar vermesi durumunda ancak şikayetçi edilirse “mala zarar verme” suçu kapsamında dava açılmakta. İlgili suça verilen ceza miktarı 800,00-TL para cezası. Ve bu hüküm de açıklanmıyor, ancak 5 yıl içerisinde yeni bir kasıtlı suç işlenmesi durumunda hüküm açıklanarak yargılamaya devam edilebiliyor. Bu hayvanın sahipli olduğu iyi ihtimal,
Hayvanın bir sahibi yok ise bu durumda şikâyet etme hakkı bulunan kimse de olmadığından yargılama ve ceza söz konusu olmuyor.
İdari para cezası
Ancak ihbar edilmesi durumunda Kabahatler Kanunu’na göre cüzi bir idari para cezası kamu borcu olarak tahakkuk ettiriliyor. Yaptırımların bu derece yetersiz olduğu yasal düzen devam ederken hayvanlara tecavüz edildiği, öldürüldüğü, dövüştürüldüğü, korumasız ortama terk edildiği kamuoyunun gündeminde.
Hayvana şiddet, şiddet sarmalının ilk adımını oluşturuyor. Hayvanlara yönelik kötü muamelede bulunan bireyler, diğer suçların da olası failleri. Ekseriyetle kontrol düşkünü, hayata karşı intikam alma duygusu taşıyan, saldırganlık eğilimi taşıyan sadist kimseler. Öncelikle caydırıcı, suç işlendikten sonra da pişmanlık uyandırıp rehabilite etme amacına yönelik suç - cezalar düzenlenmesi gerekmektedir.
Hapis cezasına mahkûm edilenlerin yüzde 74’ünün, hayvana karşı zulümde bulunduklarına dair raporlama yapıldığı bilinmektedir. Kasten öldürme ya da cinsel suçlardan yakalanan bireylerin çok büyük oranı bu suçu işlemeden önce hayvanlara şiddet uygulamıştır. İngiltere Adalet Bakanlığı’nın verilerine göre, son 10 yılda işledikleri suçlar nedeniyle yakalanan 16 katil, 27 çocuk tecavüzcüsü ve 97 işkencecinin hepsi, öncesinde hayvana karşı şiddet uygulamıştır. Evinde şiddete maruz kalan çocuklar, hayvana karşı şiddet uygulamaya meyil göstermekteler.
Caydırıcı önlem şart
Ülkemizde, hayvana şiddet eylemlerinin, 2004 yılında yürürlüğe giren kanun kapsamında suç değil, kabahat olarak nitelendirilmesi, hayvana fiziksel ya da cinsel şiddet uygulayan faillerin idari para cezası ile kurtulmaları, ülkemizde yaşanan şiddet içerikli suçların da artmasına öncülük etmektedir. İlk etapta, daha korkak olan faillerin kolayca şiddet uygulayacağı hayvanlara yönelmeleri sonrasında, caydırıcı bir yaptırım uygulanmadığı için insana, topluma karşı suçlar işlenmesi yönünde cesaret sahibi oldukları görülmektedir. Her gün hayvan haklarına ilişkin gönüllü bir şekilde yasa değişikliği çağrısını sürdüren İstanbul Barosu Hayvan Hakları Merkezi Başkanı Av. Deniz Tavşancıgil Kalafatoğlu’nu takdir etmek gerekir.
Hayvan haklarını her türlü ideolojik değerlendirmeden bağımsız, siyaset üstü tutması gereken yasama organı, ivedilikle yasa değişikliğine giderek caydırıcı önlemler almak durumundadır.
Türkiye Büyük Millet Meclisi’ne sunulan yasa tasarısı ile mevcut durumda yapılması istenen değişikliklere gelince, bir hayvan neslini yok etme, hayvanı öldürme, dövüştürme, hayvana acımasızca ve zalimce eylemlerde bulunma, hayvanların cinsel istismarı, kaçak avcılık, kabahat olmaktan çıkartılıp suç olarak ceza yasalarında tanımlanmalıdır. Hayvanlara yönelik fiillerin cezalandırılmasında sahipli - sahipsiz hayvan ayrımına son verilerek, fiillere uygulanacak cezalar ekonomik değil, hürriyeti bağlayıcı nitelik taşımalıdır. Eğer ceza miktarı 2 yıldan daha fazla belirlenmez ise erteleme, hükmün açıklanmasının geri bırakılması, para cezasına çevrilme gibi pişmanlık sağlamayacak sonuçlar çıkacaktır.
Cezalar artırılmalı
Hayvanları sahiplenen kişiler için de, sorumluluklarını yerine getiremeyip sokağa terk etmeleri halinde hayvanın duygu durumunda yaşanacak yıkım gözetilerek idari para cezaları artırılmalı, caydırıcı rakamlar belirlenmelidir. Hayvanlara yönelik suç işleyen kişilerin potansiyelleri göz önüne alınarak mutlaka zorunlu bir rehabilite sürecine tabi kılınmalıdır. Yeniden suç işlemeyeceklerine kanaat getirilmediği takdirde hayvan sahibi olmaları engellenmelidir. Hayvanların dövüştürülmesi gibi, şiddet içerikli her türlü organizasyon ile bunların özendirilmesi, ayrıca reklam ya da ilanı sosyal ortamda dahi engellenmelidir.
Hayvanlara karşı suçlarda açılacak davalarda, suçtan zarar gören kamuoyunu temsilen hayvan koruma derneklerinin davaya dahil olup, hak savunuculuğu yapabileceği belirtilmelidir. Kat Mülkiyeti Kanunu’nda yapılacak bir revizyonla, hayvanlara ilişkin keyfi kısıtlamaların önüne geçilmelidir. Kamu lojmanlarında hayvan beslenmesini engelleyen düzenlemeler kaldırılarak halen Belediyelerin sorumluluğu altında bulunan hayvan barınaklarına ilişkin iyileştirici düzenlemelere ihtiyaç vardır.
Hayvanların satışı kesinlikle engellenmelidir. Kamuya açık alanlarda beslenme odakları oluşturulup bilhassa çocuklara yönelik teşvik edici faaliyetler organize edilmelidir. Hayvan haklarına ilişkin eğitim müfredata eklenerek önem verilmelidir.