24 Haziran 2018 seçim sonuçları seçmenlerin oyu ile “başkanlık” ve “yeni” yönetim sistemini başlattı. Bu değişimin açılımı “güven” ve “güven duygusu”dur. Türkçe sözlük güven karşılığı: “Çekinme, korku, kuşku duymadan başkalarına bağlanma ve inanma duygusu” açıklamasını vermiştir. Bütün öğrenme, ruhbilim ve toplumsal ruhbilim kuramları, güven ve güven duygusuna yer vermiş ya da özdeş bir kavramla aktarmıştır. Başka bir deyişle güven duygusu insanın, insanlığın özünde, temelinde yer alır. Benliğin, kimliğin, kişiliğin gelişmesinde rol oynar. Çağdaş iki öğretinden biri güven duygusunun yaşam boyu değişimini, gelişimini, evrimini; ikincisi günlük yaşantıda rolünü, yerini, etkisini açık seçik ortaya koymuştur.
Erik H. Erikson (1902-1994) “İnsanın Sekiz Evresi” kitabında benlik, kimlik, kişilik gelişmesi ile toplumsal öğrenme arasında ilişki kurmuştur. Yaşamın ilk yılında dünyaya güvensiz olarak gelen bebeğe annesinin kokusu, kucaklaması ve süt vermesi güven duygusunu kazandırır. İkinci yaş, 3-5 yaş arası, 6 yaş, gençlik, ergenlik, erişkinlik, olgunluk, yaşlılık çağlarında güven duygusu ortak toplumsal kültür içinde değişir, dönüşür, gelişir.
Toplumsal kişilik
Çocukluk çağında anne-babanın tutumu, davranışı güven duygusunu ya geliştirir ya da yetersizlik yaratır. İlk öğretimin ilk yıllarında, çocuk arkadaşları, öğretmenler aracılığıyla ile başkalarına güven duyarak ilişki kurar. Toplumsal kişilik kazanır. Erişkinlikte ev, iş, evlilik, eş, dost çoğunlukla güven duyulan kişilerden, ortamlardan seçilir. Yaşlılık çağında, karamsarlık, umutsuzluk, yaşlının çocuklara, yakınlarına, dernek ve kurumlara güven duymak ile giderilir. Bireyin bütün toplumsal kurum ve kuruluşlara güven duymak beklentisi söz konusudur.
Duygusal Zeka kavramı ilk olarak 1995 yılında Daniel Goleman tarafından kullanılmıştır. Başta politika ve siyaset olmak üzere yönetim, liderlik, çalışma, iş, işletme, eğitim-öğretim, iletişim, insan kaynakları gibi bir çok alanda, bir çok ülkede duygusal zeka ögeleri, ilkeleri, kuralları uygulanmaktadır. Duygusal Zeka’ya göre güven duygusu bir güç kaynağıdır. Ahlak ilke ve kurallarına uygun davranmak, özü sözü bir olmak, tutarlı bir yaşam sürdürmek, kötülüklere karşı çıkmak, direnmek, engelleri aşmak, sorunları çözmek, başarılı, uyumlu, üretici, yaratıcı olmak güven duygusu ile gerçekleşir.
Sistemin anahtarı
Güven duygusu, bireyin kendine ve başkalarına güven duymasıdır. Bireyin başkalarına güven duyması, bireysel ve toplumsal güvenirliliğinin durumunu kazandırır. Başka bir değiş ile bireyin başkaları tarafından algılanan, anlaşılan, görünen nitelikleri, özellikleridir. Ailede eşlerin birbirlerine, anne-babanın çocuklara, gençlere, çocukların gençlerin arkadaşlarına, dostlarına, tanıdıklarına, bireylerin topluma, yönetime güven duyması gereklidir, zorunludur.
24 Haziran 2018 seçim sonuçları sorunların çözümü için Cumhurbaşkanı’na ve milletvekillerine güven duyarak başkanlık sistemini onayladı. Toplumun devlete güveni, güven duygusu “Devlet Baba “ deyimiyle belirlenmiş olan geleneği sürdürmüştür. Bilindiği gibi baba aile içinde, toplumda gücün, güvenin simgesidir. Cumhurbaşkanı 15 Temmuz 2016 tarihinde darbe girişimini kendine ve topluma beslediği güven gücü ile önlemiştir. Bu süreç “Devlet Baba” kavramına güç katmıştır.
Güven duygusunun önemini vurgulamıştır. Cumhurbaşkanı, başkan olarak yeni yönetim sisteminin kapısını açmış, daha çok demokrasi, daha çok özgürlük, daha çok bağımsızlık, adalet, gelişme diyerek yönetiminin biçiminin amacını belirlemiştir. Yeni sistemin anahtarı güven duygusudur. Başkan, başta bakanlar kurulu olmak üzere yönetimin sisteminin bütün kurum ve kuruluşlarında görev yapacak etkili, yetkili kişileri, bürokratları, politikacıları bildiği, tanıdığı, güvendiği kişilerden seçmiştir, seçecektir. Bu durumun beklentilerin karşılanmasını, sorunların çözümünü kolaylaştıracağı ve hızlandıracağı bekleniyor.
Öfke, duyarsızlık
Ancak, güven duygusunu azaltan, bozan kimi olumsuz etkileri de dikkatle gözlemek, izlemek gereklidir. Bunların başında yeni yönetim sisteminde görev yapan eski görevliler yer alır. İnsanı anlamak, tanımak, güven duymak dikkatli, özenli izleme sürecidir. Bu süreç içinde gözden kaçanlar görev sırasında sorun yaratabilir. “Devlet Baba”ya güven duymadan değişik sebeplerle sığınanlar çıkarları doğrultusunda olumsuz, zararlı girişimler yapabilirler.
Karşılanamayan beklentiler, çözülemeyen sorunlar bireyde ve toplumda söz konusu olduğunda bu durumun başkana ve yönetim sistemine olumsuz olarak yansır. Bilindiği gibi karşılanamayan beklentiler, çözülemeyen sorunlar başta karşı çıkma, karşı koyma, kızgınlık, öfke, duyarsızlık, duygusallık, durgunluk, ilgisizlik, isteksizlik yaratabilir.
Yönetim sisteminin dayanağı, görevi, güvencesi, güven duygusunu toplumun bütün kesimlerine aktarmaktır.
Prof. Dr. Özcan Köknel
1954 yılında İ.Ü. Tıp Fakültesi Psikiyatri Kliniği’ne asistan olarak girmiş, 1995 yılına kadar uzman, doçent, profesör, yönetici olarak çalışmıştır. 1995 yılında emekli olmuş; 2002-2008 yılları arasında Ticaret Üniversitesi’nde ders vermiştir. Bilimsel çalışma, araştırma ve yayınları gençlik sorunları, ruh sağlığı, ilaç tedavisi, alkol ve madde bağımlılığı alanlarında yoğunlaşmıştır. Yabancı dergilerde 50, yerli dergilerde 200’den fazla yayını vardır. Yirmi beş kitabı yayımlaşmış; yirmi kitabın bir ya da birkaç bölümünde yazıları yer almıştır. İki uluslararası, beş ulusal bilimsel derneğin üyesidir. Dört ödül kazanmıştır.
Özay Şendir
Öğretmenlik ve sosyal statü
24 Kasım 2024
Didem Özel Tümer
Dışişleri Bakanı Hakan Fidan’dan ABD’ye YPG mesajı: Sineye çekmeyeceğiz
24 Kasım 2024
Abbas Güçlü
Öğretmenler neden mutsuz?
24 Kasım 2024
Zeynep Aktaş
Her şey faizlere kilitlendi
24 Kasım 2024
Ali Eyüboğlu
Aşkın Nur Yengi: ‘‘Rekabet derdimiz yoktu’’
24 Kasım 2024