Federer’in hayatındaki en önemli maç

Aybars Kuday

“Şansızlık kırıldı, Olmayınca olmuyor, Şansız eşleşme, Talihsiz bir gol”

Spor karşılaşmalarını değerlendirirken genelde bu ve benzeri cümleler kurulması ve alınmış kötü sonucun aslında hakem, şanssızlık, “olmayınca olmaması” gibi tanımlanamayan dış etkenler kaynaklı olduğunun belirtilmesi sıkça karşılaştığımız bir durum.

Kullanılan bu ifadeler aslında bizim spora nasıl baktığımızın da bir göstergesi. Spor müsabakaları sadece kazanmak için oynanmaz. Sporcular oynadıkları her maçta, hatta yaptıkları her antrenmanda eksikliklerini belirleyip bunları gidermenin yöntemlerini öğrenmeyi amaçlamalıdırlar. Bazen bir maçı kaybedersiniz ama kaybettiğiniz o maçta o kadar çok şey öğrenirsiniz ki bu mağlubiyet sonrası yapmış olduğunuz değerlendirme, eksiklerin tespit edilmesi, ve bunların giderilmesi için yapılan çalışmalar sayesinde olduğunuzdan çok daha iyi bir sporcu olursunuz. Günün sonunda o gün o maçta alınan mağlubiyet size sadece günü kurtardığınız bir galibiyetten çok daha faydalı olabilir.

Çok değerli dostum Levent Soygür’ün bu konu ile ilgili paylaştığı bir anektodu burada sizinle paylaşmak isterim.

Roger Federer kariyerinin zirvesinde olduğu bir dönemde muhabirin kendisine sorduğu “kariyerinize hiç unutamadığınız bir maç var mı” sorusuna cevap olarak gençlik yıllarında ismi hiç bilinmeyen bir rakibe karşı oynadığı ve kaybettiği bir maçtan bahseder. Bu soruya cevap olarak Federer’in kazanmış olduğu bir Grand Slam Finalinden ya da benzeri bir maçtan bahsedeceğini düşünen muhabir bu cevaptan sonra sorusunun yanlış tercüme edildiğini düşünür ve tercümandan aynı soruyu Federer’e tekrar sormasını rica eder. Federer de yaşanan karışıklığın farkına varır ve şu şekilde devam eder; “Genç yaşta oynamış olduğum o önemsiz görünen maç sayesinde sol back hand’imin zayıf olduğunu tespit ettim ve uzun bir süre antrenmanlarda özellikle bu eksiğimi gidermek üzere çalışmalar yaptım. Eğer o gün ben bu zayıflığımın farkına varmamış olsaydım bugün bu başarılara ulaşamazdım. O yüzden benim kariyerimdeki en önemli maç o maçtır” der.

Spor müsabakalarına her zaman maçı kazananan her şeyi kazanmış olmaz. Maçtan sonra kaybeden taraf belki de kazanandan daha karlı bir şekilde evine dönüyor olabilir. Spor içinde ana element olarak sürekli ileri gitmeyi amaçlayan ve bunun için öğrenmeyi ve gelişmeyi merkeze koyan uzun bir maratondur. Siz kendinizi geliştirdiğiniz sürece başarı size daha yakın olacaktır.

Sporun hangi branşı olursa olsun güçlü bir rakibe karşı müsabakaya çıkıp alınan dersler ve bu dersler neticesinde çalışarak yapacağımız kazanımlar bir galibiyetten çok çok daha kıymetlidir.

Siyaset ve hayatımızın bir çok problemlerinde de yaşananlardan ders almamız ve bu durumları değerlendirmemiz ve kendimizi tenkitçi gözle tekrar değerlendirmemiz ve oluşan şartlara göre yola devam etmemiz veya görevleri daha iyi yapacak kişi ve kurumlara vermemiz gerekir.