Düşünenlerin Düşüncesi

Düşünenlerin Düşüncesi

dusunce@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’nde kanun yapım tekniği
Yasama ve yürütme organlarının birbirleriyle olan ilişkileri, görev ve yetkideki konumları, hükümet sistemlerini ortaya çıkarmıştır. Siyasi literatüre bakıldığında en bilinen hükümet sistemlerinin “Başkanlık Hükümet Sistemi”, “Parlamenter Hükümet Sistemi”, “Meclis Hükümet Sistemi” olduğu görülür. Anayasada, 6771 sayılı kanunla yapılan değişikliklerle “Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi” kabul edilmiştir. Bu hükümet sisteminin belirtilen hükümet sistemleriyle birebir örtüştüğü söylenemez. Bu sistemde yasama yürütmeden ayrılmış, yasamanın denetim alanı daraltılmıştır. Örneğin gensoru ve güven oylaması kaldırılmıştır. Anayasa değişikliğine bağlı olarak bu çalışmamızda, yasama organı üyelerinin asli görevi olan kanun teklifinin hazırlanması, görüşülmesi ve kabul veya reddinin esas ve usulleri verilmeye çalışılacaktır.

Haberin Devamı

Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin görev ve yetkileri anayasanın 87. maddesinde sayılmış olup, bunlardan birinin “kanun koymak, değiştirmek ve kaldırmak” olduğu, 88. maddesinin birinci fıkrasında kanun teklif etmek yetkisinin milletvekillerine ait bir yetki olduğu, tek istisnasının anayasanın 161/3 maddesinde yer alan “Cumhurbaşkanına bütçe kanun teklifi” yetkisi veren hükümdür. Aynı maddenin ikinci fıkrasında, kanun tekliflerinin Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde görüşülme usul ve esaslarının iç tüzükle düzenleneceği belirtilmiştir. Anayasada, 6771 sayılı kanunla yapılan değişiklik öncesi kanun yapımı ile değişiklik sonrası kanun yapımının süreç olarak farklılıklar arz ettiği görülmektedir. Değişiklik öncesi kanunlar, genellikle tasarı taslakları şeklinde hükümet programları doğrultusunda ilgili bakanlık, kurum ve kuruluşların koordinesinde hazırlık ve altyapı çalışmaları yapılmakta iken, değişiklik sonrası bu hazırlık ve altyapı çalışmalarının milletvekillerince bireysel olarak yapılacağı veya ABD’de olduğu gibi bu çalışmaları yürütecek hukuki yazım ünitelerinin oluşturulması gerekecektir.

Kanunlar, Türkiye Büyük Millet Meclisi tarafından ihtiyaç duyulan konularda belli şekil ve usullere uyularak kabul edilen ve usulüne uygun yayımlanarak yürürlüğe konulan ve ait olduğu toplumca uyulması zorunlu olan ve genellik arz eden yazılı hukuk kuralları olarak tanımlandığında, varlık kazanması için yazılı olması gerekir. Bu yazılı metinleri oluşturmanın iki evresi olduğu, oluşturma çalışmalarının bu evrelerin konum ve hukuki çerçeve ilkelerine uygun yapılması esastır. Bu çalışma evrelerini, hazırlık ve görüşülme evreleri olarak ayırdığımızda konunun anlaşılması bakımından uygun olacağı düşünülür.

Haberin Devamı

1-HAZIRLIK EVRESİ: Kanun tekliflerini taslak metin haline getirme evresidir. Metnin içeriğinin düzenlenmesinde uyulması gereken ilke ve esaslar, Meclis çalışmasını gösteren iç tüzük hükümlerinde yer almaz. Kanun metni oluşturmadan önce, başta anayasa olmak üzere, toplumca genel kabul görmüş hukuk ilkelerine uygunluğu yanında, bazı ilke ve esasların gözetilmesi gerekir. Bu bağlamda;

- Kamu hukuku ve özel hukuk esas ve ilkelerine uygunluğu belirlenmeli.

- Kanunla düzenlenecek konu toplumun bilgisine açılmalı, gerektiğinde kamu, ihtiyacın varlığı konusunda inandırılmalı ve buna göre temel tercih ve ilkeler ortaya konulmalı.

Haberin Devamı

-Kanunun düzenlenmesine esas olan konu ve çerçeve belirlendikten sonra değerlendirme yapılmalı ve ortaya çıkan sonuca göre kanun metni hazırlanmalı, metinler hazırlanırken, kullanılan sözcükler başta anayasa olmak üzere, temel kanunlarda kullanılan sözcüklerle uyumlu, yalın, açık ve anlaşılır olmalı, yanlış uygulamalara ve değişik anlamlara gelecek sözcüklerin kullanılmasından kaçınılmalı, diğer kanunlarla bağlantı ve ilişkileri araştırılmalı ve tekrar yaratacak düzenlemeler yapılmamalıdır.

Yukarıda genel olarak açıklanan ve çerçevesi çizilen ölçüler içerisinde oluşturulan taslak kanun metinleri, kanun teklifi olarak Türkiye Büyük Millet Meclisi’ne sunulma aşamasına gelmiş demektir.

2-GÖRÜŞÜLME EVRESİ: Anayasanın 88/2 maddesi hükmü gereği kanun tekliflerinin Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde görüşülme usul ve esaslarının iç tüzükle düzenleneceği anayasada esas olduğuna göre, anayasa değişiklik hükümlerinin iç tüzük hükümlerinde de değişiklik yapılarak yansıtılması gerekmektedir. Anayasanın 95/2 maddesinde iç tüzük hükümlerinin, siyasi parti gruplarının, meclisin bütün faaliyetlerine üye sayısı oranında katılmalarını sağlayacak biçimde düzenlenmesi öngörüldüğüne göre, öncellikle iç tüzük değişikliklerinin yapılması ve buna göre kanun tekliflerinin görüşülmesinin esas ve usullerinin ortaya konulması gerekir. Kanun tekliflerinin, hukuki ve teknik olarak çalışma yapan meclis komisyonlarında görüşülmesi ve tartışılması, gerektiğinde uzman görüşlerine başvurulması ve olgunlaştırılarak son şekli eksiksiz biçimde verilerek genel kurul görüşmelerine sunulması bir gerekliliktir. Yukarıda ortaya konulan süreç takip edilerek kabul edilen kanunların, toplumun bilgi birikimlerinin hukuk düzenine katılmasının sağlanmasında ve zenginleştirilmesinde katkı ve etkilerinin son derece önemli olduğu bilinmeli ve gerçekleştirilmesi sağlanmalıdır.