Düşünenlerin Düşüncesi

Düşünenlerin Düşüncesi

dusunce@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

Prof. Dr. Özcan Köknel

Günümüzde, bütün dünyada ve ülkemizde, günlük yaşantıdan kaynaklanan engelleri aşamayan, sorunları çözemeyen, endişe, kaygı, korku içinde bunalan, yalnız kalan, kendine ve topluma yabancılaşan insanlar arayış içine girmişlerdir. Bu arayış yirmi birinci yüzyılı yaşayan birçok insanı binlerce, yüzlerce yıl öncenin mistik ve metafizik akıl ve mantıkdışı düşünce sistemine sürüklüyor. Son yıllarda gelişmiş ve gelişmekte olan ülkelerde ve ülkemizde yapılan araştırmalar, eğitim ve öğrenim düzeyi yüksek olan insanlar arasında bile, dini inançlarla, bilimsel düşünceyle ilgisi olmayan mistik, metafizik düşünce sisteminin bulunduğunu ortaya koymuştur. Günümüz insanın açmazlarından biri olan bu çelişki, boş inançlardan, gizli öğretilerden destek ve yardım arayan insanların artmasına neden olmuştur. Bu artış, postmodern anlatımla, yorumlarla kitle iletişim araçları tarafından kullanılmış, çoğunluğun düşünce biçimi olmuştur.

Haberin Devamı

ABD’ de yapılan alan çalışmaları, nüfusun yarısının normal dışı durumlara, olaylara inandığını ortaya koymuştur. Bunların üçte ikisinin lise öğrenimi yapmış olduğu belirtilmiştir.

150 milyon ziyaretçi

Fransa’ da yapılan bir alan araştırması, insanların yarısının büyüye, cadıya, fala, uzaduyuma, uzaylılara, yüzde altmışının burçların insan yaşamı üzerindeki etkisine inandığını belirtmiştir.

Avrupa’ da yaklaşık olarak insanların yarısı astrolojiyi bilim olarak kabul ediyor. ABD’ de nüfusun yaklaşık olarak yarısı, güne yıldız falını okuyarak başlıyor. Astroloji kitapları, en çok satan kitaplar arasında ilk sıralarda yer alıyor. İnternette üç milyondan fazla astroloji sitesini, her yıl yüz elli milyon insan ziyaret ediyor.

Ülkemiz için de benzer durum söz konusu. Her gün, yıldız falına bakmadan güne başlamayan insanların sayısı gittikçe artıyor. Yükseköğrenim görmüş, hatta yükseköğretimde öğretim üyesi olan birçok insan astrologlara yıllık astroloji haritalarını çıkarttırıyorlar ya da kendi haritalarını çıkartacak astroloji bilgisini öğrenmeye çalışıyorlar.

Haberin Devamı

Boş inanç (Batıl itikat)(Superstition) genel olarak, bilgi, bilim, düşünce, mantık, ilke ve kuralları dışında, gerçekle bağlantısı olmayan, doğal ve toplumsal yaşantıya uymayan imgelerin yarattığı tasarımların ürünüdür.

Gerçeğin, aklın, mantığın bittiği yerde başlar. İlk ve ilkel toplumların, duygu, düşünce, davranış, inanç yaşantısına gerileme (regresyon) geri dönüştür. Gerçeklerden, sorunlardan, çözüm çabasından kaçış yoludur. Boş inançlar arasında en yaygın olan, fal, yıldız falı; ak-kara, aşk büyüsüdür.

Ruhbilim araştırmaları boş inancı olanların aşırı duyarlı ve duygusal olduğunu; kendilerini üstün ayrıcalıklı, farklı olduklarını; başkalarının da bu durumu anlamasını isterler. Özetle bencildirler. Bilindiği gibi, İslam inancına göre: “Geleceği Allah’tan başkası bilemez.”

Çelişki sorun çözmez

Dünya Değerler Araştırması (World Value Survey) Türkiye Bölümü Bahçeşehir Üniversitesi’ nde, Prof. Dr. Yılmaz Esmer tarafından yapılmış araştırmaya göre, dinin bireysel olarak önemli olduğuna inananlar yüzde doksan üç tür. Kendini bireysel olarak dindar tanımlayanlar yüzde seksen bir. “Oruç tutuyorum” yüzde seksen yedi. “Namaz kılıyorum” yüzde yetmiş. “Din ölümden sonrasına anlam kazandırır” yüzde yetmiş bir. “Cehenneme inanıyorum” yüzde doksan yedi.

Haberin Devamı

Kuran’ da değişik surelerde yaklaşık elli iki ayette akıl ve aklın değeri, işlevi yer almıştır.

İsra Suresi 36. Ayet: “Hakkında bilgin olmayan şeyin ardına düşme. Çünkü kulak, göz ve gönül bundan sorumlu tutulacaktır” diyerek aklın duyu organlarından gelen uyaranların algılaması sonucu gerçeği kavradığını belirtmiştir.

En’am Suresi 50.,59. Ayet; Maide Suresi 30. Ayet açık seçik olarak falı, büyüyü haram sayıyor. Falın, büyünün İslam dini tarafından günah sayılmasına karşın, günümüzde bu davranış şeması etkisini sürdürmekte ve giderek yayılmaktadır. Boş inanç davranışı şeması, bu dünyada ve öteki dünyada cezalandırılacağını bilmelerine karşın, dindarların çelişkisini gösteren somut bir örnektir. Bu çelişki örnekleri çoğaltılabilir.

Benzer çelişki örnekleri, ikincil toplumsal kurumlarda yer alan anayasa, yasalar, yönetim alanlarında da söz konusudur. Çelişki sorun çözmez, sorun yaratır. Boş inanç örneğinde olduğu gibi, birey ve toplum boşluğa, hiçliğe mahkûm olur.

Akılcı gerçekçi düşünce, davranış, tutum, eylem yerine gerçeklerden kaçan, kendini ve toplumu sorunlardan ve çözümlerden soyutlayan kargaşa ortaya çıkar.

Prof. Dr. Özcan Köknel

1928 yılında İstanbul’da doğdu. İlk ve orta öğrenimini değişik il ve ilçelerde, lise öğrenimini Kabataş Erkek Lisesi’nde yaptı. 1945’te İstanbul Üniversitesi Tıp Fakültesi’ne girdi. 1952’de mezun olduktan sonra aynı fakültede psikiyatri uzmanlığı eğitimini tamamladı ve öğretim üyesi oldu. 1990-95 yılları arasında İstanbul Üniversitesi Tıp Fakültesi Psikiyatri Anabilim Dalı Başkanlığı yaptı. 1995’te emekli oldu. 20 kitabı bulunan Köknel’in araştırma, çalışma ve kitaplarıyla ilgili 4 ödülü vardır.