Ciğerlerimiz yanıyor

6 Ağustos 2021

Orman yangınları devam ederken, soluduğumuz hava da toksik partiküllerle kirleniyor. Peki akciğerlere, hatta tüm sisteme zarar veren bu etkiyi hafifletmek için neler yapılabilir?

Nabzımız Türkiye’nin dört bir yanından gelen yangın haberleriyle birlikte atar oldu. Büyümesi yüzlerce yıl alan ormanlar, asırlara tanıklık etmiş zeytin ağaçları, çınar ağaçları, meralar yanıp kül olurken, arısından kuşuna, koyunundan kaplumbağasına kadar doğal yaşam da yok olup gidiyor… Maddi, manevi büyük bir yıkımla karşı karşıyayız. Gezegene verdiğimiz zarar bize küresel ısınma olarak geri dönüyor. Artan sıcaklıklar, iklimdeki değişiklikler benzeri görülmemiş yangınları tetikleyen başlıca faktör olarak karşımıza çıkıyor.

Tehlike işaretleri

Ormanlarımız yanarken gazetelerde en sık atılan başlık “ciğerlerimiz yanıyor” şeklindedir. Neden? Çünkü ağaçlar, ormanlar adeta o bölgenin, ülkenin akciğerleri gibidir ve yanan her ağaç, bizim de ciğerlerimizi dağlamaktadır. Diğer yandan bu cümle, mecazi anlamının ötesinde

Yazının Devamı

Biraz dinlenme vakti

16 Temmuz 2021

Yazılarıma bir süre ara veriyorum. Kurban Bayramı’nızı şimdiden kutlar, sağlıklı günler dilerim.
Yeniden buluşmak üzere...

Yazının Devamı

Aşı gündemi

9 Temmuz 2021

COVID-19 aşısının faz 3 çalışmaları nasıl gidiyor? Aşılarla ilgili neler öğrendik? Aşılanmanın risk fayda oranı nedir? Bugünkü gündemimiz yine aşılar...

COVID-19 aşılarının Faz 3 çalışmaları devam ediyor. Bu çalışmalardan gelen veriler de derlenip toplanarak belli aralıklarla halk bilgilendiriliyor. Çalışma derken yanlış anlaşılmasın, tüm dünyanın bir deney laboratuvarına, milyonların da birer deneğe dönüştüğü bir çalışma bu. 

Hep söylüyorum; pandemi öncesinde bir aşı geliştirmek 10-15 yıl sürerdi. Bir faz 3 çalışmanın tamamlanması normalde en az 4-5 yıllık bir süreyi kapsar, aşı ancak faz 3’ü başarıyla tamamlarsa piyasaya çıkma izni alırdı. Normalde son derece sancılı, kılın kırk yarıldığı bir süreçtir bu. Pek çok aşı yine seneler süren Faz 1 ve Faz 2 çalışmalarını geçip de Faz 3’e bile ulaşamaz. Çok zaman çalışma iptal edilir, yani aşı hiçbir zaman piyasaya sürülmez.

Peki, bu süre neden gerekli? Bir aşının yan etkilerinin anlaşılması için gereken zaman bu.

Yazının Devamı

Ayrık otu zehri bizi sağlığımızdan ayırıyor! Tarım ‘ilacı’ mı, ‘zehri’ mi?

2 Temmuz 2021

Kanserojen olarak listelenen ayrık otu “ilacı” glifosat akla hayale gelmeyecek mekanizmalar üzerinden sağlığınıza zarar veriyor. Dünyanın en çok kullanılan tarım zehrini takdimimdir

Glifosat hakkında her şey

Geçtiğimiz haftalarda glifosat ve koronavirüs arasındaki ilişkiyi incelemiştik. Yazıyı okuyanlar hatırlayacaklardır; güçlü ve dengeli bir bağışıklık sistemi için neler yememiz gerektiğine kafa yorarken esas tehlikeyi göz ardı ettiğimizi belirtmiş, en büyük riskin tarım ilaçları, özellikle de tarım ilaçlarının piri glifosat olduğunu yazmıştım. Bugün de glifosat gerçeğini gözler önüne sermeye, bu zehrin sağlık üzerindeki etkilerini incelemeye devam edeceğiz.

Kurnaz katil

Yıllar boyu bir zehre maruz kaldığınızı düşünün. Öyle bir zehir ki, anında öldürmüyor ama akla hayale gelmedik şekillerde ortaya çıkıyor ve sağlığınıza darbe üstüne darbe vuruyor. Günün birinde kronik hastalıklar, kanser, Alzheimer gibi hastalıklar meydana çıktığında ise, kimsenin aklına onlarca yıldır her gün

Yazının Devamı

Güneşten değil koruyucudan korunun!

25 Haziran 2021

Güneş koruyucu kremlerin içinde kullanılan aktif maddelerle ilgili endişeler uzun süredir var. Peki, bu maddelerin yüksek oranlarda kana karıştığını biliyor muydunuz? Nispeten yeni ve son derece kaygı verici bir bulgu bu

Plajda güneş kremine bulanıp, birkaç saatte bir kreminizi tazeliyorsunuz. Çocuğunuzu güneşten korumak için yanınızdan güneş kremini eksik etmiyorsunuz. Ama esas korunmanız gereken güneş değil, bu kimyasal koruyucular.

Amerika’da 1980’li yıllarda başlayan ülkemizde ise 90’lı yıllarda rağbet görmeye başlayan güneş fobisinin bedelini çok ağır ödedik, ödemeye de devam ediyoruz. Artan kanser vakalarında D vitamini eksikliğinin önemli bir rolü olduğunu gösteren bilimsel yayınlar var. Denkleme bir de güneş kremlerinin içindeki toksik maddeleri eklediğinizde ortaya iç karartıcı bir tablo çıkıyor.

Bu arada hemen bir not düşelim; sadece Amerika’da güneş koruyucu kremlerin senelik pazar payı milyarlarca dolar! Kırk yıl boyunca “güneşin zararları” üzerinden yürütülen

Yazının Devamı

Kısırlık ve beslenme

18 Haziran 2021

Doktora gittiniz, testler yaptırdınız her şey normal görünüyor ama bir türlü çocuk sahibi olamıyorsunuz. Giderek artan ve nedeni belli olmayan kısırlık probleminde suçlu toksik yaşamın ta kendisi

Toksik maddeler

Doğurganlığın giderek azaldığına ve gelecekte popülasyonun devamlılığını sağlayacak derecede doğum gerçekleşmeme ihtimaline vurgu yapan pek çok bilimsel çalışma var. (1) Gerçekten de çevremizde kimi duysak çocuk sahibi olmak için çabalıyor, pek çok çift bunun için tedavi oluyor. Peki, sorun ne? Kısırlık neden bu kadar arttı? Bilimsel yayınları taradığınızda baş sorumlulardan biri olarak toksik yaşam gösteriliyor.

Ağır bir bedel

Doğurganlığın azalmasındaki faktörlerden birinin endüstriyel kimyasallar olduğunu biliyoruz. Çevre kirliliği ve erkeklerdeki kısırlık arasındaki ilişkiyi ortaya koyan pek çok bilimsel yayın olsa da, toksik yaşamın kadın doğurganlığı üzerindeki etkisi üzerine yapılan çalışmalar hayli kısıtlı. Geçtiğimiz günlerde yayımlanan bir araştırma bu anlamda son derece önemli. (2)

Araşt

Yazının Devamı

Şekerin acı yüzü

11 Haziran 2021

Bağışıklık sisteminin az tanınan bir üyesi; şekerin acı yüzünü gözler önüne seren yeni bir çalışma ve vücudun savunma hattının da bir biyoritmi olduğunu işaret eden bulgular... Dengeli çalışan bir bağışıklık sistemi için önemli konulara değineceğiz

İçi şeker dolu gazlı içecekler, çikolatalar, tatlılar, bol ekmek, bol makarna... Sürekli bir şeker bombardımanıyla karşı karşıyayız. Tarih boyunca sağlıklı yağlarla, proteinle beslenen ve şeker nedir bilmeyen vücudumuzun son 100 - 150 yılda gerçekleşen bu trajik değişime hazırlıklı olabilmesi tabii ki mümkün değil.

 

Sağlıklı olmak için şekerden, vücutta şeker olarak metabolize olan karbonhidratlardan uzak durmanız gerektiğini her fırsatta yineliyorum. Yeni bir bilimsel yayın hepimizin aşina olduğu bu bilgiyi bir kez daha pekiştirirken şekerin tatsız yüzünü farklı bir mekanizma üzerinden inceliyor.

Savunma hattının gizli kahramanları

Geçtiğimiz ay Cell Host & Microbe dergisinde yayımlanan Amerikan menşeli araştırma modern beslenme modelinin bağışıklık sistemi üzerindeki

Yazının Devamı

Üç maymunu oynamak

4 Haziran 2021

Görmezden gelir, hiçbir şey yokmuş gibi davranır, dile getirmezsek sorunlar yok olur mu? Maalesef üç maymunu oynamanın kimseye faydası yok. Bugün aşıların hem rapor edilen hem de öngörülen olası yan etkilerinden bahsedeceğiz. Mercek altında mRNA bazlı aşılar var.

Aşı yaptırdıktan kısa bir süre sonra kalp krizi geçirenler; yine aşılandıktan sonra ortaya çıkan ve bağışıklık sisteminin pıhtılaşma hücrelerine saldırması sonucu iç kanama yüzünden hayatını kaybedenler; kanın aşırı pıhtılaşması yüzünden ölenler...

Korona aşılarıyla ilişkilendirilen pek çok vakadan söz etmek mümkün. Global aşı kampanyası son hız devam ederken, aşıların istenmeyen etkileriyle ilgili raporlar da giderek artıyor. Mesela İsrail’de Alman menşeli mRNA bazlı aşının ikinci dozunu olduktan sonra, çoğu erkek ve 30 yaşın altında olan 62 kişide miyokardit (kalp kası enfeksiyonu) görüldü, bunlardan ikisi hayatını kaybetti (1) (22 yaşında bir kadın ve 35 yaşında bir erkek). Her ikisinin de aşı olana kadar herhangi bir sağlık sorunu yoktu.

Bu ve bunun gibi yan etkiler CDC

Yazının Devamı