Yaz başlangıcına denk gelen ramazan boyunca özellikle 16 saat aç ve susuz kalınması, hava sıcaklığındaki artışa bağlı olarak vücuttan su kaybının fazla olması, metabolizmanın normal düzenini ve beslenme alışkanlıklarını etkiledi. Oruç tutarak aç kalmaya alışan bireylerde, Ramazan Bayramı’nın gelmesiyle, yemek yeme isteği artabilir ya da ramazan boyunca alışılan sahur yemekleri daha sonra gece yemek şeklinde sürdürülebilir.
Bayramın birinci günü uzun bir aradan sonra ilk kez yapılacak olan kahvaltıda yağlı ve hamur işi gıdaların tüketilmesi özellikle reflü hastalarında yakınmaların artmasına sebep olabilir. Bu yüzden kahvaltıda haşlanmış yumurta, az yağlı peynir, az yağlı yoğurt ve zeytin gibi proteinden zengin gıdaların ve salatalık, domates gibi çiğ sebzelerin tüketilmesi daha uygundur.
Sağlığın korunması ve geliştirilmesinde hayatımızın her döneminde yeterli ve dengeli beslenme en önemli faktörlerden biridir. Ancak, oruç tutan kişiler, günlük öğün sayısını azaltmaları ve beslenme düzeninde meydana gelen değişiklikler nedeniyle, bayramda normal yeme düzenine geçtiklerinde, psikolojik olarak daha fazla yeme eğilimine girer. Kimi kişiler hâlâ kendilerini oruç tutuyor zannederken, kimileri ise “Oruç bitti, şimdi yeme zamanı” diyerek aşırı miktarda besin tüketir. Ramazan ayı sonrası aşırı yemek yemeyle bazı problemler kaçınılmaz olur. Bunların en önemlisi, hazımsızlık ve mide problemleridir.
Sütlü olanı tercih edin
Hamurlu ve şerbetli tatlılar yerine sütlü veya meyveli tatlıları tercih edin. Özellikle bayram süresince ve sonrasında, çevrenin ısrarcı tutumlarından ve aşırı yeme eğiliminden mümkün olduğunca uzak kalınmalı. Eğer tatlı tüketmek çok isteniyorsa, hamurlu, şerbetli tatlılar yerine, sütlü veya meyveli tatlılar seçilmeli. Günde en az iki porsiyon meyve tüketilmeli. Meyveler, vücudunuza karbonhidratı yeterli oranda almanızı sağlayacağından, tatlı isteğinizde de azalma olacaktır.
Çiğnemek önemli
Besinleri iyi çiğneyerek, küçük lokmalar halinde getirmeliyiz. Bu sayede yediklerimiz daha kolay sindirilecek ve kullanılacaktır. Ayrıca sindirim şikâyetleri yaşamayacak, şişkinliğin ve hazımsızlığın önüne geçmiş olacaksınız.
Kahvaltıyla başlayın!
Yeterli enerjiyle güne başlarsanız, gününüz daha güzel seçimlerle geçer. Esmer ekmek ve bol çiğ sebzeyi eksik etmeyin.
Bayram sofraları için yüksek hacimli, düşük kalorili besinler seçin. Sebze-meyve gibi yüksek su, lif, düşük yağ ve kalori içeriği olan yiyecekler, ana yemeğin yanında servis edilecek sağlıklı aperatiflerdir. Et tüketiminin arttığı bayramlarda, öğünlerin kalori değerini düşürmek, sindirime yardımcı olmak ve sağlık sorunlarıyla tadınızı kaçırmamak için mutlaka porsiyon kontrolüne dikkat etmeli, yağsız etleri ızgara, haşlama veya fırında pişirerek pilav, makarna, ekmek eşliğinde yemekten çok, sebze veya salatalarla tüketmelisiniz. Porsiyon kontrolünde en kolay yöntem, kendi avuç içiniz kadar hesap etmektir. Yine hayali olarak bir tabağı dörde bölerseniz yarısını sebzeler, çeyreğini et, diğer çeyreğini de yoğurtla doldurmak da kolay porsiyonlama yöntemidir.
İki litre su
Bayram boyunca çay, kahve ve meşrubat tüketiminin artmasıyla, su içmek ikinci plana atılıyor. Oysaki düzenli bir sindirim sistemi ve metabolizmayı canlandırmak için yapmanız gereken en önemli beslenme kuralı, günde 8-10 bardak su içmektir. Özellikle yaşlılar ve tansiyon hastalarının gün boyu kahve ve çay tüketimlerine dikkat etmeleri, bitki çaylarını tercih etmeleri ve günde iki fincandan fazla kahve tüketmemeleri önerilir.
Bunları yapmayın!
Yetersiz sıvı tüketmek
Şeker, tatlı ve çikolata gibi besinleri fazla tüketmek
Yetersiz sebze ve meyve yemek
Yemekleri çiğnemeden ve hızlı bir şekilde yutmak
Düzenli egzersiz yapmamak
Düzenli uyku uyumamakŞimdiden nice mutlu, sağlıklı bayramlar dilerim...