Hematüride, böbrekler, böbreklerden idrar kesesine idrarı taşıyan, ‘üreter’ denen tüpler, idrar kesesi, keseden dış dünyaya kadar idrarı taşıyan ve ‘üretra’ adı verilen idrar borusuyla erkeklerde prostat bezinden kaynaklanan çeşitli rahatsızlıklar sorumlu olabilir.
İdrarda kan iki şekilde saptanabilir. Eğer bir idrar tetkiki yapılmışsa, mikroskopla incelemede rastlanabilir. Buna ‘mikroskobik hematüri’ denir ve genellikle az miktarda kanın idrara karışması sonucu oluşur. Diğer yöntem, kişinin idrarında kanı görebileceği düzeyde ve daha fazla kan hücresinin idrara karışmasıyla oluşur, buna ise ‘makroskobik hematüri’ adı verilir.
Bu durumda idrar pembe, kırmızı, çay renginde veya kahverengi olabilir. Ayrıca idrar tahlilinde kan hücrelerinin yanı sıra, iltihap hücrelerinin (lökosit) varlığı, enfeksiyonu, kristallerin varlığı, taş hastalığını ve proteinin varlığı, böbreğin ‘glomerulonefrit’ adı verilen rahatsızlıklarını akla getirir.
Kadınlarda âdet döneminde idrara kanın karışması, yanlışlıkla idrar kanaması olarak değerlendirilebilir, o yüzden bu konuda dikkatli olmak gerekir. Bu durum, idrarda kanama olduğunu göstermez. Kan sulandırıcı ilaç kullanımı (aspirin de buna dahil), idrara kan karışmasına yol açabilir.
İdrarı boyayan veya kanamaya yol açan bazı ilaçlar da vardır. Örneğin, phenazopyridin, cyclophosphamide etken maddelerine sahip ilaçlar. İdrarı kırmızıya boyayan besinler arasında pancar ve böğürtlen sayılabilir. Gıda boyalarının da idrar rengini değiştirebileceği unutulmamalıdır.
Yoğun egzersiz sonrası idrarda kan saptanabilir, ağırlık kaldırmak veya aerobik egzersiz buna sebep olabilir. Böbrek ve idrar yollarının hasar gördüğü travmalarda (trafik kazası, spor yaralanmaları vb.) idrara kan karışabilir.
İdrarda kan saptanması halinde, mutlaka araştırılması ve hangi sebepten kaynaklandığının ortaya konulması gerekir. Hem idrar yolları hem de genel sağlık açısından tedaviyi gerektiren bir durum varsa, zamanında teşhis ve tedavi edilmesi önemlidir.
İdrarda kanamaya sebep olacak hastalıkları şu şekilde sıralayabiliriz:
Sistit
İdrarda kanamaya bazı idrar yolu rahatsızlıkları eşlik edebilir. İdrar yaparken yanma, sık idrara gitme, gece idrara kalkma ve tuvalete zor yetişme gibi bulgular, genellikle iltihabi durumlarda görülür. Mesanenin (idrar kesesi) bakterilerle olan iltihabi hastalığına ‘sistit’ denir ve özellikle kadınlarda sık saptanan bir durumdur.
Genellikle antibiyotikle kolaylıkla tedavi edilebilir. Menopoz sonrası dönemde ve cinsel olarak yeni aktif olan kadınlarda, tekrarlamalar görülebilir. Böyle durumlarda yinelemeleri önlemek için hekim bazı önlemler önerecektir. Yukarıdaki tabloya titreme, ateş-yan ağrısının eklenmesi, olayın basit bir sistit olmaktan çıktığının ve böbreklerin de iltihabi olaya karıştığının bulgularıdır. Bu durumda kişinin acil olarak bir uzmana başvurması gerekir.
Taş hastalığı
Karnın yan tarafında bele vuran çok şiddetli ağrı, bulantı ve kusmayla birlikte olan idrar kanaması, genellikle taş hastalığını düşündürür.
Bu durumda taş hastalığını ortaya koymak için film çekilir, taşın yerine ve boyutuna göre tedavi planlanır.
Prostat hastalıkları
Prostat, erkek üreme sisteminde yer alan bir salgı bezidir. İltihaplandığı durumlarda sık idrara çıkma, şiddetli sızı, zor idrar yapma, ateş ve bunlara eşlik eden idrar kanaması olabilir.
Yaşla prostat büyüyebilir ve erkeklerde ileri yaşlarda sıkça rastlanan bazı işeme problemlerine yol açabilir. Bu durumda da idrarda kan görülebilir.
Erkeklerin en sık saptanan kanser olan prostatta da idrarda kanama saptanabilecek bulgulardan biridir.
Mesane kanseri
Kanamanın idrarda gözle görülecek kadar yoğun olması, özellikle de pıhtılar içermesi, genellikle ciddi bir hastalığın habercisi olabilir. Böyle bir durumun bir kez yaşanması bile, asla ihmal edilmemelidir. Böbrek ve idrar yollarından kaynaklanan kötü huylu bir hastalığın belirtisi olabilir.
Ülkemizdeki en sık kanserlerden olan mesane kanserinin en önemli belirtisi, idrarda ağrısız kan görülmesidir.
Devamlı olmayabilir ve aralıklarla tekrarlayabilir.
Teşhis için neler yapılır, tedavisi nasıl olur?
Hekimi teşhis konusunda yönlendiren en önemli unsur, hastadan alacağı rahatsızlığa ait hikâyedir. Üroloji ve gerekirse iç hastalıkları-nefroloji uzmanları tarafından tetkik edilmeleri gerekir. Kanamanın ne zamandır yaşandığı, yakınmaların bulunup bulunmaması, varsa neler olduğu tanıya giden yolda yol göstericidir.
İkinci önemli aşama, kişinin fiziki muayenesidir. Bunlardan sonra laboratuvar ve görüntüleme tetkiklerinden yararlanılır. İdrarla ilgili ek bazı tetkikler, birtakım kan testleri, idrar yolları ultrasonografisi, bilgisayarlı tomografi veya manyetik rezonans görüntüleme (MR) gerekli durumlarda hekim tarafından istenebilir. İdrar kesesinin içine ışıklı bir kamerayla bakılan endoskopik işlem (sistoskopi) ve biyopsi, bazı durumlarda gerekebilir.
İdrarda kan saptanması hastalık değil, bulgudur. Ortaya çıkmasına yol açan hastalık neyse, önce onun teşhis ve tedavi edilmesi gerekir.