New Music Express dergisinde 60-70’li yıllarda fotoğrafçı olarak çalışan Alec Byrne ‘The Unseen Archive’ adıyla bir kitap yayımladı. Zamanın dev isimleri David Bowie, Led Zepplin, The Beatles, The Rolling Stones, The Who, Jimi Hendrix, The Kings ve Marc Bolan’la hiç görülmemiş, yayımlanmamış fotoğraflar olan bir kitap...
Byrne, 70’lerin ortasında Londra’dan Los Angeles’a göç eder. Orada sinema fotoğrafçılığına başlar. Londra’da çektiği fotoğrafların büyük bir bölümü, bürosunda çıkan bir yangında kül olur. Diğer bir bölümü, Kaliforniya’ya giderken çıkan fırtınada sulara gömülür. Bu kitapta yayımlananlar mucize eseri garajında bir kutu içinde sağlam kalanlar.
1968 yazındaydı ve Rolling Stones’tan Mick Jagger ilk filmini çekiyordu. ‘Performans’ filmi, kapalı bir sette Londra’nın batısındaki Knightsbridge’de bir evde çekilmişti. Genç müzik fotoğrafçısı Alec Byrne, bir şekilde gizlice içeri girmeyi başarır. Daha 19 yaşındaki genç fotoğrafçı, bir sonraki olaylar için hazırlıklı değildir. Byrne, olayı şöyle anlatıyor: “Oraya girdiğimde, çalışan insan kalabalığının arasına karışarak etkinliğin odaklandığı yere doğru akışı takip ettim ve aniden küçük bir yatak odasında kendimi buldum. Mick Jagger, iki çıplak kadınla yatakta yatıyordu.” Jagger, aktrisler Anita Pallenberg ve Michele Breton’la buharlı bir sahneyi filme almanın ortasındaydı. Şansıma inanamıyordum. Oldukça özeldi, kızlar çıplak olma konusunda özgür ve rahattı. Mick çok sessizdi, yapması gerekenlere yoğun olarak odaklanmıştı. Ama sahnede ve sahnelerin ardındaki çekim ekipleri beni sıkıştırmıştı, görüşüm daralmıştı. Sıkılmış ve sıkışmıştım, çekim ekibini geçerek odanın köşesinden dışarıya çıkmaya çalıştım. Fakat kaçamıyordum, bir ışık standını taşıyan adam, beni engelliyordu. Gidecek başka hiçbir yer yoktu, bu yüzden yatağın kenarında oturmak zorunda kaldım, Mick yanımda iki kadınla birlikte gözlerini kamaştırdı, bana baktı, deklanşöre bastım. Asla unutmayacağım bir andı.” Jagger’ın iki mankenle yatakta fotoğrafı, işte bu rastlantının sonucu tarihe geçer.
HAFTANIN YENİ ALBÜMLERİ
The Voidz-Virtue
Müzisyenlerin yan projelerini severim. İçlerinde birikenleri bir güzel ortaya dökerler, bir rahatlama yoludur onlar için. The Strokes grubundan bildiğimiz John Casablancas, bu işi en sık yapanlardan. Yan grubu ‘The Voidz’ sayesinde, içindeki deneysel rock dürtülerini serbest bırakıyor. Yeni albümü ‘Virtue’ işte bu yolun yolcusu olmuş. Post punk, rock, pop, caz karşımı bir harman...
‘Leave It In My Dreams’le açılıyor albüm. En parlak, en basit şarkı... Jeremy ‘Beardo’ Gritter ve Amir Yaghmai’nin gitarları, sağduyulu ve akıcı; aynı tonda koşuyorlar. ‘Wink’, pop-kancalarını, teneke kutu telefonla dinlediğiniz gibi ses çıkaran çırılçıplak davullara takıyor ve video klibi olan tek şarkıları ‘All Wordz Are Made Up’, aşırı otomatik ayar ve Daft Punk synth’lerini bir araya getiriyor. Julian’ın albüm üzerine söylediği gibi, “Virtue daha şık ve cilalı, ama yine de fütürist bir hapishane cazı”. Deneysel türleri sevenlerin başucu albümü olabilir.”
Hayley Kiyoko-Expectation
Spotify’da yayımlanan albüm kapağını gördüğümde “Bu ne ya?” oldum. Çıplaklık ve seksilik zirve yapmıştı albüm kapağında. Araştırdım, videolarına baktım Kiyoko’nun. Ateşli lezbiyen sahneler gırla gidiyor. 26 yaşındaki Kiyoko, beş yaşından bu yana sahne alıyormuş. Gençlik filmlerinde rol almaya başlamadan önce Nickelodeon ve Disney Kanal şovlarında rol almış. 2010 yılında, Stunners adında bir ‘bubblegum’ kız grubuna katılmış, ancak büyük bir etiket anlaşmasına ve Justin Bieber’ı desteklemesine rağmen, bir albüm yayımlamadan önce dağılmışlar. Cüretkâr ‘Girls Like Girls’ videosu sonrası Atlantic firmasıyla plak anlaşması yapmış. Kendine has bir dinleyici kitlesi olduğu muhakkak. İki şarkısı hoşuma gitti; ‘Feelings’ ve ‘Curios’...
The Vaccines-Combat Sports
Londralı grupta son zamanlarda işler karışıktı. Duyduğumuz iç çekişmelerde davulcu Pete Robertson, 2015’in üçüncü albümü ‘English Graffiti’ sonrası ayrılmıştı. Gitarist ve solist Justin Young ile diğer gitarist Freddie Cowan’ın, albüm kayıtlarının son gününde birbirlerinin yüzlerini yumrukladığı, duyumlarımız arasındaydı. Tüm bu ‘sağlık ve yaşam tarzı sorunları’na karşın, grup bomba gibi bir albümle geri döndü. Hem de ‘Dövüş Sporları’ adını taşıyan bir albümle... Son dönemlerde pop ve dans müziğine dönen İngiliz rock gruplarına karşın sağlam bir duruş. Albümde ‘Put It On a T-Shirt’ ve ‘Nightclub’ favorilerim...