Netflix filmleri

25 Temmuz 2020

Netflix, ülkemiz sınırları içinde ahlaki sorunlar yarattığı gerekçesiyle tartışma konusu oladursun, tüm dünyada abone sayısını çığ gibi büyütüyor. Şu an için dünya genelinde ücretli abone sayısı 190 milyona ulaştı. Bu rakamın 73 milyonu Kuzey Amerika sınırları içinde yaşıyor. Pandemi döneminde sinema salonlarının kapanması, Netflix abone sayısının bir hayli artmasına neden oldu. Film sektörü içinde vizyon için salon bulamayan, farklı ülkelerden gelen birçok filmi programına alan Netflix, bu yönüyle de sinemaseverlere önemli bir katkı sunuyor.

Sansürsüz duruşundan ödün vermeyen kurum, politik baskılar karşısında da geri adım atmıyor. 18+ ibaresini filmlerin tanıtımında kullanan kurum, “İstemeyen filmimi izlemesin” diyor. Ben de birisi +18, iki film izleyip şöyle bir yazdım.

MILF

Belirli yaştaki (!) kadınların ilişkileri üzerine hafif bir Fransız komedisi. Fransa’nın güneyinde bir sahil kasabasına gelen 3 kadın arkadaş Sonia (Marie-Josée Crozet), Elise (Axelle Laffont), Cécile (Virginia

Yazının Devamı

Erkekleri dolandırma sanatı

11 Temmuz 2020

2019 yapımı Hustlers (tam çevirisiyle Dolandırıcılar), ülkemiz sinemalarında vizyon görmedi. Netflix sayesinde izleyebiliyoruz. Jennifer Lopez’in oyunculuğunu tekrar parlatan, ona Altın Küre adaylığı kazandıran Hustlers, New York Magazine dergisinde çıkan bir haberden yola çıkarak gerçek bir öyküyü anlatıyor. Tüm anlatı, gazeteci Elisabeth (Julia Stiles) ile dansçı Destiny (Contance Wu) arasındaki söyleşiden yola çıkıyor. Olaylar yaşandıktan sonra yapılan röportaj, geriye dönerek gerçekleri ve yalanları anlatmaya odaklanıyor. Temelde iki kadın arasındaki dostluğu ve dayanışmayı ele alıyor. Tümüyle bir kadın dayanışması filmi diyebiliriz. Wall Street’in çok (kolay) para kazanan, çok (kolay) para harcayan adamlarının doluştuğu bir gece kulübünde başlıyor. Mekân, 2007 yılında, iki yıl sonra ortaya çıkacak küresel finans krizinden önce banknotların havada uçuştuğu bir striptiz kulübüdür. Direk dansının kraliçesi Ramona (Jennifer Lopez) sahne aldığında adeta dolar yağmuru başlar. Ramona,

Yazının Devamı

Başka sinema özlemi bitiyor

4 Temmuz 2020

Pandemi önlemleri kapsamında kapılarını kapatan sinemalar teker teker açılmaya başlıyor. Başka Sinema filmlerini gösteren İzmir’de kapısı sokağa açılan tek sinema olan Karaca Sineması da dün tekrar misafirlerini ağırlamaya başladı. Sinemanın yöneticisi Serdar Aslan ile biraz sohbet etme fırsatımız oldu. Söylediklerini sizlere de aktarmak istiyorum. İçişleri Bakanlığı’nın aldığı kararlar doğrultusunda 17 Mart’tan bu yana kapalı olduklarının altını çizen Aslan, “Diğer sinemalar gibi, uzun süre kapalı kalmanın verdiği birtakım endişeler bizde de oldu. Bu süreçte sevgili seyircilerimize nasıl sağlıklı gösterimler sunabiliriz, nasıl hazırlıklar yapmalıyız, bu işin finans yönünü nasıl idare edeceğiz şeklinde planlamalar yaptık. Çalışanlarımız kısa çalışma ödeneğinden faydalandı. Bildiğiniz gibi bizler sinemalar olarak yüzde 10 eğlence vergisine tabiyiz. Bu vergi normal şartlarda bile bizleri zorlamaktaydı. Ancak aldığımız duyumlar, Kültür Bakanlığı’nın bu konuda çalışmalarının olduğu ve birtakım iyileştirmelerin yapılacağı

Yazının Devamı

Spike Lee’nin dinmeyen öfkesi

20 Haziran 2020

Spike Lee, ruhunda taşıdığı aktivist kimliği sinemaya yansıtan bir yönetmen tipidir. Adı siyahi hakların savunuculuğuyla, ırkçılık karşıtlığıyla, Trump tipi politikacılara karşı duyduğu öfkeyle özdeşleşmiştir. Sinematografisinde ‘Do The Right Thing-Doğruyu Yap’, ‘Malcolm X’ gibi, ırkçılık karşıtı başyapıtların yanında, 2019’da uyarlama senaryo oskarı kazandığı ‘BlankKlansman-Karanlıkla Karşı Karşıya’ gibi, daha hafif kalibrasyonda, aksiyon komedi kıvamında filmler de vardır. Sinemacılığı kadar aktivist eylemleri konuşulur, dobra söylemleri onu hep gündeme taşır. Irkçılığın yükseldiği bugünlerde siyahi ayrımcılığı ve Vietnam Savaşı’nı birleştiren filmi ‘5 Bloods’, Netflix ekranlarına düştü.

70’li yıllarda Amerika’da yaşayan siyahi oranı beyaz nüfusa karşı yüzde 13 iken, Vietnam’a gönderilen siyah tenli asker oranının yüzde 32 olması, üstelik gönderilenlerin ön saflarda savaşa sürülmesi, Spike Lee’nin bu filmi yapmadaki temel dürtülerinden biri olmuş. Lee, hikâyesinde

Yazının Devamı

Eğitimde sahtekârlık bu kadar olur

13 Haziran 2020

'Kötü Eğitim' komedi ve drama arasında seyreden, iyi oyunculukların ön plana çıktığı bir film. 90’lı yılların sonunda 2000’lerin başında New York’ta Rosslyn Devlet Lisesi’nde yaşanmış, gerçek bir olayı anlatıyor. Sıradan bir lisenin öğrencilerinin iyi üniversiteler tarafından tercih edilmesi, dikkat çekici bir başarı olur. Amerika’da okullararası üniversiteye kabul edilme başarılarını sıralayan Ivy League’de ilk 10 arasındadır. Başarının ardındaki isim olarak okulun karizmatik müdürü Frank Tassone (Hugh Jackman) ön plana çıkar. Okulun her öğrencisinin, öğretmeninin ve velisinin adını bilecek kadar işine odaklı ve şık bir adamdır. Herkese pozitif enerjisiyle yardımcı, ideal bir öğretmen karakteridir. Velilerin, çocukları okula yakın olsun veya kabul edilsin diye, okulun yakınından ev almaları, çevrede emlak fiyatlarını ciddi oranlarda artırmıştır. Frank, özel yaşantısında üzgün bir adamdır. Masasının üzerinde vefat etmiş karısının resmi durur. Ondan sonra yalnızlığı tercih etmiş, sağda solda çok göze batmayan

Yazının Devamı

İyi ve kötünün muğlak sınırı

6 Haziran 2020

Netflix’te yer alan Fransız dizisi ‘Karanlık Kadrolar’ son günlerin en ilginç yapımı. Fransızca adıyla ‘Dérapages’, çevirisiyle ‘Kayanlar’, İngilizce çevirisiyle ‘Inhuman Resources’ yani ‘İnsani Olmayan Kaynaklar’, Türkçesi ise ‘Karanlık Kadrolar’ olunca kafa karışıyor. Gerçekte her üç çeviri bir araya gelince, 6 bölümlük bu dizinin alt metni ortaya çıkıyor. Ahlaki, insani olmayan tarafıyla modern paradigmaların insan başarısına ve başarısızlığına karar vermesi... İnsanın, ne kadar iyi niyetli olursa olsun, kendisine karşı yapılan haksızlıklar karşısında karanlık tarafa geçebiliyor olması... Hatta düşmanları kadar karanlıklaşması... İnsanlık tarihinin var oluşundan bu yana, kardeşin kardeşi öldürdüğü Habil ve Kabil mitinden beri süregelen ikilem...

İzlemeden önce başrolde, Eric Cantona’nın varlığı dikkatimi çekmişti. Manchester United formasıyla harikalar yaratmış bu futbol idolü, jübilesinden sonra hayatını sinemada sürdürmeye karar

Yazının Devamı

Sex and City’nin Madrid şekli

16 Mayıs 2020

'Valeria' fena halde efsane Sex and City’nin ayak izlerini takip eden bir İspanyol komedi dizisi. Türkçede ‘Yüksek Topuklar, Karışık İlişkiler’ romanıyla tanınan, kadın kahramanların olduğu aşk ve ilişki romanları yazarı Elisabeth Benavent’in öykülerinden yola çıkan dizide, sorunlarını aşamayan 4 kadın karakter üzerine odaklanıyoruz. Diana Gomez’in canlandırdığı ve diziye adını veren Valeria, yazarlık mesleğinde ilerlemeye çalışan genç bir yazardır. İlk romanı konusunda kararsızdır; önce gerilim düşünür sonrasında rotayı erotik yazmaya çevirir. İlk 15 sayfası editörü tarafından beğenilmeyince boşluğa düşer ve bir müzede güvenlik görevlisi olarak çalışmaya başlar. Fotoğrafçı eşi Adrian’la ilişkisi de ‘gazı kaçmış kola’ tadındadır.

Kahveni al, seyret

Arkadaşları Lola (Silma Lopez) evli bir adamla ilişki yaşarken, Carmen (Paula Malia) büro arkadaşı Borja ile bir türlü yakınlaşamamaktadır. Nerea ise (Teresa Riott) lezbiyen ilişkileri içinde bağlanabilecek birisini bulamamaktan mustariptir.

C

Yazının Devamı

Mafyanın itibarsızlaşması

9 Mayıs 2020

‘Hain-İl Traditore’, İtalya mafya markasının en meşhur aile organizasyonu Cose Nostra’ya içeriden indirilmiş önemli darbenin gerçek hikâyesini anlatıyor. Süssüz, makyajsız anlatımıyla, yer yer belgesel diline yaklaşan bir film. Organizasyonun önemli aile liderlerinden olan Tomasso Buscetta’nın, 80’li yıllarda hükümetle anlaşarak yaptığı itiraflar sonrası, 300’den fazla mafya üyesi mahkemeye çıkar ve müebbete varan cezalar yer. Adı bu nedenle mafya içinde ‘hain’e çıkmış olan Buscetta’nın Brezilya’dan İtalya’ya iade edilmesiyle başlayan itiraf süreci ve mahkeme sahneleri, 2 saati aşan süresi içinde karşımıza geliyor.
Mafya içi hesaplaşmalar birçok masumun canını kaybetmesiyle çok kanlı geçer. Önce yakın akrabalar, sonra hedeftekiler öldürülür. İki oğlunun ve akrabalarının öldürülmesi, Tommaso Buscetta’nın (Pierfrancesco Favino) itiraf kararını almasında en büyük etken olur. Yeni bir hayat kurmak için yerleştiği Brezilya’da

Yazının Devamı