Dr. Demet Erciyes

Dr. Demet Erciyes

demeterciyes@yahoo.com

Tüm Yazıları

Her yeni yıl başlangıcında, iyisiyle kötüsüyle biten bir yılın ardından her birimiz kendimize bazı sözler veririz. Birtakım kararlar alırız. Bu kararlar ya da dilekler her zaman olumlu yöndedir. İyi yöndedir. Ama her zaman da sağlık ön plandadır ve olmalıdır da.

Dilerseniz gelin yeni yıla birkaç gün kalan şu günlerde bir yıl daha yaşlandığımızı düşünmek yerine bilimin bize sunduğu imkanlardan faydalanarak nasıl daha sağlıklı, daha genç ve güçlü olabiliriz ona bir bakalım.

Hücre yenileme teknolojisi

Haberin Devamı

İnsan vücudu mükemmel bir şekilde zamanın akışına göre programlanmıştır. Bu programlanma yaş almayla beraber gerçekleşen yaşlanma sürecidir. Ancak bu süreci hızlandırmak da yavaşlatmak da insanın kendi elindedir. İşte tam burada vücudunuza nasıl baktığınız ne yediğiniz, ne içtiğiniz, nasıl yaşadığınız, ne kadar ve nasıl uyuduğunuz, kendiniz için neler yaptığınız büyük rol oynar.

Gençleşmek ya da genç kalmak herkesin hayali bilim de bu yönde her geçen gün daha da ileri giden çalışmalarla ilerliyor. Kök hücre çalışmaları çığır açacak şekilde daha da yeni çalışmaların yolunu açıyor. Bilim insanlarına da Nobel ödüllerini kazandırıyor. Büyük yatırımlara imza atan önemli iş insanları bu konudaki çalışmaları destekliyor, teşvik ediyor. Örneğin dünyanın en zengin isimlerinden Jeff Bezos ve Yuri Milner, yaşlanmayı durdurmak ve ölümsüzlüğü bulmak için 'hücre yenileme programı' sunan bir biyoteknoloji firmasını desteklemeye karar verdi. Amerika ve İngiltere’de kurulan Altos Labs adı verilen bu kuruluş yaşlanmayı durdurmak için ‘hücre yenileme programı’ teknolojisini geliştiriyor. Bu yılın başında kurulan bu proje için yaklaşık 270 milyon dolar destek toplanmış. Çalışmayı yürüten ekibin içinde 2012 Nobel Ödülü'nü kazanan Dr. Shinya Yamanaka da var. Yamanaka, somatik olgun hücreye kök hücrede pluripotensiden sorumlu genleri aktararak hücrelerin “olgun” dönemden “embriyonik” hücre özelliğini kazanmalarını sağlayan araştırmaları ile tanınıyor. Bu yeni Embriyonik Kök hücre “Uyarılabilir Pluripotent Kök Hücre = Inducible Pluripotent Stem Cell (iPS Cell)” yani kısaca “iPS Hücresi” olarak biliniyor. Son yıllarda yapılan araştırmalarda bireysel olarak hastadan alınan deri veya kan hücrelerinden “Hastaya-özgül iPS hücreleri” oluşturularak, hastalığa neden olan kalıtsal gen hataları, gen mutasyonları, biyolojik ve patolojik değişiklikler gösterilmeye çalışılıyor. Bundan yola çıkılarak hastalığa neden olduğu kabul edilen mutasyona uğramış “hatalı” genlerin yerine, IPS hücresindeki sağlıklı genlerin görev yapmasını sağlayabilecek teknolojiler geliştirilerek, sonuçta etkin ve hedefli tedavi stratejilerinin belirlenmesine yönelik araştırmalar devam ediyor. Yani kök hücre yoluyla gençleşmenin yanı sıra bu yönde yapılan çalışmalar sayesinde olgun hücrelerden de kök hücre yaratılıyor ve bu mekanizma ile bozuk genli hücrelerin sağlam genlerle programlanmış hücreler sayesinde iyileşmesi sağlanıyor.

Haberin Devamı

Yeni yılda yenilenin

Atlos Labs’te görev yapmaya başlayan diğer isimler arasında California Salk Enstitüsü’nde çalışan ve hücre yenileme teknolojisine öncülük eden isimlerden İspanyol biyolog Dr. Juan Carlos Izpisua Belmonte de yer alıyor.

Haberin Devamı

Belmonte, 2016'da Yamanaka'nın embriyonik kök hücre tekniğini yaşlanma belirtileri gösteren farelere uygulayıp, gençleşme belirtilerini ortaya koymuş, bunu da 'yaşam iksiri' olarak adlandırmıştı.

Vücudumuz kendini yeniler

Vücudumuzdaki hücrelerin belirli bir ömrü ve yenilenme hızı vardır. Hücrelerimiz doğal olarak kendini yeniliyorsa o zaman neden yaşlanıyoruz diye düşünebiliriz. Buradaki kritik nokta hücre içindeki mitokondrilerin DNA’sında gizli. Dünyaya geldiğimiz andan itibaren mitokondriler etkileniyor. Daha doğrusu içindeki DNA’lar etkileniyor. Tüm organlarınız kendini değişik sürelerle de olsa kendini yenilese de mitokondrileriniz sizinle hep aynı yaştadır. Bilim dünyasında mitokondriyal DNA'yı koruma ve onarmaya yönelik çalışmalar süredursun, hangi organ ne kadar zamanda yenileniyor gelin bir bakalım.

Stokholm'deki Karolinska Enstitüsü'nden nörolog Jonas Frisen ve ekibi radyoaktif karbon tarihleme tekniği kullanılarak vücuttaki pek çok organın kendini yenileme özelliğine sahip olduğunu ortaya koydu. Kirpikler ve kaşlar her iki ayda bir kendini düzenli biçimde yeniliyor. Bağırsaklar kendilerini 16 yılda tamamen yeniliyor. Midedeki hücreler üç ile beş günde yenileniyor, ancak nikotin hücrelerin yenilenmesini ağırlaştırıyor. Tat moleküllerini sinirler yoluyla beyne ileten dilde bulunan 10 bin tomurcuğun her birinde 50 hücre bulunuyor ve bu hücreler her 10 günde bir kendini yeniliyor. Akciğerde hücreler farklı periyodlarda yenileniyor. Bu da havanın temizliğine sigara içilip içilmemesine göre değişiyor. İngiltere Karaciğer Vakfı tarafından yapılan açıklamaya göre karaciğerin kendini yenileme süresi altı ay. Her bir hücrenin ömrü birbirinden farklıdır. Örneğin, kırmızı kan hücreleri 4 ay kadar yaşarken, beyaz kan hücreleri 1 seneden uzun bile yaşayabilirler. Buna karşılık deri hücrelerimiz sadece 2-3 hafta ömre sahiptir. Bağırsak hücreleriniz her 4 günde bir ölürken, spermler sadece 3 gün kadar yaşayabilir. Bunlara karşılık sinir hücreleriniz ömrünüz boyunca hayatta kalır. Evet, vücutta kendini yenilemeyen dokular da var. Beyinde; koku alma ve öğrenme merkezleri haricindeki diğer hücreler, gözler ve sinir sistemi kendini yenileyemiyor. New York Üniversitesi'nden Dr. Piero Anversa çalışmalarında kalbin bile kendini 20 yılda yenilediğini göstermiş.

Biz bu doğal yenilenmeyi nasıl mı lehimize döndürebiliriz, bundan da başka bir yazımda bahsedeceğim.

Hepinize mutlu ve yepyeni bir yıl dilerim.