Bilim dünyası gençliğin sürekliliğinin sağlanabileceği sinyallerini vermekte. Ancak henüz araştırma sürecinde olan bu konu bazı riskleri de beraberinde getiriyor...
Geçen hafta kromozomlardaki telomer uzunluğunun hücre yaşlanmasıyla olan ilişkisine değinmiştim. Hücreler bölündükçe ve yaşlandıkça telomerleri kısalır. DNA sarmalının ucunda bulunan bu koruyucu parçacıklar aynı zamanda DNA hasarını ve genetik bozulmayı da önler. Yaş ve yaşam şeklinin etkilediği telomer kısalması, yaşa bağlı sağlık sorunlarının da önemli bir sebebi olarak görülür.
Blackburn, Greider ve Szostak’a 2009 yılında Tıp/Fizyoloji dalında Nobel Ödülü kazandıran kromozomların telomerler ve telomeraz enzimiyle nasıl korunduğuna ilişkin çalışmaları telomerazı aktive etmekle telomer kısalmasının yavaşlatılıp durdurulabildiği hatta yeniden uzamasına yardımcı olunabileceğini anlamaya imkan vermiştir.
Telomeraz aktivitesiyle ilgili pek çok çalışma yapan Maria Blasco ise doğal telomeraz aktivitesini artırarak yaşamı uzatmanın, yaşlanmayı engellemenin mümkün olduğunu söylemektedir. Benzer şekilde araştırmalar yapan bilim adamlarından De Pinho ise fareler üzerinde yaptığı çalışmada telomeraz enzimi artışını sağlayarak yaşlı farelerde bir ay içinde kaslarda güçlenme, beyinde yeni sinir hücreleri oluşumu, dalak ve bağırsak hücrelerinde yenilenme, seksüel olarak tekrar aktif hale gelme ve yeniden doğurganlık gibi gençliğe has özellikleri gözlemlemiştir.
Telomeraz aktivitesinin suni olarak artırılması hücrenin ölümsüzlüğe kavuşmasını sağlarken aynı şekilde kontrolsüz ve sürekli çoğalan kanser hücrelerinin de oluşumuna yol açabilir mi? Maria Blasco’nun 2012 yılında yine fareler üzerinde yaptığı deneyde kanser oluşumuna rastlamadan telomeraz gen tedavisiyle yaşlanmanın engellendiği gösterilmiştir. Tabii bilim dünyasında bir sonucun kabul edilmesi, uygulamaya konulmasının belli kuralları vardır ve belli sayıda çalışma gerektirir.
Hücrelerin gerçek yaşı ortaya çıkıyor
Onkoloji (kanser bilim) alanında yapılan birçok çalışma gösterir ki kısa telomerlerin ve genetik instabilitenin kötü huylu transformasyona neden olmaktadır. Bu da kısa telomerlere sahip bireylerde farklı türde kanserlerin gelişme riskinin daha fazla olduğunu gösterir. Kanser hastalığının daha sık olarak yaşlı bireylerde gözükmesinin sebeplerinden biri de budur. İnsanda telomer uzunluğu ölçülebiliyor. Bu şekilde kişinin hücrelerinin gerçek yaşı ortaya çıkar. Genetik özellikler ve yaşam tarzı ile yakın ilişkide olup değişebilen bu ölçümlere göre kişinin takvim yaşıyla karşılaştırma yapılır. Esasında bu önlemlerin başlıca olanları hepimizin dikkat etmesi gereken sağlıklı yaşama kurallarıdır.