Monaco’da ünlü kardiyologların katıldığı bir toplantıda tıp alanındaki yenilikleri birinci ağızdan dinleme fırsatı buldum. Bu haftaki yazımda toplantımızın konusu aritmilerden bahsetmek istiyorum.
Geçtiğimiz hafta her yıl mart ayında Monaco’da düzenlenen aritmi konusunda dünya çapında tanınmış kardiyologların katıldığı bir toplantıya davetliydim. Bu toplantıyı Prenses Grace Hastanesi’nin Kardiyoloji Başkanı düzenliyor. Bu sene ile beraber tam 9. kez katıldığım bu toplantıya her seferinde acaba ne yenilik çıkmış diyerek birinci ağızdan dinlemek üzere heyecanla gidiyorum.
Bilimsel faaliyetlere verdiği önem ve katkısıyla tanınan Monaco Prensi II. Albert de programı elverdiği ölçüde toplantımızın gala yemeğine katılıyor ve bizi teşvik edici konuşmalarıyla şereflendiriyor. Bu seferki toplantımızda kendisiyle çok hoş ve samimi bir şekilde sohbet etme imkanım oldu. Türkiye’yi ve özellikle İstanbul’u sevdiğinden bahsetti. Tıpta ve özellikle kardiyolojide teknik ve bilgi açısından dünya ile eşdeğer ve ileri bir seviyede olduğumuz bilgisini ilettim. Monaco halkının son derece nazik, esprili ve alçak gönüllü prenslerini neden bu kadar çok sevdiklerini çok iyi anlıyorum.
Bu vesileyle bu haftaki yazımda toplantımızın konusu aritmilerden bahsetmek istiyorum. Kalpteki ritim bozuklukları önem derecesine göre bazen hiç belirti vermez ancak bazen de maalesef ölüm ile neticelenir. Kalbin asli görevi kanı pompalamaktır. Pompalama işini de ritmik kasılmalarla yapar.
Biz bu kasılmaları kalp atışı olarak tanımlarız. Kalp atım sayısı başka bir deyişle nabız normalde dakikada 60 ile 100 arasında değişir. Bu değişmeler normal şartlarda fiziksel hareketlere, heyecan, korku, sevinç, kızgınlık gibi ruhsal durumlara göre değişebilir.
Tetikleyen sebepler
Çay, kahve, sigara, stres, alkol, uykusuzluk da birer etken olabilir. Ayrıca tiroid bezi bozuklukları, kansızlık, bazı ilaçlar da kalp hızında değişikliklere sebep olabilir. Tüm bu etkenlere bağlı ufak değişiklikler tolere edilebilir ve normal olarak beklenen değişikliklerdir.
Genellikle tedavi gerektirmez. Ancak bu etkenler kimi zaman da kalpte bir takım ritim bozukluklarının tetiklenmesine yol açar. Bu durumda kalpte buna yönelik bir bozukluk zaten vardır. Bu etkenlerden biri veya birkaçı bu bozukluğun ortaya çıkışını kolaylaştırır. Kalpteki ritim bozuklukları hasarlı kalpte yani organik bir lezyonu olan, infarktüs, ameliyat geçirmiş ya da kapak hastalığı, anatomik bir bozukluğu olan kalpte olduğu gibi yapısal olarak tamamen sağlıklı ama elektriksel düzende aksaklıkları olan bir kalpte de meydana gelebilir. Bu toplantıda kalpteki aritmilerin teşhisi ve tedavi yöntemleri ile ilgili yeniliklerden bahsettik. İlerideki yazılarımda aritmilerden daha detaylı bahsedeceğim.
Hayatınızın da kalbinizin de ritmi hiç bozulmadan devam etsin dilerim.