Leke Tedavisinde Peeling Zamanı

17 Kasım 2015

Kimyasal peeling, konusunda uzman hekimler tarafından, ciltte görülen sorunu giderebilecek özellikteki kimyasal asitlerle cildin soyulması işlemidir.

Peeling’in kelime anlamı soyma demektir. Mekanik, kimyasal ve lazer ile yapılan peeling’lere yeri geldikçe değinmeye çalışacağım.

Peeling’ler soyma derecesine göre çeşitlendirilir. En hafif olanlar cildi derinlemesine temizleme etkisine sahiptir ve düzenli uygulanırsa, hatta ev ürünleri ile desteklenirse etkileri artacaktır. Bu amaçla ülkemizde de kullanıma giren antioksidan özelliği yüksek “fitik asit” uygulanmaktadır. Glikolik asitlerle veya salisilik asitlerle yapılan kimyasal peeling’lerin bir yandan cildi arındırırken bir yandan da yüzeyel lekeleri gidererek cilde ışıltı kazandırdığı görülebilmektedir.

Lekelerin tedavisindeki yaklaşım; doktorun öncelikle ayrıntılı bir analiz yaparak, lekenin diğer oluş nedenlerini ve derinliğini belirlemesidir. Buna göre kişisel bir program hazırlanarak, lekenin derinliğine göre kimyasal veya mekanik peeling’ler ve ışık tedavileri planlanır. Türkiye günümüzde kozmetik ürünler ve dermokozmetik ilaçlar açısından o kadar hızlı ilerliyor ki bu durum doktorların uygulama çeşitliliğini de arttırmaktadır.

G

Yazının Devamı

Cildinizi Kışa Hazırlayın

2 Kasım 2015

"Yaz sonunda cildimiz için atılması gereken ilk adım; iyi bir cilt temizliğidir. Ölü deriden arınmak ve cildi daha savunmalı bir hale getirmek için haftada bir evde uygun bir ürünle mekanik (pütürlü) peeling yapılabilir."

Cildimizi sonbahar, kış ve daha ışıksız – soğuk günlere hazırlamak için adım adım yapılması önerilebilecek temel işlemlerden cildi ölü deriden arındırmak en önemlisi olacaktır. Hem yüz, hem de vücut için geçerli olan peelinglerin sadece çeşidini iyi belirlemek gerekir. Vücut için kahverengi şekerden oluşan hafif yağlı ama arındırıcı mekanik peelingler, yanı sıra sırttaki siyah noktaların temizliği yapılabilir. Yüz için ise fitik asit, glikolik asit, laktik asit peelingler ile yumuşak bir arınma yapılabilir, ancak lekeler varsa daha ileri peelingler uygulanabilir.

Cilt hastalıkları uzmanı tarafından, peeling sonrası arınmış ve temizlenmiş cilde reçete edilen ev bakım ürünleri ile bu etkinin uzun solukluluğu sağlanabilir. Bu ürünler arasında özellikle akşamları retinoik asit içerikli ürünler ve beraberinde leke önleyici ürünler, gündüzleri ise C vitamini içerikli ürünler ve güneş koruyucular olmazsa olmazlardır.

Sırada ise cildin dolaşımını düzenlemek ve

Yazının Devamı

Her makyaj cilde zararlı mı?

28 Eylül 2015

Makyaj, eski çağlardan beri insanların uyguladığı bir işlemdir. Milattan önce eski Mısırlılar döneminde çeşitli bitki ve kök boyaları ile gözler ve dudaklar boyanmakta idi. Bu işlemin kimi zaman otorite göstergesi, kimi zaman tanımlayıcı bir simge (Kızılderililerde kabilelere göre) veya kamuflaj (savaşlar sırasında) günümüzde ise daha güzel ve bakımlı görünmek için uygulandığı söylenebilir.

Günlük yaşam dışında sahne ve televizyon için kullanılan makyaj, kozmetik dünyasının da vazgeçilmezlerinden olmuştur. Cildin makyaj ile ilişkisinde makyaj malzemelerinin seçimi, uygulama sıklığı ve ciltten temizlenmesi belirleyicidir. Şayet uygun bir seçim yapmadıysak cildimizde kuruluktan egzamaya veya isilik benzeri döküntüden kozmetik akneye kadar değişen istenmeyen sonuçlara yol açabilir.

Son yıllarda makyaj ürünlerinin içeriğinde kozmetik kremlerin etkilerine destek olabilecek şekilde düzenlemeler yapılmıştır. Bu şekilde üretilen mineral bazlı makyaj ürünlerinin amacı, cildi aynı zamanda tedavi etmektir. Bu ürünlerin içeriğindeki çinko oksit gibi mineraller ciltteki bazı sivilce türlerini iyileştirme özelliğine sahiptir. Ayrıca bu ürünlerin çoğu güneş koruma faktörü de içermektedir.

Yazının Devamı

Stres sadece hayatımızı değil, cildimizi de karartıyor

15 Eylül 2015

Stres altındaki insanların ciltlerinin lekelenmeye daha yatkın olduğunu biliyor muydunuz? Stres cildimizin bağışıklık sisteminin zayıflamasına ve böylece pek çok cilt sorununa yol açar.

Ayrıca son zamanlarda 30-45 yaş arasındaki her iki kadından birinde görülen Hashimoto tiroiditi isimli
hastalık ile ciltte hem kuruluk hem de akneler birlikte görülebilirken, bazen de melasma isimli hormonal lekeler de gözlenebilmektedir. Hashimoto tiroiditi hastalığındaki bu artış belki de 30-45 yaş grubunun daha çok çalışan ve giderek sorumluluğu artan (evlilik, annelik, iş, şehir hayatı) kadınları seçmesi ile de açıklanabilir.

Stres hayatımızın her anında yanımızda artık. Belki de onunla mücadele ederken stresin vücudumuza neler yapabileceğini bilerek önlemler de almak yerinde olacaktır. Stres akut veya kronik bir sorun olarak vücutta da benzer şekilde ya kısa süreli sorunlara yol açmaktadır, ya da uzun vadeli problemleri ardı sıra getirmektedir. Psikolojik bir sorun cilt sağlığı üzerinde doğrudan hastalıkların tetikçisi olmuştur. Sadece cilt değil endokrin hastalıklar içinde konusu sürekli geçmektedir. Stresten “asabi ekzema olmuş, ya da üzüntüden şeker hastası veya kanser olmuş”

Yazının Devamı

Yerçekimine Meydan Okuyun

22 Temmuz 2015

Cildimiz temelde hücresel döngünün hızıyla doğru orantılı olarak yaşlanır. Gerçek şu ki doğduğumuz zaman cildimiz yaşlanmaya başlar. Bir yaşında bile bir yıllık güneş görmüşlük, çevresel hasarlara maruziyet, beslenme ve uyku düzenine uyum çabası söz konusudur. Cildimiz elbette kendini yeniler, ancak bu yenilenme hızı 25-30 yaşlarından itibaren azalmaya başlar ve yaşlılık belirtileri görülür.

Yüzümüzün üst bölgesi mimik kaslarının kullanımıyla doğru orantılı olarak yaşlanır.

Hangi yaşta olursak olalım göz çevresinde veya alında ya da kaş arasında kırışıklıklarımız olabilir. Ancak bu çizgiler yaş ilerledikçe yerleşmeye ve derinleşmeye başlar. Bu nedenle bu kırışıklıkların olmasını mimiklerimizi kontrol ederek veya botulinum toksin yaptırarak engellemeye çalışmak doğru bir yaklaşımdır.

Yüzümüzün orta bölgesi doku çökmesi ve yumuşamasıyla ilişkili olarak yaşlanmaktadır. Bu bölgede bağdokusunun sıkılığını belirleyen ana madde hyaluronik asit içerikli jölemsi sıvı ve yağ dokumuzdur. Bu kayıpları azaltmak için fazla değişken bir kilo durumunun olmaması gerekir. Kaldı ki

kadınların aylık periodları veya hamilelik dönemleri, daha sonra da premenapoz ve menapoz, bu kayıpların en fazla yaşandığı

Yazının Devamı

Kadınlar En Çok Nasıl Gençleşmek İstiyor?

6 Temmuz 2015

Kadınlar kesinlikle kendi tipinin değişmemesi şartıyla gençleşmek istiyor. Onun güzellik anlayışı aslında benim felsefemle de uyuşuyor. Yani kadınlar gençleşirken kendisi gibi görünmek istiyor ve daha çok yüz ovalindeki sarkmalarla ilgileniyor. Otuz beş yaş üstünde yüz ovalinde yumuşama, sarkma ya da burunla yanak arasında kendisini yorgun gösteren bir çöküntünün başladığını söylüyor. Bazen de gözlerinin altında çukurlaşmaların ortaya çıkmasıyla bize başvuruyor.

Dolayısıyla yüzünde yapılmasını istediği alanlar; genellikle kendisini daha yorgun gösterdiğini düşündüğü sarkmalar ve çöküntülerdir. Bunlara ait değişiklik talepleri oluyor. Her Türk kadının vücudundaki değişiklik talebi ise; daha az basenli, daha kalkık bir kalça ve bacak içlerindeki sarkmaların ve yumuşamaların giderilmesi, sıkılaştırılmasıdır. Yine Türk kadınının en önemli problemlerinden biri, bacaklarındaki selülitli görünümdür.

Biz bunlara nasıl yaklaşıyoruz? Yüzdeki değişiklikleri ortaya koyarken sarkmaya, yorgun ifadeyi gidermeye ya da bir doku boşalması varsa ona yönelik tedaviler uyguluyoruz. Yorgun ifadeyi doku boşalması ile düzeltmek için, yüzdeki çukurlukların derinliğine ve sarkmanın oranına göre kök

Yazının Devamı

Tırnaklarımızın Sağlığına Ne Kadar Dikkat Ediyoruz?

23 Haziran 2015

Tırnaklar saç ve cilt gibi aynı kök hücreden üretilir. Daha sonra hücreler farklılaşarak ilgili bölümleri oluşturur. Mucizevi bir kodlama sonrası mükemmel bir disiplinle tüm hücrelerimiz bir araya gelerek organlarımızı oluşturur. Tırnaklar kemik ve kıkırdaktan sonra vücudumuzda en sert olan yapılarımızdır.

Beslenmeleri parmakların tırnak diplerinde bulunan, cilt altında “tırnak matriksi” denilen bölümden

olmaktadır. Bu alana zengin bir damarın uç bölgesi olarak da bakılabilir. Tırnak matriksinin bütünlüğü bozulacak olursa (örneğin parmağın kapıya sıkışması veya manikür-pedikür sırasında bu bölgenin zedelenmesi gibi) tırnağımız aylarca, bazen yıllarca bozuk şekilli olarak uzayacak veya uzayamayıp cilde yapışık kalacaktır.

Tırnaklar saç ve cilt gibi cilt hastalıkları uzmanı tarafından rutin olarak değerlendirilmesi gereken bölümlerimizdir. Tırnaklara bakılarak demir eksikliği anemisinin, bazı saç ve cilt hastalıklarının tırnak tutulumu olanlarının, doğumsal bazı durumların, bazı otoimmun (vücudun kendi kendine saldırısıyla olan) hastalıkların, bazı romatizmal hastalıkların tanısı konulabilir. Tırnağın iyileşmesi hastalığa neden olan durumun tedavisiyle mümkündür. Tırnak üzerine sürülen

Yazının Devamı

D Vitaminini Güneşten mi Almalıyız Yoksa İlaçlardan mı?

16 Haziran 2015

Güneş elbette sağlıktır. Yüz, boyun, dekolte ve elleri koruyarak belirli sürelerle güneşlenmek vücut için gereklidir. Kısa süreli güneş koruyucusuz güneşlenmek fikrine kontrollü olmak kaydıyla katılıyorum.Ancak her seferinde en azından yukarıda saydığım bölgeleri koruyarak sağlık ve anti-aging açılarından da daha iyi.

D vitamini sadece UV (ultraviyole) güneş ışınları sayesinde deride sentezlendikten sonra karaciğer ve böbreklerde işlenerek vücutta ilgili organlara gönderilir. Üstelik D vitaminin en iyi şekilde üretilebilmesi için vücudun hafifçe pembeleşerek ısınması halinde olduğu bilinmektedir. Bu nedenle vücudun büyük bölümlerinin güneş koruyucusuz ve kontrollü olarak 10 - 15 dakika güneş görmesi gerekmektedir.

D vitamini eksikliği nelere yol açar?

Öncelikle kemiklerdeki ana mineral kalsiyumun, kemiğin yapısına katılmasında D vitamini önemli role sahiptir. D vitamini eksikliğinde kemik sağlığının, saç, tırnak sağlığının bozulması dışında cildin sağlığında özellikle savunmasında problemler görülebiliyor, bozulabiliyor. Öyle ki atopik dermatit sedef hastalığı gibi bazı özel cilt hastalıklarında alevlenmeler özellikle güneş görülmeyen ve D vitamini düzeylerinin en aza

Yazının Devamı