Bu bir ay bize, “siyasi senaryo” denen şeylerin çoğunun palavra olduğunu, olacağını öğretti.
Gerçeğe inanacaksınız, senaryo ya hayır.
Neler söylenmedi.
Kimlerin kimlerle gizli konuştuğu, anlaştığı mı anlatılmadı.
Kaç çeşit hükümet kuruldu.
Bunlar için inandırıcı deliller ileri sürüldü.
Yani, amiyane tabirle “yersen” yani yutarsan.
Hani Baykal Erdoğan’la görüştü ya, neler olacaktı?
Tamam, “Baykal Erdoğan’la anlaşmıştı, şimdi neticeyi seyredin bakın. Şunlar şunlar olacak.”
Ama söylenenlerin hiç biri olmadı.
Baykal Meclise başkan bile seçilemedi.
Hani Erdoğan’la anlaşma nerede?
Demek ki palavra imiş.
Yıllar sonra yeniden öğrendik.
Siyasi senaryoların adı üstünde, “senaryo” yani hikâye artık gerçek olur diye bunlara bakmayacağız. Politikacıların çoğuna da inanmayacağız...
***
Bu hafta sıra koalisyonda. Kim kimle hükümet kuracak. Kılıçdaroğlu, “yüzde 60’lık blok” dedi. “Bahçeli başbakan olsun” dedi tutmadı. Ne olacağını, hükümetin nasıl kurulacağı gerçeğini bu hafta herhalde göreceğiz.
İlk raundunsa galibi Tayyip Erdoğan.
AKP’nin adayını meclis başkanı seçtirdi.
4 aday vardı.
Ve muhalefet tuş oldu.
Oysa onlar bütün ileri sürdükleri sakıncalara rağmen isteseler bir adaylarını meclis başkanı yapabilirlerdi.
Bu Ekmeleddin İhsanoğlu olabilirdi.
Ama muhalefet görüşmeden, konuşmadan sona geldi ve Tayyip Erdoğan’ın adayı kazandı.
Aferin Bahçeli ve aferin Kılıçdaroğlu!..
Bahçeli meclis başkanı seçiminden sonra “Kimsenin aklına ihtiyacım yok” dedi.
CHP meclis başkanı adayı Baykal CNN’de yaptığı konuşmada ise Bahçeli’yi ağır bir dille suçladı.
***
Bahçeli son oylamada da MHP’nin İhsanoğlu’na oy vereceklerini Kılıçdaroğlu’na açıkça söyler yani ondan adayını geri çekmesini istiyebilirdi.
CHP’nin adayları Baykal’ı geri çekmeleri büyük ihtimaldi.
Çünkü İhsanoğlu cumhurbaşkanı seçiminde onları çatı adayı değil miydi?
O zaman İhsanoğlu muhalefetin oylarıyla meclis başkanı seçilebilirdi.
Yani muhalefet liderleri birbirleriyle adeta konuşma özürlü olduklarını gösterdiler, konuşmadılar.
Bakın bu özürlü olma durumu nelere sebep oldu.
AKP kazandı, muhalefet kaybetti.
Hem de muhalefet daha çok oya sahipken.
***
Demek ki muhalefetin bu tuş olmasında Bahçeli kadar Kılıçdaroğlu da suçlu olabilir.
O da son oylamadan önce Bahçeli’ye ben adayımızı geri çekiyorum hep beraber İhsanoğlu’nu destekleyelim diyebilirdi.
Demedi.
O da iktidara bilerek veya bilmeyerek dayanak oldu.
Böyle muhalefet dostlar başına. Bunu ben değil Erdoğan söylüyor, sayın.
***
İktidar kazandı, muhalefet kaybetti veya kazandı.
Bu tartışmayı bir yana bırakalım ve Türkiye’nin kazanmasını sağlayalım.
Etrafımız yanıyor, biz yanmayalım.
Bunu da sağlayacak olan bizim liderlerimiz.
Değil mi?
ANLAYANA SİVRİSİNEK SAZ...
- Ece Erken Çeşme’de, Serkan Uçan Reina’da teselli arıyor.
Böyle teselli dostlar başına.
- Üniversite sayısı 180 oldu.
Peki profesör sayısı kaç?
- “Vergi yükseldikçe kaçakçılık artıyor.”
Maliye Bakanı biliyor mu?
- İyi üniversite, iyi gelecek.
Nerede o?
- Kavga uzmanı.
Bizde çok var.
- İyi saz çalıp, iyi gözleme yapıyor.
Türkücü değil Demirtaş.
- Eş taşıma maratonunda erkekler hanımları taşıdı.
Bizde olsa tersi olur.