Önemli olan uzun yaşamak mı? Sağlıklı ve kaliteli yaşamak mı? Bana soracak olursanız insan sağlıklı olduğu, keyfini çıkarabildiği kadar yaşıyor hayatta.Sağlığın kıymetini bilenlerden ve sağlıkla hayatın keyfini çıkarmayı seçenlerdenseniz bu yazım tam size göre.
Sağlığına sağlık katmak isteyenler için altın değerinde 10 besin:
1) KETEN TOHUMU: Omega-3 yağ asidi, posa ve lignanın zengin kaynağıdır. Lignanlar hastalıklardan koruyucu bağışıklığı arttırıcı maddelerdir. Toz keten tohumunun günde 40 gram tüketildiği takdirde menopoz sıkıntılarını azaltacağı çalışmalarda gösterilmiştir. HDL kolesterolü arttırırken kabızlığın giderilmesinde ve meme kanserini önlemede önemli bir yeri vardır. Sebze yemekleri, yoğurt, salata veya çorbaya eklenerek tüketilebilir.
2) YOĞURT: Bağırsaklarda zararlı bakterilerin üremesini önleyerek bağırsakların düzenli bir şekilde çalışmasını sağlar. Vücuttaki total kolesterol miktarını ve LDL-kolesterolü azaltır. Antibiyotik kullanan kişiler, yararlı bakterileri ilacın zararlı etkisinden korumak için probiyotik kaynağı yoğurdu tüketmelidir. Laktoz intoleransı olan ve bağırsaklarında gaz problemi yaşayan kişiler sütü tüketemedikleri için yoğurdu tercih edebilirler.
3)
Havaların soğumasıyla beraber bitki çaylarına olan ilgi artıyor. Artık ‘Ne içersiniz?’ sorusunun cevabı yavaş yavaş ‘Bitki çayınız ne var?’ oluyor. Ve çeşitli bitki çayları tüketiliyor. Çoğu zaman içilen çay ya tadına bakılarak seçiliyor ya da var olduğu için içiliyor. Bitki çaylarını içerken hem ısınmak hem de zayıflamak istiyorsanız bundan sonra seçimlerinizi aşağıdaki bitki çaylarından yapmayı unutmayın.
Rooibos çayı ile açlığınızı daha kolay kontrol edin. Güney Afrika'daki kızıl çalı bitkisinin yapraklarından elde edilen bir çaydır. Aspalathin güçlü flavonoidi ile açlık ve yağ depolanmasının nedeni olan stres hormonlarının seviyelerini düşürerek daha az yağ depolanmasını sağlar.
Oolong çayı ile daha rahat kilo verin. Yeşil çay ve beyaz çayın ara formu bir çay olan oolong çayı metabolizmanızı hızlandırarak kilo vermenize yardımcı olur. Aynı zamanda yağ metabolizmanıza da yardımcı olmaktadır. Chinese Journal of Intergrative Medicine'da yayımlanan bir araştırmaya göre 6 hafta boyunca oolong çayı tüketen kişilerin 3 kilo kaybettiği gözlemlenmiştir.
Yeşil çay ile metabolizmanızı hızlandırın. 12 haftalık bir çalışmanın sonuçlarına göre günde 4-5 fincan yeşil çay tüketme alışkanlığına
Okullar açıldı. Yeni eğitim-öğretim dönemi başladı. Siz de çocuğunuzun okul başarısını arttırmanın yollarını aramaya başladıysanız çocuğunuzun beslenmesine ekleyeceğiniz bazı besinler ile çocuğunuzun daha zinde, enerjik ve başarılı olmasını sağlayabilirsiniz.
Balık tüketmesine özen gösterin
Protein ve faydalı yağ içeriği yüksek bir besindir. Çocukların büyüme ve gelişmeleri içinse protein elzem bir besin ögesidir. Aynı zamanda balık EPA ve DHA dediğimiz omega-3 yağ asitlerini içermektedir. Vücut bu yağ asitlerini üretememektedir. Özellikle çocuğun beyin gelişimi ve derslerini daha iyi anlaması için çok etkili bir yağ asididir. Fakat bu nokta da bir diğer önemli konu ise balığın pişirilme yöntemidir. Balık kızartılmamalıdır. Çünkü kızartıldığı zaman balığın faydalı yağ asitlerinin oranı ve vücudun bu yağ asitlerinden faydalanabilme kabiliyeti azalmaktadır. Bu nedenle kızartmadan çocuğa sevdiği şekillerde hazırlanarak yedirilmelidir.
Yumurtaya alternatif üretin
Yumurtanın proteini örnek proteindir. Yani vücudun kullanabilme kapasitesi oldukça yüksektir. Bu özelliği ise çocukların büyüme, gelişme ve beyin gelişimi için oldukça önemlidir. Özellikle içeriğindeki lesitin maddesi çocukların
Bayram denildiğinde akıllara yemeklerle donatılmış sofralar geliyor. Bir de bayram kurban bayramı olunca sofralarda etin çoğunlukta olması kaçınılmaz oluyor.
Et tüketiminin artması, sebze ve kurubaklagil gibi yemeklere fazla yer verilmemesi ise kabızlık gibi sağlık sorunlarına neden olabiliyor. Çünkü et proteinden zenginken bağırsaklarımızın düzgün çalışabilmesi için ihtiyaç duydukları liften fakirdir.
Bu nedenle kurban bayramında kabızlıktan korunmak için bunlara dikkat etmelisiniz.
Et yemeklerinizin yanında salataya yer verin
Etlerin lif oranı oldukça düşüktür bu nedenle yemeklerinizin yanında mutlaka salata tercih etmelisiniz. Salata tüketimi sadece lif değil birçok vitamin ve mineral gereksinmenizi de sağlamanıza yardımcı olacaktır. Aynı zamanda demir eksikliği yaşayan kişiler et yemeklerinin yanında salata tüketerek ette bulunan demir mineralinin vücutlarındaki emilimini de arttırmış olacaktır. Salataya limon eklemek ise limonun içerisindeki C vitamini ile bu etkiyi arttıracaktır.
Etlerinizi sebzeli pişirin
Azalan sebze tüketiminizi arttırmak için yemeklerinizi sebzeli pişirmeyi deneyin. Et sote değil sebzeli et sote yapın. Izgara yapıyorsanız etlerinizin yanında
Doğumdan sonra şüphesiz her annenin aklına takılan en önemli sorulardan biri gebelik kilolarının nasıl gideceği ve emziklilik döneminde diyet yapıp yapamayacağıdır. Emziklilik dönemi bebeğin büyüme ve gelişmesi için çok önemlidir. Çünkü anne sütü bebeğin ilk 6 ay boyunca alması gereken tek ve en önemli besindir.
Bu dönemde diyet yapılıp yapılmaması içinse diyetin kelime anlamının doğru anlaşılması çok önemlidir. Diyet bilinenin aksine zayıflamak için yapılan bir eylem değil beslenme düzeni demektir. Anne bu dönemde beslenmesine çok dikkat etmeli yeterli ve dengeli beslenmelidir. Diyeti aç kalmak ya da zayıflama diyeti olarak görmemeli yaşam şekli haline getirmeli doğru olan besinleri doğru miktarlarda doğru zamanlarda tüketerek beslenme planını oluşturmalıdır. Kendisinin ve bebeğinin ihtiyaçlarını karşılarken sütün miktarını ve kalitesini arttıracak şekilde emziklilik dönemi diyeti uygulamalıdır.
Sütünüzü Arttırmak İçin Bunlara Dikkat Edin.
Anne sütünü arttıran en önemli besin sudur. Bu nedenle yeterli miktarda su içmeye dikkat edilmelidir. Havuç içeriğindeki fitoöstrojenlerle, yulaf oksitosin salınımını arttırarak, susam östrojen hormonuna benzer etki göstererek, yağlı tohumlar ise
Ramazan ayı boyunca değişen öğün sayıları ve beslenme düzeni kişilerde farklı etkilere neden olmaktadır. Ramazanda doğru beslenme programı uygulamayan kişilerde karşılaştığımız başlıca sorunlar metabolizmanın yavaşlaması, bütün gün zaten aç kalıyorum düşüncesinin beraberinde getirdiği fazla yemek yeme eğilimidir. Bu iki ana neden ramazan ayının sancılı geçmesine neden olurken ramazan sonrası beslenme ile forma girmenin ilk adımları ramazan bayramında normal vücut dengesine doğru geçiş yapabilmekten geçmektedir.
İşte ramazan sonrası forma girmenin 5 püf noktası
Öğün sayıları normale getirilmeli
Ramazanda iftar, sahur ve iftar ile sahur arasına düşen öğün sayısı bayramla beraber artış gösteriyor. Öğün sayıları ve içerikleri ılımlı bir şekilde arttırılmalıdır. Güne mutlaka kahvaltı ile başlanmalıdır. Fakat bayram kahvaltısı çok yoğun bir kahvaltı olmamalıdır. Olabildiğince hamur işinden, yağdan ve bol şekerden kaçınılmalıdır. Kahvaltıdan sonraki öğün içerikleri ise kişilerin ihtiyaçlarına göre planlanmalıdır. Ara öğünler beslenme programına tekrar eklenmelidir. Bu sayede metabolizma tekrar hareketlenecektir. Önemli olan nokta ara öğünlerin zamanları ve içeriklerinin kişiye özel
Maneviyatı ile ruhumuzu beslediğimiz, nefsimizi eğittiğimiz 11 ayın sultanı ramazan geldi. Bu yıl yaklaşık 16 saat oruç tutulacak. Çoğu kişi ise zamanın uzun olmasından dolayı bazı çekinceler ve rahatsızlıklar yaşıyor. En çok yaşanan sorunların başında ise hipoglisemi, migren ve sosyal ilişkileri etkileyen ağız kokusu geliyor.
Siz de bu sorunları yaşıyorsanız işte dikkat etmeniz gereken püf noktalar:
Sahur ile hipoglisemiyi önleyin: Sahur kişilerin genelde bir bardak su ile geçiştirdiği veya tamamen atladığı bir öğündür. Böyle bir durumda ertesi gün aç kalınan zaman dilimi uzamaktadır. Bu durum ise ertesi gün kişinin enerjisinin düşmesine, günü çok zor geçirmesine neden olmaktadır. Sahurun atlanmaması bu nedenle oldukça önemlidir. Özellikle sahurda tüketilecek besinler doğru seçilmelidir. Gün boyunca kan şekeri dengesini sağlayacak besinlere yer verilmelidir. Bu besinler protein içeriği yüksek süt, yoğurt, peynir, yumurta olabilir. Aynı zamanda sahurda tüketilecek tahıl ürünleri tam tahıllı olmalıdır. Tam tahıllı ürünlerin glisemik indeks değeri düşüktür. Bu nedenle gün boyunca kan şekerindeki dalgalanmaları engelleyerek iştahı kontrol eder. (Öneriler doktorları tarafından oruç