İzmir’in kızları bir elinde de cımbızları
Dişidir, anadır, efedir gidinin tatlı huysuzları
Çıktılar mıydı ipek çoraplarla kordon boyuna
Savaşta da, aşkta da esaslıdır kadın duruşları
Hiçbir topuk tıkırtısı bu kadar
Davetkar çalamaz
Ayıptır söylemesi laf aramızda
Sevişe sevişe de ölür,
Dövüşe dövüşe de icabında...
İzmir’in kızları çırasını yakar adamın...
Daha çok uzun Sezen Aksu’nun İzmir’in kadınlarına dair şiiri. Öyle güzel ki... Her satırını böbürlene böbürlene evet “İşte buyuz” diye diye okutur.
Ama kadına şiddet öyle bir hal aldı; bu kentin bile kadınlarının bir kısmı elleri ayakları ekonomik sıkıntılarla bağlı, hayat girdabının içinde boğuluyor.
* * *
Çağ değişiyor, eğitim oranı yükseliyor, geçmişe göre kadınlar kendi ayakları üzerinde durabiliyor. Ama nafile.
Sonuç değişmiyor...
Kadına şiddet azalacağına artıyor. Bu ülkede her gün 3 kadın yaşadığı şiddetle hayatını kaybetmeye başladı. Üstelik şiddet sanıldığının aksine doğuda artmıyor, örneğin Marmara Bölgesi bu konuda birinci sırada... İzmir’de kadına yönelik şiddetin ne kadar arttığına yönelik Devlet ve Emniyet makamları nedense bilgileri sır gibi saklarken, İzmir Büyükşehir Belediyesi Kadın Danışma Merkezi ve Sığınma Evi’ne talep her geçen gün artıyor...
* * *
İzmir’de iki önemli sığınma merkezi var. Biri İzmir Büyükşehir Belediyesi diğeri SHÇEK’in. Ayrıca Karşıyaka ve Aliağa Belediyesi’ne ait sığınma evleri bulunuyor ki, onların kapasiteleri yok denecek kadar az. Bu konuda en iyi çalışmayı İzmir Büyükşehir Belediyesi yapıyor.
Büyükşehir’in kadın sığınma evi ile Kadın Danışma Merkezi kadınlara hizmet veriyor.
Kültürpark’taki kadın danışma merkezine, psikolojik destek isteyen, ne yapacağını bilemeyen ve özellikle şiddet gören kadınlar başvurabilir.
Ancak onlarda da kapasite çok az..
Örnek dediğimiz; Büyükşehir Belediyesi’nin Sığınma Evi’nde dahi günde 15 kadın, 10 cocukla kalabiliyor. 2009 Ocak ayında açılan sığınma evinde iki yılda 215 kadın, 135 çocukla kaldı. Yetkililer özellikle son altı ayda başvuruların hızla arttığını belirtiyor. Yetişmekte zorlanıyorlar.
Kadın Danışma Merkezi sorumlusu Avukat Pelin Erda, şiddet gören kadınların sanıldığı gibi göçle gelen ailelere mensup olmadığını, en çok şikayetleri Konak, Buca, Karabağlar gibi semtlerden aldıklarını söylüyor.
* * *
30 ilçe belediyemiz var, ikisini çıkardık. Geriye kalan 28 ilçe belediyesi ne yapıyor ?
Üstelik yasayla görevleri olmasına karşın onlar ellerini neden ateşe uzatmıyorlar.
Neden, tek yanan, şiddet gören kadınlar oluyor ?..
* * *
İzmir Barosu Başkanı Sema Pekdaş da şiddet gören kadınların Baro’ya başvurarak “Adli Yardım Hizmeti” alabileceklerini söylüyor.
Pekdaş’la Devlete bağlı sığınma evlerindeki kadınlar ile İzmir’de şiddet nedeniyle Emniyet’e başvuran kadınlarımıza yönelik detaylı çalışmalar yapmak üzere anlaştık. Kadın dernekleri de “Şiddete Karşı İzmir Kadın Koordinasyonu” oluşturdu. Onlar da şimdi büyük mücadelelere hazırlanıyor. Elbette kadın sığınma evleri tek çözüm değil ama ilk aşamada ‘büyük güvence’ Ve asıl soru şu; İşsizlikle boğuşan bu ülkede, şiddetten kaçan kadınların ayakta kalmaları nasıl sağlanacak ?
Sadece polisiye ya da hukuksal tedbirler yetmiyor. Bir yasal düzenlemeyle bu kadınlarımızın ekonomik güvenceye kavuşmalarının yolu açılmalı. Yoksa gerisi çoğu zaman laf-ı güzaf oluyor..
Gözümüzün önünde şiddet gören kadınların fotoğrafları, onlar da zamanla silinip gidiyor.
Şiddet, artık bu ülkenin efe yürekli kadınlarına kadar gelip dayanıyor...
Özay Şendir
Öğretmenlik ve sosyal statü
24 Kasım 2024
Didem Özel Tümer
Dışişleri Bakanı Hakan Fidan’dan ABD’ye YPG mesajı: Sineye çekmeyeceğiz
24 Kasım 2024
Abbas Güçlü
Öğretmenler neden mutsuz?
24 Kasım 2024
Zeynep Aktaş
Her şey faizlere kilitlendi
24 Kasım 2024
Ali Eyüboğlu
Aşkın Nur Yengi: ‘‘Rekabet derdimiz yoktu’’
24 Kasım 2024