İZMİR, nihayet uzun yıllardan sonra özlenen ileri teknoloji yatırımlarına kavuşacak dedik. Urla’da Yüksek Teknoloji Enstitüsü’nün arazisinde, “Silikon vadisi -teknopark” kurulacak diye sevindik.
Diledik ki İzmir, bu yatırımlarla tersine beyin göçü sağlayabilsin, diğer kentlerle arasında yüksek teknoloji farkı yaratabilsin.
Biz diledikçe sorun çıktı, soru işaretleri oluştu. Sonuçta, teknoparkı kurmak için başvuran Fransız CICOM firmasıyla iki yıldan bu yana yaşanan ilişkilerde, firmanın “Yap-işlet- devret” formülüne olumlu sonuçlar alınmaya başlanması kenti heyecanlandırdı. CICOM teklifini değiştirdi, üniversite sıcak yaklaştı ve bir yola doğru girildi.
* * *
Zor girilen yolda bu kez daha gelişmeler hız bile kazanılmadan yine yeni bir viraj çıktı.
CİCOM firması 10 milyon dolar sermayeli bir şirket kuracak bunun da 2,5 milyon dolarını Ege Genç İşadamları (EGİAD) aracılığı ile İzmirli işadamları oluşturacaktı.
EGİAD Başkanı Cemal Elmasoğlu ile bir süre önce görüşmüş ve yazmıştım. Önce genç üyelerinden para istediğini ama paranın çocuklarda değil, babalarda olduğunu görünce rotayı değiştirdiğini anlatmıştı Elmasoğlu.
İzmirliler ise yakın geçmişe kadar daha net olmayan Fransızlarla teknopark şirketine hayli tedirgin bakıyordu. Son anlaşmalar yolunda gittiği takdirde şirketin yüzde 75 CICOM yüzde 25 İzmirliler tarafından kurulması kesinleşti ve kent de bu şirkete ilgi duymaya başladı.
Ancak işte tam buraya Vadofone reklamlarındaki Hakkı Devrim nidası almak lazım...
“Taaa ki...” İzmirlilere ayrılan payın CICOM tarafından İsviçreli bir gruba satıldığı söylentilerine kadar. Söylentilere göre, CICOM İzmirliler’den para çıkacağından umudu kesmiş, şirketin yüzde 25’ini İsviçrelilere satmıştı.
Henüz bu konuda netlik yok. CICOM da sır vermiyor. Zaten kurulmamış şirketin yüzde 25’ini satmak nasıl kanıtlanır ?
* * *
Ancak olayda başka bir soru işareti var. Fransız şirket CICOM mail yoluyla gönderdiği “yap işlet devret formülüne varım” yanıtını, 30 Ekim tarihinden bu yana aradan bir ay geçmesine rağmen ıslak imza ile göndermedi.
Üniversite bunun üzerine Fransız şirkete bir uyarıda bulundu. “Islak imzanız gelmediği için size yanıt veremiyoruz” denildi.
Bu gelişme gelinen aşamaları zora sokar mı ?
Rektör Prof. Zafer İlken, “Bizim için şirketin yeni ortağı İsviçreliler olmuş fark etmez, zaten muhatabımız Fransızlardı” diyor.
Yine de ortada bir tuhaflık daha var; CICOM yüzde 25’lik hisseye karşı 2,5 milyon doları İzmirlilerden alacaktı. Çünkü sözleşme imzalanmasının ardından ilk dokuz ayda üniversiteye 2,5 milyon euro yatırılması gerekiyor.
İhtimal 1: Fransızlar bu parayı İzmirliler’in toplayacağından ümidi gerçekten kesmiş olabilir. Peşin parayı sağlamak için İsviçreliler seçilmiş olabilir.
İhtimal 2: İşi ağırdan alan İzmir ve EGİAD çevresine çabuk olun uyarısı için zavallı İsviçreliler kullanılıyor olabilir.
Ancak asıl soru işareti şu; yaklaşık 5 milyar dolar ve Bill Gates’i getirecek hayalleriyle beklediğimiz Fransız şirket CICOM 2,5 milyon doları verebilecek durumda değil mi?
Kuruluş sermayesi topu topu 50 bin euro olan şirket, binalardan önce parselleri satarak para kazanmayı mı düşünüyor? Yurtdışındaki teknopark örneklerini de hep çayın taşı, çayın kuşu formülüyle mi oluşturdu?
Velhasıl İzmir şanssız memleket. Kırk yılda bir, milyar dolarlık yatırım gelecek, onun da her aşaması mübarek, doğum sancısı çektiriyor.