Türkiye’nin yurtdışında önemli müteahhitlik çalışmalarını gerçekleştiren FEKA nedense, Ankara firması izlenimi bırakmıştı bende.
Bazen havaalanlarına, bazen nükleer tesislerinin yapımına imza atıyordu.
Geçenlerde bir ara İzmir’den ihracat ödülü aldığında dikkatimi çekti. Gerçekleştirdiği işler, odaların ihracat kalemleri kapsamında görünmezken onlar ihracat ödülü alıyordu.
Uzun sürmedi, FEKA’nın Yönetim Kurulu Başkanı Kadir Ferahlı’yla bir araya geldik.
Kadir Hoca, ODTÜ’de öğretim görevlisiyken istifa edip işdünyasına atılarak başladığı macerasını anlattı.
ODTÜ İnşaat Fakültesi’nde asistanlıktan ayrılan Ferahlı, önce köprü mühendisliği yapıyor, ardından ‘yurtdışı deneyimini ilk orada edindim’ dediği Suudi Arabistan’a gidiyor ve 1985 yılında Türkiye’ye dönüyor.
Ki macera bugün Libya, Katar, Dubai’de büroları olan bir şirkete dönüştü.
Amerikan ve İngiliz hükümetlerine bağlı müteahhitlik hizmetlerini de alınca Kadir Hoca oldukça hızlı yol almış.
1985’te kurulan ve ilk olarak Egekent projelerinin taahhütlerini gerçekleştiren FEKA, 2010 yılında 147 milyon TL’lik ciroya ulaştı. Ferahlı’nın 1998’de satın aldığı, elektrik pano malzemeleri üreten Klemsan firması da benzer rakamlara ulaşınca, eski ODTÜ hocası bugün yaklaşık 250 milyon TL’lik bir ciroyu başarıyla yönetiyor. FEKA ayrıca ODTÜ’nün İzmir şubesi gibi. Yönetim ve mühendis kadrolarının çoğu ODTÜ’lülerden oluşuyor.
Ege’nin tek yurtdışı taahhüt müteahhitlik firması, FEKA’yı kuran Ferahlı’yla öncelikle son aylarda ayaklanmalarla, darbelerle karışan Ortadoğu ve Libya’yı konuştuk.
Ne zaman yurtdışına açılmaya başladınız?
Egekent projelerinin ardından yurtiçinde inşaat işlerine, 2000’li yıllardan itibaren ise yurtdışı işler almaya başladık. Afrika, Rusya, Katar, Mısır, Afganistan, Libya’da havaalanı, yollar, askeri hastane, nükleer tesisler gibi işler yaptık, yapıyoruz.
Yurtdışında kamu kurumları ile mi çalışıyorsunuz?
Nato ile Amerikan ve İngiltere ordusuna askeri tesisler yapıyoruz. Halen en kapsamlı işimiz Afganistan’da sürüyor.Ayrıca doğrudan Hükümetlerden de iş alıyoruz.
Çalıştığınız ülkelerin çoğu son birkaç ayda çok karıştı, panik yaşadınız mı?
Aslında biz paniği daha çok 2008’de global krizde yaşadık. Dünyanın sayılı, büyük kuruluşlarının paralarını ödeyemedikleri, geciktirdikleri oldu. Açıkçası şimdi bu yaşadıklarımız bizi ürkütmüyor.
Ayrıca ekonomide o kadar kriz yaşadık ki, bunlara geçici gözüyle bakıyoruz. Mısır gibi bazı ülkelerde işlerimiz kısa süre kesilse de sonrasında devam etmeye başladı. Sadece Libya’da işleri durdurduk.
“Libya’nın durumu diğerlerinden farklı”
Libya’nın bu kadar karışmasını bekliyor muydunuz?
Hayır bu hale geleceğine dair bir sinyal yoktu. Libya bizim için diğer ülkelerden farklı oldu.
Tüm çalışmalarınızı durdurdunuz mu?
Evet. El Fattah Üniversitesi matematik fakültesi ile altyapı hizmetleri ve nükleer depolar inşa ediyor, Amerikalılar’a askeri tesisler yapıyorduk. Şu anda hepsi durdu.
Kaç çalışanınız vardı, kaç kişiyi tahliye ettiniz?
En son Libya’da 1000 çalışanımız vardı. Son iki haftada 297 kişi tahliye ettik. Ayrıca ülkeden ayrılmak isteyen Mali, Nijer, Mısırlıların da tahliyesine yardımcı olduk. Şantiyelerimizde sadece 24 kişi kaldı.
Çalışanlarınızı genellikle Türkiye’den mi getiriyor sunuz?
Mühendis ve teknisyen kadromuz Türkiye’den gidiyor. Ayrıca çalışma şeklimizde işçilerin yaklaşık yüzde 30’unu Türkiye’den götürüyoruz.
Libya sizi zarara uğratmadı mı?
Uğrattı elbette. Ama biz büyük kuruluşlar ve kamu otoriteleri ile çalıştığımız için bir süre sonra herşeyin düzeleceği gözüyle bakıyoruz.
Libya farklı dediniz, neden?
Libya’nın Tunus, Mısır, Cezayir’den farkı, muhatap bulunmaması. Bana göre Libya’da yeni bir otorite kurulması lazım. Ortada ne yeni, ne eski otorite var. Yeni otorite Türk Hükümeti ile müzakere kurmalı.
Ne zaman başlarsınız çalışmalarınıza tahmininiz var mı?
Diğer ülkelerde çalışmalarımızı sürdürüyoruz ama Libya’yı şu anda kestirmek çok zor. Bir an önce Hükümet’in durumunun netleşmesini istiyoruz.
“Şantiyelere mal gönderirken ihracat ödülü aldık, şaşırdım”
FEKA olarak ihracat ödülü almalarını hem şaşkınlık hem de biraz üzüntüyle karşılamış Kadir Ferahlı. “Yurtdışındaki şantiyelerimize Türkiye’den yiyecek, mobilya, inşaat malzemeleri gönderirken ihracatçı ödülü aldık. Oysa bu bizim ülkeye kazandırdıklarımızın yanında küçük bir rakam. İzmir’in, Ege’nin rakamlarının çok daha büyük olmasını arzu ederim” diyor.
İzmir’de turizm yatırımı zor
Ferahlı’nın ‘İnşaattan kazandığımızı Klemsan’ a yatırdık’ dediği, 1998’de satın aldığı Klemsan, elektrik panosu içindeki üniteleri, parçaları üretiyor. İzmir’deki fabrikanın yanı sıra Moskova’da da üretim merkezi bulunan Klemsan da FEKA’ya yakın, yaklaşık 120 milyon tl’lik ciroya ulaşmış. Ferahlı, yurtdışı inşaat sektöründen elde ettiği son zamanlardaki kazancını ise turizmde değerlendirmiş görünüyor. 2010’da yılında kurdukları TAMTUR şirketi ile Bodrum’da 5 yıldızlı Blumoon otelini satın alan Ferahlı bu alanda şehir otelciliği ile büyümek istiyor ve kendi deyimiyle “maalesef İzmir’i, turizm yatırımlarını çok geç amorte etmesi” nedeniyle düşünemiyor.