EXPO 2020’de ilk uyarı ve perde arkası

EMİNİM, “Daha EXPO 2020’ye İzmir’in adaylığı kesinleşmeden, bu neyin çatlağı?” diye soracaksınız.
Maalesef...
Burası İzmir...
2015 EXPO adaylığını uğraşlara rağmen kaybettik, şimdi yeni bir umut doğdu, daha ortada birşey yok. Peki bu neyin kavgası ?
* * *
Aslında İzmir Ticaret Odası Başkanı Ekrem Demirtaş’ın bir süredir, İzmir Kalkınma Ajansı’na yönelik rahatsızlık duyduğunu hissediyorduk.
Ajansın yabancı yatırımlara önderlik etmek gibi bir görevi varken, Başkan Demirtaş, Başbakanlığa bağlı Yatırım Destek Ofisi’nin İzmir’de büro açmasını önerdi.
Bu, İZKA’ya tokat atmak gibi birşeydi.
Ardından İZKA’nın düzenlediği, ulusal basından da temsilcilerin çağrıldığı geceye katılmadı.
Önceki gün Ticaret Odası Meclisi’nde, “EXPO 2020’nin çalışmaları İZKA öncülüğünde yapılacakmış, Ancak ayrışma yapmamaları lazım. Önde yürüyüp arkaya bakmazlarsa, bunun sonu iyi olmaz” şeklindeki sözleri de gösterdi ki, Başkan Demirtaş birşeylerden memnun değil.
* * *
Bize göre bunda, ajansın ilk kurulduğu süreçlerdeki bürokratik sıkıntıların etkisi kadar, kent adına yaptığı çıkışlarla ismini sık duyurmaya alışan Demirtaş’ın, kente dair ana kararların ajans bünyesinde alınmasına alışamamasının da etkisi var...
Ekrem Demirtaş, vizyoner birisi ve aynı zamanda sansasyonel, etki uyandıracak fikirleri seviyor. Bu fikirlerin de ilk ve öncelikli savunucusu olmak ister. Türkiye kalkınma ajansları modeline geçmeden önce İzmir’de Demirtaş’a daha uygun bir ortam vardı.
Ardından hükümet, DPT eliyle AB normlarında NUTS 2 yerelden kalkınma programına geçti. Türkiye 26 bölgeye ayrıldı. İlk iki ajanstan biri olarak olarak İzmir kuruldu. Hibe destek programları oluşturuldu, kentle bütünleşmeye başladı.
Yapısı itibarıyla kentin tüm dinamikleri kalkınma ajanslarının içinde yer aldı. Ana dinamikler ise yönetim kurulunu oluşturunca yönetimde herkese eşit oy hakkı oluştu. Geçmişte, kentin gelecek vizyonunu her kurum ayrı ayrı belirler, kimin sesi daha çok çıkıyorsa “vizyon sahibi o” görünürken, ajans tek ses yaratmaya çalıştı.
* * *
İZKA’nın ilk örnek olması, başlarda yapılan hatalar, kurumun başkanının belediye başkanı değil de valiler olması, bir takım boşluklar, her kurumun kendi projelerini gerçekleştirmek için ajansı fırsat gören sığ düşünceler başlarda sıkıntı oluyaratsa da, İzmir Kalkınma Ajansı, zehir gibi eğitim almış İzmirli gençlerle kısa zamanda beklenenden hızlı yol almaya başladı.
Şimdi eğrisiyle doğrusuyla bir masa etrafında buluşuldu, canla başla çalışan bir ekip yaratıldı.
Ajansın da, özellikle EXPO 2020’ye önderlik yaparken deneyimlere değer vermesi gerekiyor.
Ancak eskilerin üzerinden çok sular aktı.
Başkan Demirtaş İZKA’ya alışmalı, İZKA da deneyimleri ve vizyonuyla “bir ağabey”i kazanmanın yolunu bulmalı.
Evet, 2020 EXPO adaylığımız bile ortada yokken tartışma başlatabilecek dünya üzerindeki belki de tek kenttik...
Nitekim, onu da başardık...

BLOG
VİLDAN GÜNDOĞDU 2B arazileri için orman vasfını kaybetmiş deniyor, ormanı başka kullanım amaçları için işgal eden, ona vasfını kaybettiren kim? Peki bu yasayla ne yapılıyor? Pek çok canlının yaşam yeri olan, insanların nefes almasını sağlayan Orman habitatı,onu yok eden işgalcilere ödül olarak tepside sunuluyor. Bu durum bundan sonraki bu tip işgallerin artmasına neden olur ve bu zihniyetteki insanları teşvik eder,cesaretlendirir.Nasıl olsa af çıkar ve buraları bana verirler düşüncesini güçlü kılar.Bu anlamda çok dikkat edilmesi gerekir.Buraları çok iyi analizlenmeli, kimlere ne amaçla vereceğini devletin kurumları çok iyi tanımlamalı. Yanlış, yine yanlış kararlarla güçlendirilmemeli.