Dilek Gappi

Dilek Gappi

dilek.gappi@dogangazetecilik.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

ABD’den geldi, klima fabrikası için düğmeye bastı






EGE’DE bulunduğu sektörde, aynı zamanda okul olarak tanımlanan firmalar vardır.
Çok sayıda işçi, yönetici yetiştirirler. Üniversite öğrencilerinin staj yapmak için çaba harcadığı yerlerdir. Bu arada marka da sivrilir, büyür ancak zamanla fark edersiniz ki, içindeki yapı karışıktır.
Marka hızla büyürken, yönetimde huzursuzlukların, anlaşmazlıkların olduğu kulağınıza gelmeye başlar.
Termodinamik benim açımdan yaklaşık olarak böyle bir fotoğraf veren firmaydı. Son birkaç yıldır ortakların arasında huzursuzluklar yaşandığını duymuştum.
Üç ortaktan, önce iki ortak kaldı, geçtiğimiz yıl diğer ortaklar da ayrılınca firmaya son giren ortak, tek sahibi oldu. marka değerini tüm sarsıntılı süreçlere karşın iyi taşıyan Termodinamik bu olaylı ayrılışların ardından bir yılda gaza bastı. Satışlarını artırdı, ek yatırımlar yaptı, yıllık cirosunu 50 milyon liraya yükseltti.
Türk sanayisi ağırlıklı olarak aile şirketlerinden oluşurken, yaklaşık yirmi-otuz yıl önce sık duyduğumuz ortaklıklarla kurulan sanayi işletmelerine artık eskisi kadar rastlamıyoruz.
Belki geçmişteki yanlışlıklar, belki de karar almanın kolaylığı, yeni dönem yatırımcıları tek başına olmaya itiyor.
Mehmet Güran da bunu doğrulayarak, ortaklarıyla olduğu dönemden çok daha hızlı hareket edebildiğini söylüyor.
Güran, ticaret hayatının ilk 10 yılını Amerika’da geçirmiş bir girişimci. 2005’te Türkiye’ye geldikten sonra hala Türkiye’deki ticari kurallara alışamadığını söylüyor.
Güran, alışıldığın dışında bir yatırımcı portresi çiziyor, bir yandan da önemli yatırımların startını veriyor.
O nedenle ikisini de ayrı ayrı merak ediyor insan.

Termodinamik’e son ortak girdiniz şimdi tek sahibi oldunuz. Önce açıkça soralım, kimsiniz siz?
Diyarbakırlı bir aileden geliyorum. Birinci sınıftan itibaren çalışma hayatına başladım. İlkokulda yarım gün okula gittim, yarım gün mobilyacıda çıraklık yaptım. Üniversiteye kadar devam etti bu süreç. Dokuz Eylül Üniversitesi Makina Mühendisliği Bölümü’nü kazanınca hayatıma İzmir girdi. Üniversiteyi dördüncü olarak bitirdim.

Okurken Termodinamik’i gördünüz mü?
Hayır, sadece ismini sık duyardım. 1991 yılında üniversite biter bitmez, Amerika’da burs buldum. Yüksek lisanstan sonra bir Amerikan firmasında çalıştım, ardından değişik sektörlerde işler yaptık. Sermaye oluşturduk. Bu arada Termodinamik’in ortaklarından Mustafa Altınok’la tanıştık. Altınok, 2001 krizinde firma zorluk yaşayınca, “Yeter bu kadar kazandığın, gel bizim şirkete ortak ol” dedi. 48 saatte karar verdim ve firmanın yüzde 33’ünü aldım.


Firmayı görmeden mi?
Tatillerde geldiğimde gördüğüm kadarıyla biliyordum. Ortak olunca birkaç yılda elimdeki malvarlıklarını tasfiye ederek Türkiye’ye dönmeye karar verdim. 2005’te Türkiye’ye döndüm, 2006 da kurucu ortak ayrıldı, iki ortağa düştük.


Etkiniz hemen görülmüş.
Ben ticareti ABD’de öğrendim. Türkiye’de ticari yaşam Amerika’daki gibi değil. Hızlı karar alabilmek önemli. Bizde yatıyorsun kalkıyorsun kanunlar, uygulamalar, kurlar, her şey değişiyor. O yüzden temkinli olanlara da hak vermiyor değilim. Ancak doğru zamanda süratli karar almak zorundasın. Termodinamik’te de bölgesel değil, ulusal ataklar yapmak gerekiyordu. Yerinde saymak, gücünü zayıflatabilirdi. 2009 Mayıs sonunda diğer ortakla da ayrılınca hisseleri devaldım. Üç şirket ve büyük bir iş yükü sırtımda kaldı.



Tek kişilik yönetim kurulu

Yönetim kurulunu da tamamen değiştirdiniz mi?
Evet değişti, yönetim kurulu ben ve benden oluşuyor. Megolamanca görünse de öyle değil, çünkü çalışma arkadaşlarımla sürekli yakın istişare içindeyim, ekip anlayışıyla çalışırım. Ancak ortaklarla olan süreci yaşadıktan sonra tek başına yönetim kurulu daha cazip geliyor...


Yatırım Manisa’ya çünkü teşvik var
Düğmeye hızlı basmışsınız görünüyor...
Proses analizlerini yeniden yaptık. Atölye zihniyetinden fabrika zihniyetine geçtik. Kurduğumuz robot hattıyla ayda 800 ile 1000 kombi üretimi yapar hale geldik. Yoğuşmalı kazan üretimi için İtalyan bir şirketle joint venture anlaşmasına girdik. Isıtma sezonsal bir ürün gamını içeriyor. Nisan ayından ağustosa kadar ölü sezondasınız. Türkiye’de toplam kombi satışı 800 bin adetlerdeydi, krizden dolayı 500 bine düştü. Klima ise kriz dinlemedi. Ayrıca 600 civarında bayimiz, 250 servis noktası var, bunu da değerlendirmek gerekiyor. Hemen klima yatırımına karar verdik, Manisa’da yer bakıyoruz.
n Neden bulunduğunuz Kemalpaşa ya da İzmir değil de Manisa?
Manisa teşviklerde 3. bölge ve ciddi farklar var. Klima, ilk etapta 10 milyon Euro’luk yatırım olacak, ilk yıl 15 bin parça üretimden 50 bine kadar çıkacağız. O nedenle her teşvikten faydalanmak zorundayız.


Markalar değişiyor ama içleri hep aynı

Türkiye’de klima üreterek, dev firmalarla rekabette zorlanmayacak mısınız?
Pazar hızlı büyüyor, insanlar eğitim ve olanakları arttıkça konfor arıyorlar. Ayrıca açık olmak lazım. Sonuçta belli küçük parçaların burada üretimini yapacak olsak da kuracağımız tesis montaj hattı olacak. Sektörde bir numara kim, inanın onunla benim kullandığım parçalar aynı, hepimiz aynı yerden alıyoruz. Marka adları farklı da olsa içlerine bakın, kullanılan parçalar, kompenantlar aynı.



Anadolu’ya mal yetiştiremiyoruz

Kombi pazarı genel olarak krizden etkilenirken, Termodinamik “hafif” sallantının ardından şimdi talebi karşılamakta zorlanmaya başlamış. Dikkat çekici olan, doğu illerinde kombi talebinin tırmanması. En çok talebi doğu illerinden aldıklarını anlatan Güran, terörün bölgedeki ticareti etkilemediğine inanıyor:
“Batıdan daha çok ürünü doğuya satıyoruz. Yapı şartları değişti. Diyarbakır’da son yıllarda yapılan binaların neredeyse hepsi merkezi sistem. Kayseri’ye mal yetiştiremiyoruz. Elazığ ve Bayburt’ta kombide birinci sıradayız. Diyarbakır’da birinci sıradayız. Yüzyılın soğuğu geliyor denilince kazanda rekor kırdık.”


Termodinamik de Manisa yolcusu
Son iki yılda İzmir, fabrikalarının yakın illere taşınmasını adeta seyretmeye başladı.
Özellikle yanıbaşında birçok avantaj barındıran Manisa’ya taşınanların sayısı artıyor.
Başbakan Yardımcısı ve Devlet Bakanı Bülent Arınç’ın kenti Manisa’nın, son teşvik düzenlemesinde üçüncü derece il olması, yeni yatırımların ilk adresini bu kent yapıyor.
Teşviklerde üçüncü derece bölgede yer almak gümrük vergisi muafiyeti, KDV istisnası, vergi indirimi, yatırım yeri tahsisi, sigorta primi işveren hissesi desteği ve faiz desteğinden daha geniş kapsamda yararlanmayı getiriyor.
Manisa OSB’nin düzenli işletilmesi ve sanayiciye maliyet avantajı sağlaması, limana yakınlığı ve demiryolu ile limana nakliyeyi sağlayan BALO’nun (Batı Anadolu Lojistik Organizasyon) etkisi de Manisa’yı cazip kılıyor.
DYO, Schieneder Elektrik, Mccormik’in ardından Termodinamik de İzmir yerine Manisa’da büyümeye karar veren firmalardan oldu.
Manisa ayrıca son zamanlarda Tafe, İpek Kağıt, Endem gibi yatırımları da çekti.
Elbette, ‘yatırım ülkeye gelsin hangi şehire gelirse gelsin’ diyenlerdeniz.
Ancak “İzmir ileriye mi gidiyor, geriliyor mu?” diye kararsız olanlar bu gelişmeleri takip edebilir...
Ayrıca birçok ayrıntıya takılan, gerekli-gereksiz etkinliklere boğulan, kendi içindeki yatırımları kaybederken yabancı ülkelere giderek yatırım çekmeye çalışan oda ve borsalarımızın da bu gelişmeleri tek tek not almasında yarar var.