Hak edilen ödül

27 Nisan 2012

Genel olarak, sık rastladığım ve hoşlanmadığım tablolardan biri şudur; aynı camiadan insanların birbirine plaket ya da hediye vermeleri. Hele son zamanlarda herkes birbirine plaket veriyor.

Körler sağırlar, durmadan birbirini ağırlıyor. Bu genellemeyi hatırladım çünkü bazen, ender de olsa bunun istisnalar yaşanıyor. “Bu doğru, biri gerçekten takdir etmeliydi” diyorsunuz.

Önceki gün, Manisa’da yaşadığım duygu, buydu.

* * *

Manisa Ticaret ve Sanayi Odası, Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu’nu yılın girişimcisi seçti. Tanıyanlar bilir, MTSO Başkanı Bülent Koşmaz, başkan Hisarcıklıoğlu’nun kader arkadışıdır. Uzun yıllar TOBB yönetiminde birlikte çalışmışlar, Koşmaz’ın Manisa OSB’den olaylı ayrılma sürecinde Hisarcıklıoğlu hep arkasında durmuştur.

Bu kez Koşmaz, Hisarcıklıoğlu’na plaket verdi. Onları izlerken şöyle düşündüm. Bu doğru bir ‘onurlandırma’ oldu. Tespitim ise yılların tanıklığına dayanıyor.

* * *

Yazının Devamı

İzmir nihayet yüzünü denize dönüyor

22 Nisan 2012

Kimse kusura bakmamalı...

Ama bazen yapılan çalışmalar önce şu duyguyu oluşturuyor, “Bugüne kadar nerelerdeydiniz ?”

Tabii Büyükşehir Belediyesi’nin şöyle bir yanıtı da olabilir...

“Son zamanlarda operasyonlarda, müfettiş savunmalarında, davalardaydık.”

Haklı yanı var elbet, ama asıl mesele Büyükşehir Belediyesi’nin ortaya koyduğu ‘Körfez ve kıyıların yeniden tasarlanması’ projesinin etkileyiciliği değil yalnızca...

Büyükşehir Belediyesi ilk kez bu çalışmayla;, uzmanlarıyla, ilgili temsilcileri ile mimar, mühendis, tasarımcı, sanat ve kültür insanlarından 100 kişilik ekibe hazırlatılan bir proje ortaya koydu.

Belediye, “ben yaptım oldu, buyrun siz de yiyin” demedi.

Ya da son zamanlarda bazı kurumların yaptığı gibi, bir şirkete nasıl bir proje olmalı sen düşün diye milyon TL ödeyerek ihale etmedi. Gelin dedi, gelin ilgi ve bilgi sahibi insanlarla birlikte hazırlayalım.

Yazının Devamı

Sanatın önünde otopark duruyor!

17 Nisan 2012

Önceki gün, İzmir’in yoğun operasyonel ve siyasi gündemine birkaç saatliğine ara verdik. Herşeyi uzağa sürükleyip, sanatın keyifli sularında gezindik.
Bir bölümü ilk kez sergilenen, “Batılının Fırçasından Ege’nin Bu Yakası” adlı oryantalist ressamların gözalıcı eserlerini Arkas Sanat Merkezi’nde izlerken; ilgi alanı, branşı ne olursa olsun, bir gazeteci için en iyi soluk alma, yenilenme yollarından birinin sanat olduğunu düşünerek gezdim salonları...
150 yıl öncesinin esintilerini taşıyan eserleri izlerken, tablolardaki dehşetengiz gerçekçi yüz ifadelerine dalıp giderken, zamanın sonsuz büyüleyiciliğine kendini kaptırmak pek iyi geldi.
Benim kadar heyecanlılar arasında Arkas Sanat Merkezi’nin kurucusu Lucien Arkas da vardı. Gerçek bir sanatsever ve Türkiye’nin sayılı kolleksiyonerlerinden birinin heyecanıyla tabloları izlemek daha da keyifli hale geldi.
Ta ki...
Sorduğum bir soruya kadar. Sus işte...
Bırak. ‘Sayfalar ne oldu, haberler eksiksiz verildi mi, hangi yazıları nasıl yazacağım’ gibi sayrılardan kurtulmuşsun bir iki saatliğine..

Yazının Devamı

Sütteki iptal Pınar’a yaradı

15 Nisan 2012


Türkiye sütte dev bir kampanyaya hazırlanıyor. 7 milyon 200 bin öğrenciye okul sütü dağıtılacak. Projenin bir kısmı zorunluluktan kaynaklandı.
Yeniden zor duruma düşen besicinin, dört beş yıl öncesinde olduğu gibi elindeki hayvanı kesmemesi için fazla süt üretiminin değerlendirilmesi şarttı.
Süt üreticileri geçen sefer dertlerini tam anlatamadılar. Sanayiciler de o dönemde üreticiye fazla ödeme yapmamak için direnirken, besici dertleriyle baş başa kaldı ve süt hayvanlarını kesti.
Aradan dört yıl geçti. Acak artan maliyetler sektörü yeniden zorlamaya başladı. Bu kez sanayici üretimi düşürmenin de ya da besiciye düşük fiyatta direnmenin kendisi için de çare olmadığını biliyordu. O nedenle Ankara’yı fazla sütün değerlendirilmesi için ikna etmeye çalıştılar. Hükümet de bu arada bu kriz yeniden yükselirse, devamında et’e de yansıyacağını görüyordu. Ve süt sanayicileri beklediklerinden daha büyük destekle karşılaştılar. Süt sanayicileri memnun kalsa da Gelelim ihaleye....
* * *
Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı bu dev kampanya için 7 bölümlü ihale gerçekleştirdi. Türkiye’nin yedi bölgesine üretim ve dağıtım yapacak şirketleri belirlemeye çalıştı. İhale yapıldı, iki

Yazının Devamı

Halka açılarak büyüyecekler

11 Nisan 2012

Avrupa’daki durgunluk, küresel sıkıntılar, Ortadoğu’da yaşanan karmaşa derken, halka açılma hedeflerini erteleyen şirketler, 2012’de adeta sıraya girdi.
Egeli şirketler şimdi bu sıranın önlerine geçiyor.
Sermaye Piyasası Kurulu, İstanbul Menkul Kıymetler Borsası, Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği ile Türkiye Sermaye Piyasası Aracı Kuruluşlar Birliği, 2008 yılında bir araya gelerek Türk şirketlerinin güçlenmesi için halka arz seferberliği kampanyası başlatmıştı.
Ancak kampanyanın şansı yaver gitmedi.
2008 sonundan itibaren global kriz derinleşti, kampanya neredeyse başlamadan bitti. Ancak o dönemde bu kapsamda firmaları yüreklendirici epey çalışma yapıldı ama şans da bir türlü gülmedi.
* * *
Geldik 2012 yılına...

Yazının Devamı

“Yeter artık alanlar netleşsin”

8 Nisan 2012


Ege İhracatçı Birlikleri sık sık yaşadıkları gelişmeleri bülten yapar bizlere, haber merkezlerine gönderir. Birlik en sık “Türk balıkları Amerika pazarında”, “Türk dizileri Ortadoğuda üretimi patlattı” gibi çarpıcı başlıklarla ‘Su Ürünleri’ sektörüne dair gelişmeleri iletir.
Gerçekten de sektör yurtdışında mutlu, yurtiçinde ise hayli keyifsiz...
Sektörün deneyimli ve en açık sözlü konuşan, doğru bildiğini eğmeden, bükmeden anlatan ismi olarak tanıdığım Sevinç Kopuz’u bu konuda hayli dertli görünce söze, “Kusura bakma Sevinç ama ben de Karaburun’da, Seferihisar’da balık çiftliği kurulmasından yana değilim” diyorum... Kopuz’un yanıtı beklediğimin dışında geliyor. “Biz de değiliz. Ancak hata bizim sektörde değil... Yıllardır bu soruna çözüm arayan taraf zaten biziz”
2004 yılında vefat eden ve su ürünleri sektörünün duayeni, öncüsü kabul edilen babası Hüseyin Kopuz’dan devralan Sevinç Kopuz, bugün kardeşleriyle birlikte çiftliklerin yanı sıra Türkiye’nin en büyük balık işleme tesisinin de başında.
Sektörün güçlü ismi Uğurlu Balık Yönetim Kurulu Başkanı ve Birlik Yönetim Kurulu Üyesi Kopuz’un anlattıkları; zaman zaman gündeme gelen ve tarafları mağdur bırakan bir

Yazının Devamı

Yatırımlar yine durdu

6 Nisan 2012

Şu sıralar, İzmir’in gözü kulağı, yeni kent merkezinde yer alan Adliye’de yaşanan gelişmelerde. Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu ve belediye bürokratlarının sorgusu sürüyor.

Özellikle tutuklu yargılanan sanıkların ifadeleri, anlattıkları dikkat çekici, bazen iç acıtıcı. Dava sürüyor ve mahkemenin kararı İzmir’de çok şeyi belirleyecek.

Adliye’nin içerisinde bu çok önemli gelişmeler sürerken, bulunduğu alanda, yani Yeni Kent Merkezi’nde de yine önemli bir gelişme var. Daha doğrusu ‘gelişememe’, durma var. Rahmetli Başkan Ahmet Piriştina zamanında, “Gökdelenler Bölgesi olarak yüksek katlı binaların imarına açılan bölge, 12 yılı aşkın süredir yap boz tahtası gibi. Geçen yıl sonunda davaların aşılmasıyla kazmaların vurulmaya başlandığı Kent Merkezi, dördüncü kez hukuki sürece takıldı.

Bölge idare mahkemesi dört ayrı noktada kısmi yürütmeyi durdurma kararı verdi. Ancak bölge yeni yatırımların başlayacağı bölümleri kapsadığı için, projeler yine askıda kaldı. Yatırımcı kızgın, Bayraklı Belediye Başkanı Hasan Karabağ şaşkındı...



Yazının Devamı

İzmir’in talih kuşu

4 Nisan 2012

Yıllar çok hızlı akıp geçti ve özelleştirilsin mi özerkleştirilsin mi tartışmaları arasında Petkim, Azerbaycan’ın en büyük şirketi Socar’a geçti. Biz bu tartışmayı çok yapmıştık. Ancak Azeriler bu tartışmaları yaptığımız o günün yöneticileri ile çalışmayı sürdürünce, Petkim “özerkleştirilmiş gibi” stratejik bir kuruluş olarak ulusal amaçları da ihmal etmeden yoluna devam ediyor.
O dönemlerde konuştuğumuz konulardan biri de “Value-Site” yani Petkim Yarımadası’nın Avrupa’nın en önemli petrokimya üretim merkezi haline gelmesiydi. Dünyanın dev oyuncuları bu bölgede yatırıma teşvik edilecek.
47. kuruluş yıldönümünde konuşan Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı Müsteşarı Metin Kilci yeşil ışık yaktı. Petkim de açıkladı.
Bu dev proje kapsamında yarımadaya, rafineri ile birlikte toplam 17 milyar dolarlık yatırım yapılacak.
Dünyanın vazgeçilemez ve son teknolojisi bu yolla İzmir’e geliyor. Üstelik de kent için ortaya atılan birçok afaki projenin dışında, planları yapılmış, adım adım ilerleyen milyarlarca dolarlık yatırım İzmir’in sınırlarından içeri giriyor.
Petkim, İzmir’in başına konmuş talih kuşudur derken, abartmadığıma eminim..

Güneşe dönük yüze gölge vurmaz

Biz ya

Yazının Devamı