Bir yılı daha iyisiyle kötüsüyle, mutluluklarıyla, telaşlarıyla geride bıraktık. 2022 yılı hedefleriniz arasında neler yer alıyor? Bunlardan bazılarının sağlıklı beslenmek ve bağışıklığınızı güçlendirmek olduğunu umuyorum. Bedeninizi ve ruhunuzu hafifletmek de hedeflerinizden biri ise harekete geçmenin tam zamanı. Öyle ki 2 yıldır bize eşlik eden pandemi süreci bizlere sağlığın çok önemli olduğunu ve her an değişebileceğini çok iyi öğretti.
1. Bağışıklığınızı güçlendirmek
Nutrients dergisinde yayımlanan ve salgın döneminde internet üzerinden aramaları değerlendiren bir araştırmaya göre, bağışıklık aratılan ilk terimler arasında.
Peki, bağışıklığınızı nasıl güçlendirebilirsiniz? Elbette bağışıklığı güçlendiren tek bir diyet olmadığını hatırlatmakta fayda var. Meyveler, sebzeler, kuru baklagiller, tam tahıllar, yağlı tohumlar gibi lif, vitamin ve mineral açısından zengin bir beslenme düzeni bağışıklık sisteminize destek olacaktır. C vitamini, çinko ve selenyum, D vitamini gibi vitamin mineraller bağışıklık sisteminizi güçlendirmeye yardımcı olabilir. Bu vitamin ve minerallerin eksikliğinin daha şiddetli bir inflamatuar tepkiyle bağlantılı olduğunu ve Kovid-19’dan etkilenme oranlarını artırabileceğini gösteren çalışmalar da yapılmaya devam ediyor. Geçtiğimiz aylarda Gut dergisinde yayımlanan araştırmada ise bitkisel bazlı diyet, daha düşük Kovid-19 riski ve şiddetiyle ilişkilendirilmiş. 31.815 Kovid-19 vakasının incelendiği çalışmada, diyet puanının en düşük çeyreğindeki bireyler Kovid-19 riskiyle doğrudan ilişkili bulunmuş. Diyet kalitesinin Kovid-19 riskini %31.9 oranında etkilediği sonucuna ulaşılmış.
2. Bitki bazlı beslenmek
Devam eden pandemi ve iklim değişikliğinin açıkça görülebilen etkisi, yaşam tarzımızda ve tükettiğimiz gıdalarda değişime sebep oldu. Science of the Total Environment'da geçtiğimiz aylarda yapılan yeni bir araştırmada, Birleşik Krallık’ta yaşayan bireylerin besin tercihleri değerlendirilmiş. Araştırmacılar yiyecek ve içeceklerde bitki bazlı alternatifleri tercih ettiğini bildiren kişi oranının son yıllarda neredeyse iki katına çıkarak %6.7'den %13.1'e ulaştığını belirtiyor. Aslında bitki bazlı gıdalarda artışın nedeni sadece besin değerleri değil, aynı zamanda gezegeni iyileştirmek için de bir adım atmak. Hayvancılık üretiminden kaynaklanan emisyonların dünyanın insan kaynaklı sera gazı emisyonlarının %14.5’ini temsil ettiğini hatırlatmakta fayda var. Bu yıl hem sağlığınızı iyileştirmek, hem de gezegene iyi bakmak için bir adım atın. Örneğin, et yediğiniz günlerde bile, rutininize bitki bazlı yiyecekler eklemeye başlayın, tabağınızın büyük bir kısmını salatayla doldurun. Atıştırmalıklarınızı sebze meyvelerden yana kullanın. Et yemeklerinizi günde bir öğünle sınırlandırmayı, uzun zamandır uyguladığım etsiz pazartesi ilkesi gibi haftada bir gün et tüketmemeyi yaşam tarzınız haline getirebilirsiniz.
3. Ruhunuz için de detoks
Yeni yıl sonrası en çok aranan kelimelerden biri de detoks. Yılbaşı gecesi yemeği biraz fazla kaçırmış, ertesi gün ise kendinize bir detoks programı arıyor olabilirsiniz. Detoksun aslında toksinlerden arınma anlamına geldiğinden pek çok kez bahsetmiştim. Toksinlerden kurtulmak için doğal beslenme ana prensibiniz olmalı. Bunun için sebze ve meyvelerin ağırlıklı olduğu ana öğünleri tüketmeye özen gösterin. Tam tahılları, kuru baklagilleri, süt ürünlerini ve yağlı tohumları dengeli bir şekilde beslenme planınıza ekleyin. Su ve maden suyuyla alınan bol sıvı desteğinin ön planda olduğu bir beslenme programı aslında vücudunuz için detoks anlamı taşıyor. Fiziksel aktiviteyi de unutmamak gerek, diyetin yol arkadaşının egzersiz olduğunu unutmayın. Detoks programlarının en önemli kısmı bedeninizin yanında ruhunuzu da dinlendirmektir. Bunun için kitap okuyabilir, müzik dinleyebilir, bitki çaylarından faydalanabilir, doğa yürüyüşleriyle bol oksijen almayı deneyebilirsiniz. Meditasyon yapmak bedeninizde olduğu kadar ruhunuzda da detoks etkisi yaratacaktır.