Son günlerde ülke olarak oldukça stresli günler geçiriyoruz. Akıl ve ruh sağlığımızı korumakta güçlük çektiğimiz dönemlerden birindeyiz... Yıkıcı afetler sonrası stres yönetimi ve ruh sağlığını destekleyici adımlar atmak kıymetli. Öyle ki stres, tıpkı soğuk algınlığı veya viral bir hastalık kadar bulaşıcı olabiliyor. Stres, üzüntü, öfke gibi pek çok duyguyu bir arada yaşadığımız bu dönemde kortizol ve stres ilişkisine bir kez daha değinmek istedim.
Önlenebilir bu felaketlerin bir daha yaşanmaması dileğiyle. Başımız sağolsun.
Duygusal bulaşma ve kortizol
Evet doğru duydunuz, stres birçok açıdan bulaşıcı olabilir. Bu durum ‘duygusal bulaşıcılık’ veya ‘stres bulaşıcılığı’ olarak adlandırılıyor ve sosyal psikoloji ile nörobilim alanlarında çalışmalara devam ediliyor. Yapılan araştırmalar, bir kişinin stresli bir anına şahit olmanın, gözlemcinin de kortizol seviyelerinin yükselmesine yol açabileceğini gösteriyor. Bu, özellikle aile bireyleri veya yakın ilişkilerde daha belirgin gözlemleniyor. Yale Üniversitesi’nde yapılan bir araştırmada, stres altındaki kişileri gözlemleyenlerde kortizol seviyesinin yüzde 26 oranında arttığı bulunmuş. Stresin oldukça hızlı bir şekilde yayılabilen ‘duygusal bulaşma’ olduğu ve etkilerinin saatlerce, hatta günlerce sürebileceği belirtiliyor. Stresli bir bireyin yanında olmanın kalp atış hızını ve kortizol seviyelerini artırabileceği sonuçlar arasında.
‘İkinci el’ stres
Bu konuda kullanılan terimlerden biri de ‘ikinci el stres’. İkinci el stres, bireyin stresli bir kişinin etrafında olmasının sonucu olarak ortaya çıkan stres olarak tanımlanabilir. Psychoneuroendocrinology dergisinde konu ile ilgili bir araştırmada katılımcılara stres testi uygulanmış, tükürük kortizolu ve duygusal stres değerlendirilmiş. Tüm katılımcıların yüzde 17’sinde nöroendokrin düzeyde fizyolojik olarak anlamlı bulaşıcı stres reaksiyonu gözlemlenmiş.
Koku ipuçları
Bazı araştırmalar, stres altındaki bireylerin ter yoluyla salgıladığı kimyasalların (Örneğin, feromonlar) çevrelerindeki kişilerde stres tepkisini tetikleyebileceğini öne sürüyor. Feromonları vücuttan çevreye salınan ve aynı türün diğer üyelerinin fizyolojisini ve davranışlarını etkileyen kimyasal haberciler olarak tanımlayabilirim. Ancak bu kimyasalların bulaşıcılığının, doğrudan bir stres geçişinden ziyade, algısal ve duygusal bir tepki yaratmasıyla ilgili olduğu düşünülüyor. Aslında bu durum size bir yerlerden tanıdık geliyor olabilir. Yakın arkadaşlar veya birlikte yaşayan kadınların aynı zamanda regl olması, östrojen gibi hormonların dengesinin de bundan kaynaklanabileceği araştırılıyor. Fakat burada yeterli bilimsel kanıt olmadığının altını çizmekte fayda var.
Uyku stres döngüsüne dikkat
Uyku ve stres arasındaki ilişki oldukça güçlü ve çift yönlü olduğundan bahsetmek mümkün. Yetersiz uyku, stresle başa çıkma kapasitesini azaltabiliyor. Stres uyku kalitesini olumsuz yönde etkilerken, yetersiz uyku da stresi artırabiliyor. Özetle bu durum, bir kısır döngü yaratarak hem zihinsel hem de fiziksel sağlığı olumsuz etkileyebiliyor. Hem uyku hem de stres
seviyeleriniz için magnezyum içeren besinleri sofranızdan eksik etmeyin. Ispanak, avokado, badem, kabak çekirdeği ve tam tahılları örnek verebilirim. Mutluluk hormonu serotoninin ve uyku hormonu melatoninin üretimini destekleyen triptofana da burada parantez açmakta fayda var. Yoğurt, yumurta, muz, yulaf gibi besinleri beslenme planınıza ekleyin. Papatya, melisa, lavanta gibi sakinleştirici etkisi olan bitki çayları da bu noktada size fayda sağlayabilir.
İyi hissettiren ara öğünler
Akşam yemeğinden sonra bir kase yoğurt içine muz ve yulaf ekleyebilir, üzerine yedi, sekiz çiğ badem atabilirsiniz. Bu ara öğün size hem triptofan hem de magnezyum desteği sağlarken, sindirim sisteminize destek olur. Bağırsak-ruh sağlığı ilişkisini hatırlayın.