Hem size hem gezegene iyi gelen seçimlerden yanayız. Darıyı daha önce kuş yemi olarak duymuş olabilirsiniz, ama tadı ve besleyiciliğiyle sofralarınızın yeni yıldızı olmaya hazırlanıyor
5 Haziran Dünya Çevre Günü. BM Çevre Programı (UNEP), her yıl dünya çapında çevre koruma bilincini teşvik eden Çevre Günü dolayısıyla etkinlikler düzenliyor. 2023 yılının teması ise #BeatPlasticPollution, yani plastik atıklar ile mücadele üzerine. Bu kampanya kapsamında plastik kirliliğine yönelik çözümlere odaklanılacak. 2050 yılına kadar denizlerdeki plastiklerin ağırlığının, balıkların ağırlığını geçeceği tahmini göz önünde bulundurulsa durumun ciddiyeti ortada. Bu anlamda Avrupa Birliği’nde yasaklanan tek kullanımlık plastiklerin ülkemizde de yasaklanması, depozito sistemi gibi yöntemler değerlendirilmeli. Çünkü mikroplastikler sadece çevreye zarar vermiyor, havadan, sudan, topraktan vücudumuza girebiliyor.
Hem size hem gezegene iyi gelen seçimleri hep paylaşıyor, farkındalık yaratmaya çalışıyorum. Dünya Çevre Günü özelinde bunlara bir yenisini eklemek istedim. Darıyı sofralarınıza eklemeye hazır olun…
Dr. Ayşegül Selışık
Mirası zengin, potansiyeli yüksek
Birleşmiş Milletler 2023 yılını “Uluslararası Darı Yılı” ilan etti. Darının sofralarımızda yer alması ve bilinirliğinin daha çok artırılması için Birleşmiş Milletler Gıda ve Tarım Örgütü (FAO) çalışmalarına devam ediyor. Darıyı daha önce kuş yemi olarak duymuş olabilirsiniz, ama hem tadıyla hem besleyiciliğiyle sofralarınızın yeni yıldızı olacak. Minimum girdi ile kurak topraklarda yetişebiliyor ve iklim değişikliğine karşı dayanıklı. Aynı zamanda en az 90 milyon insan için temel gıda maddesi. Lif, antioksidanlar ve protein içeriği ile besin değeri açısından erişilebilir bir alternatif olarak karşımıza çıkıyor. Demir, kalsiyum, silisik asit ve magnezyum gibi mineralleri de içerisinde bulunduruyor, veganlar için de iyi bir tahıl alternatifi. Baklagillerden nohut ile birleştiğinde ise amionasit kombinasyonu sağlarak bu ikili harika bir bitkisel protein kaynağına dönüşüyor. FAO bu yıl darının beslenme ve sağlık yararlarına yönelik farkındalık yaratmayı amaçlıyor. Ben de destek olmaya ve sizlerle paylaşmaya devam edeceğim.
Darı, Türkiye’de ağırlıklı olarak hayvan yemi ve özellikle kuşyemi olarak tüketildiğinden aslında üretimden daha fazlası ithal ediliyor demek mümkün. Ülkemizde insan beslenmesinde darının kullanımı çok az. Oysa iklim olarak topraklarımız darı yetiştirmeye uygun. Üretimin önemli bir bölümü Muğla ve Ege Bölgesi’nde gerçekleştiriliyor. İç Anadolu ve Güneydoğu Anadolu’da da darı üretimi var. FAO verilerine göre, dünyada en önemli üretici ülkelerden birkaçı Hindistan, Nijerya, Nijer, Çin.
İklim krizine, açlığa, yoksulluğa karşı çözümümüz yine yabana dönmekte, ata tohumlarında, geleneksele dönmekte. Biyoçeşitliliğin korunması tam da bunun için gerekli. Buğday, mısır, pirinç gibi monokültürel tarımdan uzaklaşıp farklı alternatiflerle hem toprağı hem de sağlığımızı iyileştirmek mümkün.
Kaz Dağları’nda biyoçeşitliliği korumak
Konumuz biyoçeşitlilik olunca geçtiğimiz ay gerçekleştirdiğim çok kıymetli bir ziyareti paylaşmak istedim. Birleşmiş Milletler Gıda ve Tarım Örgütü (FAO) olarak Küresel Çevre Fonu tarafından finanse edilen, Tarım ve Orman Bakanlığı, Orman Genel Müdürlüğü ve Doğa Koruma ve Milli Parklar Genel Müdürlüğü ile iş birliği içerisinde hayata geçirilen “Kaz Dağları’nda Biyoçeşitliliğin Korunması ve Orman Peyzajlarının Sürdürülebilir Yönetiminin Güçlendirilmesi” Projesi kapsamında Çanakkale’deydik.
FAO Türkiye Temsilci Yardımcısı Dr. Ayşegül Selışık’ın aktardığı üzere bu proje ile Kaz Dağları’ndaki ormanların ve tarım alanlarının sürdürülebilir yönetiminin sağlanması, biyolojik çeşitliliğin üretim peyzajlarına entegre edilmesi ve bu konularda farkındalık oluşturmak hedefleniyor. Kaz dağlarındaki biyoçeşitliliği koruyarak bölgedeki doğal yaşamı ve burada yaşayan türleri güçlendirmek, hayatını burada devam ettiren kırsal kesimi desteklemek, bölgenin yeşil ormanlarını ve saklı cennetlerini korumak aslında her birimizin sorumluluğu. Çünkü ‘KAZ DAĞLARI HEPİMİZİN’. Resmi çalıştayın ardından saha ziyareti için proje kapsamında Ayazma Pınarı Tabiat Parkında orman banyosu ile şifalandık. Balıkesir ve Çanakkale alanından 25 orman alt bölgesi toplamda 184.297 hektar alanlık bu proje,dilerim tüm ormanlarımız için örnek olsun. Dünya Çevre Günü Kutlu Olsun…